(28)

3.3K 332 310
                                    

"Tanrım! Sen ceza almaktan bıkmayacak mısın Jungkook?!"

Jungkook anlamazca kaşlarını çatarken, yine nerede hata yaptığını sorguluyordu.
Eğer Vegas'ın şartını kabul etmeseydi kavuşamayacaklardı.

"Yine ne yaptım ya, ne cezası?!"

Jungkook huysuzca sitem ettiğinde, Taehyung sinsi bir sırıtış sunmuş ve penisini hızla Jungkook'un deliğine sokmuştu.

Jungkook bu ani saldırı karşısında gafil avlanırken, derince inlemişti.

Anlaşılan sert bir ikinci tur onları bekliyordu...

Yazardan~

İkili uzunca bir süre dinlenmenin ardından kısa bir duşa girmiş ve daha sonra Hyung'larının yanına gitmek üzere harekete geçmişlerdi.

Jungkook Taehyung'u Wooyoung'la tanıştırmak için sabırsızlanıyordu.
Henüz Wooyoung'a sevgilisi olduğunu söylememişti. Nasıl tepki vereceğinden pek emin olmasa bile anlayışla karşılayacağını düşünüyordu.
Kardeşiyle Taehyung'un iyi geçineceğini umuyordu.

Jungkook yürüyüşleri boyunca Taehyung'a sürekli heyecanla kardeşinden bahsetmişti.
Taehyung, Jungkook için Wooyoung'un ne kadar değerli olduğunu onun bu tavırlarından yeterince anlamıştı.
İstemsizce merak etmişti çocuğu. Jungkook'un hakkında konuşa konuşa bitiremediği kardeşiyle tanışmak için heyecanlıydı.

İkili sonunda Namjoon ve SeokJin' in odasına vardıklarında, Jungkook kapıyı çalmış ve heyecanla içeriye dalmıştı.

"Biz geldik!"

Wooyoung abisini gördüğü an huysuz bir surat ifadesiyle SeokJin Hyung'unun yanından kalkmış ve Jungkook'a doğru yürümüştü.

"Hyung, neredesin sen saatlerdir?! Merak ettim seni! Beni neden yalnız bırakıyorsun o kadar saat?"

Jungkook, kardeşinin sitemine karşılık bakışları hemen yanındaki Taehyung'a kayarken, ikili göz göze geldikleri an gülmemek için dudaklarını birbirine bastırmışlardı.

Yaptıkları yaramazlıklar akıllarına gelirken odadakilere belli etmemek için ciddi olmaya çalışıyorlardı.

Jungkook bakışlarını hızla Taehyung'tan kaçırıp Wooyoung'a dönmüş ve zar zor gülmesini bastırıp söze atılmıştı.

"Küçüğüm, bırakıyorsam da tanımadığım insanlara mı bırakıyorum seni? Jin Hyung'la kaynaşmış oldunuz hem fena mı? Niye öyle söylüyorsun, sevmedin mi yoksa Hyung'larını?"

"Hayır sevdim.. sadece beni bırakıp gitmene kızdım. Saatlerdir geri de dönmedin! Neredeydin?"

Jungkook yeniden gelen soruyla birlikte biraz verilse bile, bu sefer cevaplamıştı. Utanmanın lüzumu yoktu.

"Taehyung'u görmeye gitmiştim. Tanıştırayım, bu Taehyung."

Jungkook eliyle Taehyung'un omzunu tutmuş ve Wooyoung'a itafen konuşmuştu.

Wooyoung'un kaşları huysuzca çatılırken, boydan boya Taehyung'u süzmüştü.

"Görmeye mi gittin? Görmeye gitmen bu kadar uzun mu sürdü yani?"

SeokJin dayanamayıp kahkahasını basarken, Namjoon ise SeokJin'i susturmaya çalıştı hızla.
İkiside Taehyung ve Jungkook'un işi pişirdiğini çok iyi biliyordu ve sırf bu yüzden sürekli sohbet ederek Wooyoung'u oyalamaya çalışmışlardı.

KILL OR BE KILLEDHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin