Selamlarr
Bölüm atmayalı biraz oldu..
Ancak sonunda yeni telefonum olduğu için biraz daha rahat aktif olabileceğimi düşünüyorum.Ayrıca instagram sohbet grubunu aktifleştireceğim. Katılmak isteyen buraya yazabilir ya da rynee1997tk hesabıma ulaşabilir.
Neysse
Umarım yb hoşunuza kaçarr
Bol bol oy ve yorum firlatmayı unutmayınnn
Yazım hatası varsa özür dilerimm
Keyifli okumalarr
♡
Ve o an, ellerim arasındaki Wooyoung'un bir anda benden kurtulup hızla Vegas'a doğru koşması saniyeler içinde gerçekleşmişti. Onu durduramamıştım bile.
Wooyoung Vegas'ın yanına vardığı an, silahın patlama sesi yankılandı. Her şey o kadar hızlı olmuştu ki, Wooyoung'un peşinden onu durdurmak için koşma fırsatı dahi bulamamıştım.
O an aklımdan geçirdiğim tek şey, patlayan silahın Wooyoung'a isabet etmemiş olmasını dilemekti.
Ancak Vegas'ın korku dolu bağırışı, sanırım tüm dualarımın reddedildiğinin kanıtıydı.
"Hayır!!!"
☆
☆
☆
Vegas'ın yapılı bedeninin hemen önünden Wooyoung'un bedeni yığıldı yere.
Taehyung'un beni durdurmaya çalışmasını umursamadan koşarak yanına gittim kardeşimin.
Vegas ise o sırada korkunç bir bağırışın ve öfkeli nefeslerin sonrasında hızla babasının üzerine koşmuştu."Ne yaptın sen!? Lanet pislik!?"
Wooyoung'un yanına çöküp kollarımın arasına aldım. Hırıtılı nefes sesleri kulaklarımı çınlatıyordu. Gözleri dolmuştu.
Ve o an, Wooyoung'u saniyelikte olsa unutmamı sağlayacak bir şey daha yaşandı.
Geniş koridorda ikinci bir silah patlama sesi yankılandı.Bakışlarım hızla Vegas'a döndü.
Mujin, kendisine doğru koşan oğlunu, hiç acımadan öldürmüştü.
Vegas'ın bedeni tıpkı Wooyoung gibi bulunduğu yere çökmüştü.
Şok içerisinde olan bitenleri sindirmeye çalışırken, ağlayarak bakışlarımı tekrar Wooyoung'a çevirdim."Wooyoung! Ölme lütfen! Ne olursun ölme! Bu acıyı bana tekrar yaşatma! Yalvarırım Wooyoung! Lütfen! Lütfen! Ölme! Beni bırakma! Ölme!"
Ağlamaktan ve kendimi sıkmaktan kıpkırmızı kesilen yüzüm, nefes nefese, art arda sayıkladım durdum.
Ama hiç bir tepki gelmedi ondan.
Bakışları bomboş, öylece boş bir yere dalmıştı. Yüzünde hala korku hissi duruyordu. Boş gözlerinden son bir damla aktı. Daha sonrasında kesik nefesleri tamamen durdu.
Alnının ortasındaki delikten sızan kanlar, güzelim yüzünü kirletmişti. Ellerim onun kanına bulanmıştı.
Çaresizce daha da kendime çekip sıkıca sarıldım ona.
Durmaksızın akan kanın üzerime ve yüzüme bulaşması pek de umrumda değildi.
Bedenim titreyerek sallandı ileri geri. Göz yaşlarım kardeşimin kanına karıştı.Daha sonra üzerimde başka dokunuşlar hissettim.
Taehyung gelmişti yanıma. Bakışlarım ona döndüğünde gözlerinin dolmuş olduğunu gördüm."Jungkook... Bırakmalısın.."
Ne?
Wooyoung'u mu bırakmalıyım?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KILL OR BE KILLED
Fiksi PenggemarJungkook, erzağının bitmesiyle kendine yiyecek birşeyler ararken, Taehyung'un liderlik yaptığı bir küçük bir şehirle karşılaşır. Jungkook, açlığını dindirmek için bu küçük şehire gizlice girer ve depodan yiyecek bir şeyler çalar. Ancak işler pekte...