Hızlı adımlarla üst kattaki, bahsettiği odaya gittim. Fazla büyük bir oda değildi. Bazı eşyalar tozlanmıştı. Duvarlarda, acil durumlar için olduğunu düşündüğüm birkaç sopa ve bıçak vardı.
Odayı incelemeyi bırakıp yatağa ilerledim ve kendimi attım.
Uzun zaman sonra rahat bir yüzeyle buluşan sırtım yüzünden huzurla kapattım gözlerimi...
☆
☆
☆
"Jungkook!"
Duyduğum boğuk sesler ile yüzümü buruşturdum. Kim huzurlu uykumu bölmeye çalışıyordu?
"Jungkook uyan!"
Sesler daha da netleşitken gözlerimi araladım zorla.
"Uyan artık."
"Hm? Ne oldu?"
Uykulu halim ile mırıldandım. Açıkçası ne dediğimi bilmiyordum bile.
Duyduğum kalın tınıdaki kıkırdama ile gözlerimi tamamen açtım.
"Birşeyler yiyeceksin uykucu. Kalk artık."
Yattığım yerde doğruldum. Sırtımı yatak başlığına verdim.
Hava kararmıştı.
Taehyung elindeki tepsiyi bana doğru uzattığında, elinde bir tepsi olduğunu yeni farketmiştim.
Uykulu gözlerim tepsi ve Taehyung'un yüzü arasında mekik dokurken, Taehyung tekrar kıkırdamıştı.Şuan tam bir aptal gibi göründüğüme emindim. Çünkü ne zaman uykulu ve hasta olsam, çok aptal görünürdüm ve bazı şeyleri geç anlardım. Hemen idrak edemezdim.
Taehyung yatağa oturmuş ve elindeki tepsiyi kucağıma bırakmıştı.
"Seokjin'in özel tarifi bu çorba. İçince hemen iyileşirsin."
Elindeki çorba dolu kaşığı ağzıma doğru uzattığında, geri çekilip kaşığı elinden almak istedim ancak bana izin vermedi.
Beni kendi mi besleyecekti?
Kaşığı tekrar ağzıma uzattığında, sessiz kalmış ve bu sefer ağzımı aralamıştım.
"Güzel, öyle değil mi?"
Sorduğu soru ile sadece başımı aşağı yukarı sallayarak onayladım. Çorba gerçekten güzeldi.
Çorbayı bitirdiğimde, tepsideki peçeteyi aldım ve ağzımı sildim.
"Bu çayıda iç. Namjoon'un bahsettiği çay bu."
Bana uzattığı kupayı elinden alıp dudaklarıma götürdüm. Küçük bir yudumu ağzımın içine aldığımda, yüzümü buruşturup yudumu tükürmemek için büyük bir savaşa girdim. Tanrım! Bu çayın tadı gerçekten korkunçtu.
Yudumu yutmak için verdiğim savaştan galip gelmeyi başardığımda, hızla söze atıldım.
"Bu iğrenç! İçmek istemiyorum."
"Yapabileceğim bir şey yok.. biran önce iyileşmek istiyorsan içmelisin."
"İstemiyorum. Mide bulandırıcı."
"Sana sözümü dinlersen çikolata vereceğimi söyledim. Hadi, o çayı bitirirsen söz çikolata vereceğim."
Çikolata için değerdi... bir çikolata için yapamayacağım şey yoktu sanırım.
Beklemeyi bıraktım ve tek elimle burnumu tıkayıp diğer elimdeki çayı kafama diktim. Birkaç koca yudum sonunda yüzümü buruşturup içmeyi bıraktım. Gerçekten rezalet bir tadı vardı ve burnumu tıkamam bile işe yaramamıştı.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
KILL OR BE KILLED
FanfictionJungkook, erzağının bitmesiyle kendine yiyecek birşeyler ararken, Taehyung'un liderlik yaptığı bir küçük bir şehirle karşılaşır. Jungkook, açlığını dindirmek için bu küçük şehire gizlice girer ve depodan yiyecek bir şeyler çalar. Ancak işler pekte...