"Topladığı çiçeklerden yaptığı tacı bana takıp gülümsedi. Nasıl durduğuna bakmak için biraz benden uzaklaştı, baştan aşağı süzdükten sonra olduğuna karar vermiş olacaktı ki kocaman gülümseyerek tekrar yanıma geldi.
'Çok güzel oldu sevgilim.'
Elimi saçlarımın üzerinde duran taca atacaktım ki ellerimi havada yakaladı. Beni kendine doğru çekip sıkıca sarıldı. Gözlerimiz buluştuğunda kadifemsi sesiyle konuştu.
'Sakın dokunma, bozacaksın.'
'Ama bende merak ediyorum.'
Cebindeki küçük aynayı çıkartıp ikimize doğru tuttu. Çok güzel gözüküyorduk aynadan, taca bakmayı bile unutmuştum. Sonra uzaklardan biryerden bebek ağlama sesi duydum. Şaşkınlıkla etrafıma baktım. Bana sardığı kollarını ayırıp çimenlerin ortasındaki -yeni fark ettiğim- beşiğe doğru ilerledi. İçinden beyaz tulum giyen bebeği çıkardı. Bebek kucağına alınca sustu, bana doğru gelmeye başladı. Bebeği bana göstererek güldü. Bebeğin yanağındaki gözyaşını sildiğimde o da gülmeye başladı.
'Ne kadar da sana benziyor.'
Kimindi bu bebek?
Bebeği kucağıma verdiğinde kokusunu içime çektim. Tarif edemeyeceğim bir kokuydu, huzur gibi. Yanağına küçük bir öpücük kondurdum, kocaman gülümsedi. Gamzeleri de vardı bu bebeğin...
Sonra ne olduğunu anlamamıştım. Önce Şiddetli bir silah sesi duyuldu, korkuyla sıçradığımda yanımdaki adamın göğsünde kan gördüm. Beyazlar içindeki kıyafetleri kısa bir sürede kırmızı olmuştu. Ayaklarımın önüne yığıldığında ne yapacağımı bilmiyordum. Hemen yanına çöktüm, elimi göğsündeki yarasına bastırıp onu uyandırmaya çalışıyordum.
'Hayır, hayır. Lütfen uyan!'
Kucağımdaki bebek ağlamaya başladığında ne yapacağımı bilmiyordum. Elimdeki kan onun kanı, kucağımda ağlayansa bizim bebeğimizdi..."
"Kızım uyansana artık! Aaa kız noluyor buna rüyamı görüyor acaba?"
"Çık birde ben bakayım. Ayy terlemiş kesin kâbus görüyor. Uyandıralım."
"Sen şu çocuğu sustur önce. Sonra uyandırırız."
Bebek ağlaması duyuyordum hâlâ. Omuzlarım sarsıldığında korkudan yataktan sıçradım. Dağılan saçlarımı yüzümden çekip ağlayan bebeği aradım. O an telaşla ne yaptığımı bilmiyordum.
"Bebek ağlıyor. Benim bebeğim mi?"
Söylediğim şeyin saçmalığına Ayşe bağırarak gülerken Aysel yanıma oturdu. Elini anlıma koyup ateşimi ölçtü.
Aysel, "Ateşin mi var? Saçmaladın."
Ayşe kucağındaki bebeğin ağzına emziği takınca ağlayan bebek sonunda susmuştu.
Ayşe, "Ay gülmekten öleceğim şimdi."
"Ayşe sus götür şu bebeği."
Ayşe, "tamam canım annesine vereyim geliyorum."
"Annesi nerede?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SENSEDİM
RomanceAilesinden, kimliğinden kaçmak isteyen Arman öğretmen olur ve sıkıcı şehirden güzel bir köye yerleşir. Sevdiği kızla evlenme hayalleri kurarken ne geçmişi ne de düşmanları onun peşini bırakmaz. Babasının kirli geçmişinin bedellerini o öder. En kötü...