KILL OR BE KILLED

(17)

Sınır dolmadı ama dayanamadım yb attım hüüüğh😭😭

Keyifli okumalarr💞💞

☆

"Bu yatağı sana yar etmeyeceğim Taehyung!"

Arkamdan kısık kıkırtısını duyduğumda, onu ayağımla tekme atarak aşağıya düşürmek istesemde, bu sefer kıyamamıştım.

Hemen arkama yatıp bana sarıldığında, yine huysuzluk edip kendimden uzaklaştırmayı düşündüm ancak bunu yapmak hiç içimden gelmemişti.
Bu yüzden bana sarılmasına izin verip sessizce uykuya dalmaya çalıştım.

☆

☆

☆

Jungkook'tan~

Sabah Jin hyung'un beni uyandırmasıyla birlikte gözlerimi araladım yavaşça.

Taehyung yoktu yanımda, sanırım erken kalkıp Yoongi Hyung'un yanına gitmişti.

Elimi ağzıma kapatıp seslice esnedim. Uykumu iyi almıştım.

Uykulu uykulu Jin Hyung'a baktığımda, kıkırdamış ve ranzadan inmem için bana yardımcı olmuştu.

"Hadi gel bir elini yüzünü yıka."

Jin Hyung'un konuşmasıyla birlikte kaşlarım çatılırken, bakışlarımı tekrar ona çevirdim.

"Nerede yıkayacağım?"

"Odada küçük bir tuvalet var, görmedin mi?"

Başımı iki yana sallayarak onu reddettiğimde, hemen çaprazımızda kalan küçük kapıyı gösterdi parmağıyla.

"İşte orası, gidip kullan. Seni bekliyorum beraber çıkalım."

Tam kafamı sallayıp tuvalete yöneleceğim sırada, fark ettiğim şey ile durdum.
Namjoon Hyung ta odada yoktu.

"Namjoon Hyung nerede?" Diye sonrdum Jin Hyung'a.

"O Taehyung'la birlikte Yoongi"nin yanında. Yoongi bize rütbe vereceğini söyledi. Muhtemelen doktor olduğumuz için.. Normalde benimde gitmem gerekiyordu ama seni yalnız bırakmak istemedim."

Jin Hyung'un sözlerine karşılık tebessüm etmiş ve ona sıcak bir sarılma vermiştim.
Sarılışıma hızla karşılık vermişti.

"Ha bu arada, güzel bir haberim var. Yoongi Army'nin yönetiminde Taehyung'a da pay vermiş. Yani artık ikisi birlikte yönetecekler burayı. Taehyung tekrar liderliği kaptı." Dedi Jin Hyung kıkırdayarak.

İki yakın arkadaş, beraber yöneteceklerdi demek..

Bir kaç saniyenin sonunda ondan ayrılmış, son bir sıcak tebessüm vermiş ve tuvalete yönelmiştim bu sefer.

Küçük kapıyı açıp içeriye girdiğimde, içeride fazla birşey olmadığını gördüm.
Oldukça küçük bir yerdi.
Yer altında ancak böyle yapılabilirdi sanırım.

Küçük lavaboya yaklaşıp musluğu açtım ve buz gibi soğuk olan suda yüzümü yıkadım.
Soğuk su beni kendime getirmişti.

Islak suratımı kurutma ihtiyacı duymazken, ellerimi saç tutamlarımın arasına daldırıp onlara şekil verdim.

Yavaş adımlarla tuvaletten çıkıp Jin Hyung'un yanına geri döndüm.

"Heh, gel hadi. Hoseok bana harita verdi. Önce kahvaltı yapalım. Burada yemekhane varmış."

Jin Hyung koluma girip beni yürütmeye başladı.

O an elindeki harita dikkatimi çekti.
Bu haritadan bana henüz verilmemişti.