(14)

5.2K 482 495
                                        

"Army'i bulacağız."

"Army'mi!? Saçmalama! Gerçek olup olmadıklarını bile bilmiyoruz! Ya bir dedikodudan ibaretse!? Ucunda ne olduğunu bilmediğimiz bir yola çıkamayız Taehyung! Hadi diyelim ki Army var.. sence bizi öylece aralarına alırlar mı? Army'ler bizi anında öldürür! Risk alacaklarını mı sanıyorsun?!"

Namjoon'un konuşmasına karşılık Taehyung hiddetle çıkıştı.

"Daha iyi bir planın var mı?!"

Jungkook'tan~

Aralarındaki konuşmadan hiç bir bok anlamamıştım. Army de neydi ki?

"Başka şansımız yok Namjoon. İki türlüde risk altındayız. Biran önce gitmeliyiz."

Taehyung Namjoon'u ikna etmek istercesine sesini alçaltıp daha sakin bir tonda konuştu.

"Peki o zaman. SeokJin bizi bekliyor, gidelim hadi."

Beraber şehre doğru hızlı adımlarla yürümeye başladık. Gerçi artık oraya şehir diyebilir miydik bilemiyorum. Neredeyse her şey yıkılmıştı.

Müsait bir zamanda neler olduğunu Taehyung'a sormayı aklımın bir ucuna yazdım. Şuan birde ben üzerine gitmek istemiyordum Taehyung'un. Yeterince üzgün ve gergindi.

Şehrin kapısından içeriye girdiğimizde, Taehyung etrafı incelemiş ve sesli bir iç çekmişti.

"Herkes öldü... bütün emeklerim çöp oldu.."

Taehyung'un tekrar söylenmesiyle, Namjoon ve ben yine sessiz kaldık. Söyleyebileceğimiz birşey yoktu.

SeokJin yanımıza koşarak gelip Taehyung'a sarıldı.

"Benim minik yumurtalı bamyam! Tanrıya şükür iyisin! Ne kadar korktum senin için haberin var mı?!"

SeokJin Hyung'un bu tavrına karşılık Taehyung dayanamamış ve gülmüştü. Ancak bu gülüş kısa sürmüş, tekrar üzgün moduna geçmişti.

"Hadi, araçlar hazır. Sizi bekliyorduk."

Seokjin Taehyung'tan ayrılıp hızla bana doğru adımlarken konuşmuştu.
Kollarını bu seferde bana sardığında, sarılışına karşılık verdim.

SeokJin Hyung beni beraberinde yürütmeye başladığında, Namjoon ve Taehyung'ta hızla peşimizden gelmeye başladılar.

"Hyung, neler oluyor?"

Merakıma daha fazla katlanamazken, sessizce Jin Hyung'a sordum.

Bakışları bana dönerken, sıkıntıyla nefes vermiş ve konuşmuştu.

"Bunu sana Taehyung anlatsa daha doğru olur. Daha sonra ona sor tamam mı minik köpek balığım?"

Başımı onu onaylar yönde sallarken ofladım. Bu iş canımı sıkmaya başlamıştı.
Gerginlikten midem bulanıyordu.

Ne olduğu hakkında en ufak bir fikrim yoktu.
Tek bildiğim şey, Vegas denilen kişinin kötü biri olduğuydu. Ve şehri bombalayan kişinin de o olduğu..

Hızlı adımlarla duman altı olmuş şehre daldığımızda, hemen kapının önünde üç tane araç vardı. Kasalı araçların içi bulabildikleri sağlam erzak ve cephanelerle doldurulmuştu.

İki tanesinde, Namjoon'un bahsettiği hayatta kalan insanlar yerleşmişti.
Diğer araca biz binecektik sanırım.

Hızla o araca doğru ilerlediğimizde, Taehyung Namjoon'a seslendi.

KILL OR BE KILLEDHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin