(19)

4.3K 465 820
                                        

Evet, Jack(!) iyi biriydi ancak henüz yeni tanıştığı birine öylece güvenip arabasına binemezdi.

"Yok, teşekkürler tekrardan, her şey için."

"Ne demek."

Vegas'la kısaca vedalaşıp yola koyulmuştu tekrar Jungkook.
Bir süre arkasından izlemişti Vegas onu.

Bu gün çok garip ve stresli bir gündü.
Bir an önce geceyi geçirebileceği bir yer bulmak ve yalnızlığının tadını çıkarmak istiyordu.

Bir gün sonra~

Jungkook'tan~

Yerleştiğim ağaç dalında rahatsızca kıpırdandım.

Biri bana sesleniyordu sanki..
Ama algılarım tamamen kapalıydı.

Yavaş yavaş kendime gelirken, cebimden gelen cızırtılı seslerle birlikte irkildim.

Ses cebimdeki telsizden geliyordu. Hızla telsizi cebimden çıkartıp sesleri dinledim.

"Jungkook? Orada mısın?"

Bu SeokJin Hyung'un sesiydi!

"Hyung?" Heyecanla tuşa basıp konuştum. SeokJin Hyung'u özlemiştim.

"Sonunda, duyabildin sesimi. Ne zamandır sana sesleniyorum, uyuyor muydun?"

Ah, kesinlikle duymamıştım sesini.

"Evet, Hyung. Uyuyordum, duymadım."

"Neredesin bakayım? Güvende misin? Nerede uyudun?"

Yavaşça ağaçtan geri inmiş ve SeokJin Hyung'a cevap vermiştim.

"Ah, ben ağaçta uyudum."

"Ciddi misin?! Gerçekten ağaçta mı uyudun?!"

Telsizin ardından resmen kükreyerek bağırdığında, hızla söze atıldım.

"Evet.. noldu ki? Hiç yapmadığım bir şey değil."

"Tanrım! Sen tam bir aptalsın Jungkook! İnatçı bir aptal!"

Sözleri hızla yüzümün düşmesini sağlarken, huysuzca sitem ettim.

"Hyung, neden öyle diyorsun?!"

"Şu aptal Taehyung yüzünden süründürüyorsun kendini! Neden şehirden gittin ki?! Taehyung'un yüzüne bakmazdın olur biter!"

Sinirle gözlerimi devirdim.

"Hyung, birde sen başlama lütfen. Ben orda kaldığım sürece Taehyung hep beni zorlayacaktı. Üzerime gelecekti. Ona çok sinirliyim zaten. Bir dakika dahi onunla aynı ortamda durmak istemiyorum."

"Bak, anlıyorum seni. Çok sinirlisin ve haklısın da. Ama bu yaptığın resmen intihar. Ayrıca seni çok özledim. Lütfen geri dön~"

SeokJin Hyung yalandan ağlar gibi bir ses tonuyla konuşmuştu.
Bu durum gülmeme sebep olurken, başımı iki yana sallayıp iç çektim.

"Üzgünüm Hyung. Geri dönmek istemiyorum. Kendine dikkat et. Namjoon Hyung'a da selam söyle."

Her ne kadar Jin Hyung'u sevsem de, daha fazla konuşmak istememiştim. Jin Hyung geri dönmem için sürekli baskı uygulayacaktı ve ben buna katlanmak istemiyordum.

"Tamam.. dikkat et sen de.."

Jin Hyung'a geri cevap vermemiş ve telsizi geri cebime yerleştirip yürümeye başlamıştım.

KILL OR BE KILLEDHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin