KILL OR BE KILLED

(25)

Vegas'ın bir şeyler karıştırdığını düşünmeye başlamıştım.
Son bir kaç gündür oldukça garip bir ilişki içerisindeydik. Ayrıca telefonunu karıştırırken yakalandıktan sonra benden şüphelenmeye başladığını da hissediyordum.
Çünkü durduk yere odasına girip girmediğimi soracak biri değildi Vegas.

Önceden tedbirimi almalı ve artık daha da dikkatli hareket etmeliydim.
Çünkü şu saatten sonra cidden gözü üzerimdeydi, benden şüphelendiği kesindi.
Kandırması oldukça zor biriydi, bugün bana inanmış olduğundan da şüpheliydim.

☆

☆

☆

Jungkook'tan~

"Jungkook.. uyan artık."

Duymaktan bıktığım ses kulaklarıma iliştiğinde, huysuzca kaşlarımı çattım.

Vegas başıma dikilmiş, beni uyandırmaya çalışıyordu.

"Git başımdan ya.."

Uyku sersemi ne söylediğimin bile farkında olmazken, kısıkça mırıldanmıştım.
O da bu halime kıkırdamıştı.

Saniyeler sonrasında saçlarımda bir el hissettiğimde, gözlerimi sinirle araladım.
Hızla kafamı geri çekip saçlarımı dokunuşundan kurtarırken, yavaş yavaş kendime gelmiş ve yattığım yerden doğrulmuştum.

"Ben gideceğim.. sana kahvaltı hazırladım. Onları soğumadan ye diye uyandırmıştım."

"Tamam git." Dedim başımı sallayıp onu onaylarken. Ellerimi de gözlerime çıkartıp kaşımıştım gözlerimi.

"Hadi, çabuk ol biraz."

Bana son bir bakış attıktan sonra odadan çıkmıştı.

Yataktan kalkıp ayaklarımı yere sürte sürte banyoya ilerlerken, elimi ağzıma kapatıp esnedim.

Hızla yüzümü yıkadıktan sonra aşağı inmek üzere merdivenlere yöneldim.

Mutfağa geçeceğim sırada durmuş ve evi kolaçan etmiştim.
Vegas yine ortalıkta görünmüyordu.
Gitmiş miydi?

"Vegas?"

Gözlerim kısa bir süre daha etrafı tararken, ona seslenişime cevap vermesini bekledim.
Ancak evde çıt çıkmamıştı. Anlaşılan gitmişti. Hangi ara gitmişti?
Cidden çok hızlıydı.

"Oh, sanırım gitti." Dedim kendi kendime kısıkça konuşarak.

Daha sonra adımlarımı tekrar mutfağa yönlendirdim.

Masanın üzerinde çoktan hazırlanmış olan birkaç çeşit atıştırmalığı gördüğümde karnımın ne kadar acıktığını fark edebilmiştim.
Hızla sandalyeye yerleşirken, kahvaltımı etmeye başlamıştım.

İyice  doyana kada yedikten sonra, mutfağı gelişigüzel toplamış ve Taehyung'la görüşmek üzere hızla odama koşturmuştum.

Odama geldiğim gibi kendimi banyoya atarken, duvar ile rezervuar arasına sıkıştırdığım küçük telsizi hızla yerinden çıkardım.

Telsizi kaptığım gibi odama geri dönmüş ve yatağa oturmuştum.
Küçük telsizin tuşuna basıp heyecanla seslendim.

"Taehyung~ Orada mısın?"

"Bebeğim~ burdayım.."

Sesini duymak heyecanıma heyecan katarken, sırıtmış ve konuşmuştum.

"Nasılsın sevgilim~?"