KILL OR BE KILLED

(36)

Selamlarr

YB YB YB YBBBB

Bol bol oy ve yorum firlatmayi unutmayınn

İyi okumalarr
♡♡

☆

Jungkook hevesle başını aşağı yukarı sallamış ve yine onaylamıştı Hyung'unu.

"Tamam, Hyung. Görüşürüz."

Jungkook, hızla Yoongi'yi ardında bırakırken, odasına doğru yürümeye başlamıştı.
Yemekhaneden önce odasına uğrayacak ve hâlâ uyuduğunu düşündüğü kardeşini uyandıracaktı.
Kahvaltısını Wooyoung'la beraber yapmak istiyordu.

☆

☆

☆

Kahvaltıdan sonra bir süre daha oyalanmaya çalışan Jungkook, sabırsızlıktan öleceğini düşünüyordu.

Vegas henüz gelmemişti ve Yoongi'nin ofisinde Vegas'ın gelmesini bekliyorlardı.

Jungkook sürekli oturduğu yerde ayağını sallıyor, elleriyle oynuyordu.
Hatta bazen dayanamayıp kalkıyor ve ofisin içinde turluyordu.

Yoongi ise Jungkook'un bu hareketliliğinden sıkılmıştı.
Dikkati dağılıyordu.

"Jungkook, dur artık."

Yoongi'nin bıkkınca söylenmesinin üzerine Jungkook oflamış ve gergince konuşmuştu.

"Ama Hyung ne yapayım? Çok stres yaptım ya.. Taehyung'u nasıl ikna edeceğimizi bilmiyorum bile. Ayrıca çok heyecanlıyım. O iyileşirse çok mutlu olacağım."

"Taehyung için bir planım var aslında."

Jungkook'un duyduklarıyla birlikte tüm odağı Yoongi Hyung'unun üzerinde toplanırken, kaşları hafifçe çatılmış ve merakla konuşmuştu.

"Ne? Ne planı?"

"Taehyung sana asla zarar vermez. Bunu hepimiz biliyoruz."

Yoongi, yüzünde oluşan gevşek sırıtış eşliğinde koltukta oturan bedenini esnetirken, bir eli de çalışma masasının çekmecesine ilişmişti.
Bakışlarını Jungkook'tan ayırmış ve çekmeceye yöneltmişti.
Eli yavaş hareketlerle çekmeceyi açarken, içerisindeki iğneyi çıkarmıştı.

İğneyi Jungkook'a itafen havaya kaldırdığında, yüzündeki sırıtış biraz daha genişlemiş ve rahat bir tavırla arkasına yaslanmıştı.

"Bu iğne.. İçindeki ilaç çok güçlü bir sakinleştirici. Bunu ona enjekte edeceksin. Ve Taehyung'ta anında bayılacaktır."

Jungkook'un bakışları iğne ve Yoongi arasında gidip gelirken, kaşları biraz daha çatılmıştı.

"Ama Hyung.. Taehyung asla bunu yapmama izin vermez. Bu tehlikeli değil mi?"

"Aslında tehlikeli. Ama bu yüzden seni kullanıyoruz. Sana zarar vermeyecektir.
Her hangi bir bahaneyle ona yaklaş ve iğneyi boynuna batır. Belli etmemeye çalış. Bir sorun çıkmayacaktır, eminim. Çıksa bile sana bir şey yapmaz."

Jungkook aklına yatan fikir ile birlikte yavaşça başını aşağı yukarı sallamıştı.
Bunu yapabilirdi.
Öyle umuyordu.

Tam o sırada ofisin çalan kapısı ile birlikte ikilinin dikkati o tarafa çevrilmişti.