(24)

3.4K 388 381
                                    

"Bırakmam! Daha seninle deneyeceğimiz bir sürü pozisyon varken, asla bırakmam. O kadar kolay değil."

Jungkook duyduğu sözlerle birlikte dayanamayıp kıkırdayıvermişti. Buruk bir gülümseme yüzünde yerini almıştı.

"Öyle mi? Söz ver o zaman."

"Ne? Anlamadım, seni sikeceğime dair söz vermemi mi istiyorsun?"

Jungkook'un kıkırtıları daha da artarken, başını iki yana sallamıştı. Gerçekten onu iyi hissettirmeyi başarmıştı Taehyung.

"Ah, Taehyung cidden arsızsın.. beni bırakmayacağına dair söz vermemi istemiştim.."

Taehyung'ta keyifle kıkırdarken, cevap vermişti.

"Ha, öyle mi? Pardon, yanlış anladım.. Söz veriyorum, seni bırakmayacağım.."

Jungkook'tan~

Odada geçirdiğim sessiz saatlerin sonunda, Vegas'ın yavaşça kapımı çalmasıyla birlikte irkilerek yattığım yatakta doğruldum. Hava kararmıştı. En son şehre gideceğini söyledikten sonra onu bir daha görmemiştim. Anlaşılan çoktan geri gelmiş olmalıydı.

"Jungkook?"

Kapının ardından seslendiğinde, sessizliğini korumuştum.

"Geliyorum?"

Yine sessiz kalmış ve içeriye girmesini beklemiştim.
Yavaşça kapıyı aralayıp başını içeriye uzatmış ve sıcak bir tebessüm sunmuştu.

"Sana yiyecek bir şeyler getirdim. Acıkmışsındır.. Belki beni görmek istemezsin, yalnız yemek istersin diye düşündüm. Tepsiyi buraya bırakıp çıkıyorum.."

Kapıyı biraz daha aralamış, elindeki tepsiyi ize kapının hemen yanına, yere koymuştu.

"Lütfen yememezlik yapma. Soğumadan ye."

Bana son kez bir tebessüm sunduktan sonra kapıyı kapatıp gitmişti.

Acıktığım için hızla yerimden kalktığım gibi yerdeki tepsinin yanına koşturdum.

Tepsiyi elime aldığım gibi yatağıma geri dönmüş, kenarına oturmuştum.
Tepsideki sıcak kaseyi elime almış, yemek çubuklarını kaptığım gibi içindeki rameni yemeye başlamıştım.

Sıcak ramen ağzımı yakarak boğazımdan geçerken, acıyla yüzümü buruşturdum.
Lokmanı yuttuğum gibi ağzımı aralamış ve elimi sallayarak hava yapmaya çalışmıştım.
Acıktığım için yemeğin sıcaklığına bakmadan yemiştim.

Tepsideki büyük su bardağını alıp kafama diktim. Biraz olsun rahatlamıştım.
Ancak akıllanmayıp tekrar gömülmüştüm ramenime.

Dakikalar sonunda tabağın dibine varırken, rahatladığımı hissediyordum. Sanırım hayattaki en sevdiğim şeylerden bir tanesi yemek yemekti.. her seferinde sanki yıllardır yemiyormuşum gibi bir mutlulukla yiyordum.

Boş tepsiyi nereye koyacağımı bilemezken, mutfağa götürme kararı aldım.
Saatlerdir odamdan çıkmıyordum, değişiklik olurdu en azından.

Yavaşça odandan dışarıya çıktığımda, koridordaki karanlık ürkütücüydü. Evde hiç çıt çıkmıyordu, sessizdi.

İstemsizce gerilmiştim.

Bir an odama geri dönmeyi düşünsemde ödleklik yapmayı bırakmış ve yavaş adımlarla aşağı kata gitmek üzere merdivenlere ilerledim.

Karanlıkta önümü pek göremezken, duvardan destek alarak ilerleme ihtiyacı duydum. Düşüp sümük gibi yere yapışmak istemezdim.

KILL OR BE KILLEDHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin