13 Şubat 2024
( saat 23.54 )
***
Kenan, gözlerini altında uzanmış, çipil gözleriyle kendisinden hareket bekleyen adamdan, gözlerini ayırması mümkün değilmiş gibi bakmayı sürdürdü.
Saniyeler sonra gözlerini komodin üzerinde duran saate anlık değdirerek dudaklarını aralayıp iç çekti.
"İyi ki hayatıma girdin bir tanem. İyi ki benimle bu zorlu yolculukta bana eş olmayı seçtin. İyi ki defalarca kez ölümden dönüp tekrar birbirimize ait olabildik sevgilim" yutkundu ve gözlerindeki derin manalarla devam etti "Bana acıdan korkmamayı öğrettiğin için, hayatı anlamlandırdığın için, bana bütün gücünü verip beni daha da özgüvenli bir insan yaptığın için, sana minnettarım bebeğim"
Senar'ın kalbi öyle hızlı ayıyordu ki, heyecandan duracak sanıyordu. Güçlükle dudaklarını birbirine değdirerek "Sende bana tekrar aile olduğun için, bana Maviş'im demekten vazgeçmediğin için, sana kömürgözlüm demekten vazgeçirtmediğin için, bana hayatla savaşmayı öğrettiğin için tüm kalbimle sana eş, yoluna canımı feda ediyorum. İyi ki benimsin kömürgözlüm oldun. İyi ki bana hayatın farklı renklerini öğrettiğin için sonsuz sevgi diliyorum bu günde" gittikçe kısılan sesine tekrar can katarak "Sevgililer günümüz kutlu olsun. Seni ölene kadar seveceğim" deyip kollarını Kenan'ın boynundan ayırmadan, başını uzatıp kömürgözlüsünün dudaklarını öpmeye başladı.
Bu öpüşle birlikte Senar bütün vücudunun titrediğini hissetti. Çünkü bu öyle alelade bir öpüş değildi. Sonsuzluğun öpüşüydü. İçinde her türlü sözün, anlamın, şefkatin, sağlıklı iletişimin, sevgiye gıpta etmenin barındığı bir öpüşmeydi.
Kenan, babasının işini büyütmesinden dolayı Antalya'da açtıkları ikinci tekstil fabrikasının başına geçmişti. Tam üç aydır bu şehirde hayatlarını sürdürüyorlardı. Deniz manzaralı bir evde, Maviş ismini koyduğu kedisiyle yeni bir yaşama adım atmışlardı. Fakat birşey daha vardı. Senar hala bir komutandı. Kenan her ne kadar onu yolundan döndürmek istese de, Nuh diyor beygamber demiyordu. Çünkü Kenan'ın dönemediği görevine devam ederek hem Kenan'ın askerlik görevine hasret çekmemesini, hemde bu yola bir kere baş koymuştu. Yaşadığı ülkeye hizmet etmeyi kendine görev bitmişti.
Ömer ve Ğezal ise, iki ay önce evlenmiş, onlar da Antalya'da yaşıyorlardı. Sebepler çoktu. Kenan yanında tanıdık ve güvendiği birilerini istiyordu. Ömer'de Ramazan'dan kaptığı tüm bilgileri, yeni fabrikada hayata geçiriyor, olabildiğince Kenan abisine yardımcı oluyordu. Ğezal ise Kenan'ın sekreterliğini yapıyordu. Yani aile şirketi kurmuşlardı.
Öpüşme sesleri odada yankı yapınca, dudaklar daha da canlandı. Kenan'ın elleri Senar'ın çıplak kalçalarında dolaşıyor, vücutlarını yek hale getiriyordu. Aralarında o eski bilindik duygular yoktu. Heyecandan ürkek hale gelen duygular vardı Senar için..
Ama Kenan öyle değildi. İstediğini almadan durmayacak, zevk doruklarına adım atmadan sevgilisini bırakmayacaktı.
Nefes almak için dudakları birbirinden ayrılınca, Kenan yarım nefesten sonra başını Senar'ın beyaz boynuna sokup, hırçın bir şekilde dudaklarını beyaz tene bastırdı. Öyle ki, alıp verdiği her nefes Senar'a cenneti sunuyordu. Senar ise, kendini her ne kadar inlememeye zorlasada Kenan'a dayanamayıp dudaklarından Kenan'ın ismini yuvarlatıp inleterek çıkardı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
YABANCI YÜREK
Short Story( ASKERİ KURGU ) BXB "O katili bulacağım. Andım olsun ki bulacağım. Onu bulup kendi ellerimle gebertmeden bu dünyadan göçmeyeceğim, Allah şahidim olsun ki bulacağım ben o katili" dedi ve hızlıca ayağa kalktığı gibi koluyla gözyaşlarını sil...