Daha sonra ise asıl işlerine devam etmişlerdi.
Taehyung, tıpkı Jungkook gibi eline bir miktar şampuan döküp, Jungkook'un saçlarını köpürtmüştü.Jungkook hızla gözlerini kapatmış, öylece saçlarındaki ellere teslim olmuştu.
Taehyung bu görüntü karşısında alt dudağını ısırdı sertçe.
Jungkook çok tatlı görünüyordu. Onu sertçe sevmek istiyordu.
Küçük sırıtışına engel olamıyordu.☆
☆
☆
Jungkook'tan~
Sabah Taehyung'un beni uyandırmasıyla kalkmıştım.
Jin Hyung, Namjoon Hyung, Hoseok Hyung, Taehyung ve ben, beraber kahvaltı yapmak üzere yemekhaneye gitmiştik.
Günlerdir düzgün yemek yemiyordum ve bu kahvaltı bana çok iyi gelmişti.
O kadar çok yemiştim ki, karnım çatlayacak gibiydi.Beraber koyu sohbete dalmış, keyifli bir kahvaltı yapmıştık.
Kahvaltımız bittikten sorna ise Yoongi ve Jimin Hyung'un yanına gitme kararı almıştık.
Beşimiz beraber uzun koridorlarda yürümüş, gördüğümüz insanlarla selamlaşmıştık.
Kısa süren yürüyüşümüzün sonunda, Yoongi Hyung'un ofisine varmıştık.Taehyung kapıyı çalmış ve önden girmişti.
Hepimiz arkasından onu takip ettik."Hoş geldiniz! Geçin şöyle!"
Yoongi Hyung sıcak bir gülümsemeyle bizi karşıladığına, tek eliyle ofisteki geniş koltukları işaret etmişti.
Gösterdiği koltuklara yerleşirken, ben Jimin Hyung'un yanına oturmuştum.
Yanına geldiğim gibi bana gülümsemiş ve göz kırpmıştı.
Ona sıcak bir tebessüm verdikten sonra bakışlarımı hemen benim yanıma oturan Taehyung'a çevirdim.
Tek kolunu benim omzuma atmış, rahat bir pozisyon almıştı."Ee çocuklar, neler yapıyorsunuz? Bu arada geri dönmene çok sevindim Jungkook. Burada güvendesin."
Yoongi Hyung bakışlarını bana çevirdiğinde, utangaç bir gülümseme bırakmış ve cevap vermemiştim.
Bu konuyu konuşmak beni çok geriyor ve utandırıyordu.
Düşününce, yaptığım aptallıktan başka bir şey değildi çünkü.
Jin Hyung sözlerinde çok haklıydı. İnatçı bir aptaldım.Yoongi Hyung ise gerildiğimi anlamış gibi konuyu komik bir konuma taşımıştı.
"Taehyung hasretinden salya sümük ağlıyordu her gece~"
Yoongi Hyung'un sözleriyle birlikte Taehyung hariç hepimiz keyifle kahkaha atmıştık.
"Evet evet! Hatta Namjoon'un kolları arasında içli içli seni sayıklıyordu! 'Kookie'mi özledim!' Diye ağlıyordu!"
SeokJin Hyung'ta bu eğlenceye katılıp konuştuğunda, neşeli kıkırtılarımı bastıramıyordum.
Taehyung'un arkamdan bu denli ağlayacağı ve beni özleyeceğini hiç düşünmemiştim.
"Dalga geçmeyi kesin! Gülünecek bir şey yok! Ayrıca, hiçte bile yalan söylemeyin! Asla o kadar ağlamadım!"
Taehyung yerinde huysuzca çıkıştığında, bakışlarım tekrar ona döndü.
"Bu kadar aşık olduğunu bilseydim geri dönerdim Taehyung!" Diyip dalga geçmelerine bende katıldığımda, keskin bakışları anında bana dönmüştü.
Herkes kahkahalara boğulurken, gülümsememi bastırmaya çalışarak baktım ona.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
KILL OR BE KILLED
FanfictionJungkook, erzağının bitmesiyle kendine yiyecek birşeyler ararken, Taehyung'un liderlik yaptığı bir küçük bir şehirle karşılaşır. Jungkook, açlığını dindirmek için bu küçük şehire gizlice girer ve depodan yiyecek bir şeyler çalar. Ancak işler pekte...