Gözlerimi kapatmış, rahatlatıcı öpücüklerine teslim olurken, soluklarımı düzene sokmaya çalıştım bir süre.
Daha sonrasında yavaşça kolları arasında dönmüş, hızla boynuna sarılıp tekrar dudaklarımızı birleştirmiştim.
Sakince küçük, birkaç öpücük bıraktıktan sonra ayrılmış, başımı omzuna yaslayıp biraz daha dinlenmeye başlamıştım.
"Delirteceksin beni Jeon.."
Duyduğum sözlerle birlikte ciddiyetimi koruyamazken, yorgun bir kıkırtı saldım.
☆
☆
☆
Yazardan~
İkili, yorgunluklarını üzerlerinden atmak için bir süre birbirlerine sığınmış, tatlı sohbetleri eşliğinde şelalenin göle akışını izleyerek dinlenmişlerdi.
Daha sonrasında terli ve birbirlerinin sıvılarıyla kirlenmiş bedenlerini temizlemek için tekrar suya atlamışlardı.
Taehyung tabii o süreçte yine rahat durmamış, sürekli sırnaşıp yaramazlıklarına devam etmeye çalışmıştı.
Jungkook'a gerçekten doyamıyordu, konu Jungkook'sa her zaman açtı..Ancak Jungkook bu sefer geri durmuştu.
Saatlerdir buradaydılar ve artık Army'e geri dönmeleri gerekiyordu.Tabii Taehyung'un arsızlıklarıyla baş etmek gerçekten çok zorlayıcıydı ancak Jungkook azarlamaları ve tehditleriyle üstesinden gelmeyi başarmıştı.
Taehyung ise sonraki süreçlerde, korktuğu için uslu bir adam olmuştu.Yıkanıp giyindikten sonra el ele mağaradan çıkıp araçlarının olduğu yola dogru yürümüşlerdi.
En sonunda ise araca yerleşip keyifli sohbetleri ile birlikte Army'e dönmüşlerdi.
Birkaç saat süren yolculuğun sonunda, Army'e varmış, odalarına çekilmişlerdi.
Namjoon ve Jin, ikilinin yorgun olacağını düşünerek odada onları yalnız bırakmışlardı.
Tabii aynı şey Wooyoung için geçerli değildi..
İkisinin gittikleri yerde ne yaptıklarını çok iyi biliyordu, çünkü Taehyung kulağına söylemişti! Hemde hiç çekinmeden!
Wooyoung geri döndükleri an soluğu odada almış ve azrail misali tepelerine çökmüştü.
"Gelebildiniz sonunda!"
Taehyung Wooyoung'un tavrına karşılık sırıtarak göz devirirken, Wooyoung Taehyung'un tam karşısına geçmiş ve kollarını birbirine bağlayıp tekrar söze atılmıştı.
"Ödülümü alabilir miyim? Söz verdiğin gibi 3 paket çikolata!"
"Wooyoung, yorgunum cidden.. git başımdan sonra veririm sana."
Wooyoung hızla başını iki yana sallayıp reddederken, Taehyung'u rahatsız edecek şekilde onu sarsmaya başladı.
"Ya bana ne ya! Çikolatamı istiyorum! Sözünde dur ve bana çikolatamı ver! Eğer hemen verirsen sizi rahat bırakacağım."
Wooyoung'un son sözleriyle birlikte, Taehyung işine geldiği için hızla yerinden kalkmış ve dolabındaki gizli zulaya doğru ilerlemişti.
Wooyoung'un onları rahat bırakması için tabii ki hemen kalkmıştı.Zulasından üç paket çikolata çıkartıp Wooyoung'a uzattığında, Wooyoung parlayan gözlerle çikolataları kaptığı gibi mutlulukla kıkırdamıştı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KILL OR BE KILLED
FanfictionJungkook, erzağının bitmesiyle kendine yiyecek birşeyler ararken, Taehyung'un liderlik yaptığı bir küçük bir şehirle karşılaşır. Jungkook, açlığını dindirmek için bu küçük şehire gizlice girer ve depodan yiyecek bir şeyler çalar. Ancak işler pekte...