SeokJin Wooyoung'un üzerine eğilip dişlerini karnına geçirirken, Wooyoung kahkahalara boğulmuş ve Jin Hyung'undan kurtulmaya çalışmıştı.
Taehyung ve Jungkook onların bu hallerini kıkırdayarak izlemişti...
SeokJin kıkır kıkır gülen ikiliyi fark ettiğinde, Wooyoung'u bırakıp bu sefer onlara yönelmişti.
"Ah, demek sizde gülüyorsunuz! Siz de mi ısırılmak istiyorsunuz!?"
İkili SeokJin'in saldırısına uğrarken, odada keyifli kıkırtılar yankılanıyordu...
☆
☆
☆
Jungkook'tan~
Jin Hyung'um saldırısından kurtulduktan sonra, kahvaltı yapmak için yemekhaneye geçmiştik.
Keyifli bir sohbet eşliğinde kahvaltımızı yapmıştık ancak Taehyung ve Wooyoung için ne kadar keyifli olduğu tartışılıdı.
Taehyung ve Wooyoung benim iki yanıma oturmuştu ve kahvaltı boyunca onların didişmelerinin arasında kalmıştım.
Ellerini benim arkamdan uzatıp birbirlerinin omuzlarını çimdiklemişlerdi. Tabii bu daha sonra resmen yumruklu bir savaşa dönmüştü.
En son zor ayırmıştım birbirlerinden.Kahvaltıdan sonra Taehyung beni bir yere götüreceğini söyleyip çekiştirmeye başlamıştı.
Nereye gideceğimizi sorsam bile bana söylememişti.Ancak yolumuzu birden Wooyoung'un kesmesiyle durmak zorunda kalmıştık.
"Nereye gidiyorsunuz?"
Wooyoung'un şüpheli bakışları ikimiz arasında gidip gelirken, Taehyung söze atıldı.
"Seni ilgilendirmez küçük velet."
"Nereye gidiyorsunuz dedim!?"
Wooyoung ayağını yere vurup huysuzca kaşlarını çattığında, sevimliliği karşısında tebessüm ettim.
Daha fazla Taehyung'un konuşmasına izin vermeyip daha anlayışlı bir sesle konuşmaya başladım.
"Taehyung beni bir yere götürecekmiş. Fazla uzun sürmez sanırım geri döneriz, merak etme Wooyoung."
"Nereye götürecekmiş? Beraber gidelim!"
Wooyoung'un yine kıskançlığı tutarken, sıkıntıyla iç çektim. Gerçekten zor bir çocuktu.
"Biz baş başa gideceğiz velet! Sen gelemezsin!"
"Bana ne! O zaman gidemezsiniz! Sizi baş başa bırakmam!"
Taehyung sinirli bir nefes verirken, sabır dilemiş ve Wooyoung'a doğru adımlamıştı.
"Gelsene sen bir benimle. Kulağına bir şey söyleyeceğim."
Taehyung'un arkasından bakakalırken, tabiri caizse beni meraktan kudurmuştum.
Taehyung Wooyoung'un omzuna kolunu atıp benden birkaç adım uzaklaştırdıktan sonra, kulağına eğilmiş ve bir şeyler fısıldamıştı.
Her ne dediyse, Wooyoung'un gözleri şokla irileşmiş ve inanamazca Taehyung'a bakmıştı.
Taehyung yüzünde serseri bir sırıtış ile birlikte geri çekilirken, kaşlarım çatılmış, ikiliyi izliyordum.
Ne demişti ona?
"Ne!?"
Wooyoung hiddetle çıkıştığında, Taehyung küçük bir kıkırtı salmış ve bana doğru gelip elimden tutmuştu.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
KILL OR BE KILLED
FanfictionJungkook, erzağının bitmesiyle kendine yiyecek birşeyler ararken, Taehyung'un liderlik yaptığı bir küçük bir şehirle karşılaşır. Jungkook, açlığını dindirmek için bu küçük şehire gizlice girer ve depodan yiyecek bir şeyler çalar. Ancak işler pekte...