Mert'in odasından çıkıp, kendi odama geldiğimde uyuyamamış, sabaha kadar konuştuklarımızı tek tek düşünmüştüm.Burada olduğum süre boyunca sessiz, olabildiğince göze batmamaya kararlıydım. Ama unuttuğum bir gerçek vardı. O da buradaki insanların, benim geldiğim yerdeki insanlardan çok farklı olduğuydu. Bu gerçeklik birinin bana mühürlenmesiyle, yeniden kendini hatırlatmıştı.
Her ne kadar okula gitmek istemesem de okula gitmiş, daha ilk günden başıma iş açmıştım.
Tüm gece kendimi suçladım. Oraya niye, ne için gittiğimi sorguladım. Bunun için kendimi suçladım. Mert'in dayak yemesini niye bu kadar umursamıştım. Gerçekten bizden birinin orda olduğunu düşündüğüm için mi, hiç düşünmeden ormana koşmuştum, yoksa bu sadece bir bahane miydi?
Gece düşünmekten neredeyse kafayı yiyecektim. Mert'in dediğine göre mühür karşılıklı olan bir bağdı. Ama benim onun mührüne karşılık verecek bir kurdum yoktu. Bu yüzden önemli bir şey olmadığını, zamanla bu bağın kırılacağını düşünmüştüm. Belki de sadece kendimi kandırıyordum, bilmiyorum. Ama bu düşünmek biraz da olsa iyi hissetmemi sağlıyordu. Zira aksini düşünmek dahi istemiyordum.
O kırmızı gözlü, Mert'in dediğine göre hiç de iyi biri olmaya çocuk, tüm gece zihnimi ele geçirmiş, uyumak için gözlerimi kapattığımda bile yüzü gözümün önüne gelmesinden dolayı, o gece uykuyu bana haram etmişti.
Zihnimde türlü senaryolar kurmuş, bu senaryoların hepsine kendimce mantıklı cevaplar üretmeye çalışmıştım.
Mühür yüzünden beni öldüreceğini düşündüm. Ancak Mert dediğine göre, mühürlendiği kişinin ölmesi, kendisinin de ölmekten beter olması demekti. O yüzden en kötü senaryoyu aklımdan defetmiştim.
Ya peşime takılırsa, onunla olmam için çabalarsa.. Ancak bunu istemediğini, gayet net bir şekilde mührü reddettiğini söylemişti. Yani Mert bana öyle söylemişti. Bu senaryoda olumsuz. En azından peşimde kuyruk gibi dolaşan bir kurtla uğraşmayacaktım.
Ya kurdu yüzünden beni kaçırırsa. Sırf kurdu istiyor diye beni yanında tutmaya zorlarsa.. sevgili olan biri bunu yapar mıydı? Sahi madem sevgilisi var, kurdu neden onu eş olarak şecmedi de, beni seçti?
Bir de üç aşama olayı var. Mühürün tamamlanması için üç kere beni görmesi gerekiyor. Ama bu bizim ilk karşılaşmamızdı. Onun gibi birini daha önce görsem mutlaka hatırlardım. Ama buradaki görevliler haricinde kimseyi görmemiştim.
Üstelik Mert mühürlendiğin kişi kurt değilse, kendi beğendiği için kurdunun o kişiyi seçtiğini söyledi. O Han denilen çocuk beni nerde görmüş, mühürlenecek kadar beğenmişti?
Düşünceler içerisinde boğuşmaktan artık başım ağrımaya başlamıştı. Bu düşüncelere olabildiğince mantıklı cevaplar vermeye çalışıyordum. Ama onlar hakkında o kadar da bilgim yoktu. Hala onların türünü aklım almıyordu.
Bir kurda dönüşmeleri gerçeğini unutmasam da, zamanla biraz da olsa göz ardı edebilmiştim. Bunun sebebi artık dönüşmemeleri de olabilir. Ama mühür..
Burada kaldığımız süre boyunca mühür olayını hiç duymamıştım. Mert'in abarttığı kadar da önemli bir şey miydi, bilmiyorum. Bana göre bu çok uçuk bir olaydı. Evet bir insanı çok sevip, yıllarca onunla birlikte olabilirdin. Hatta onunla yaşlanada bilirsin. Ama sadece bir kişiye mühürlenmek, önceden sevdiğin biri dahi olsa, mühürlendiğin kişi onu unutturabilir miydi?
Sadece üç kere gördüğün birine o kadar bağlanmak mümkün müydü? Zannetmiyorum..
Uzun düşüncelerimin sonucunda buradaki insanların, bu mühür olayını fazla abarttıkları sonucuna varmıştım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
NARYA
WerewolfSavaş nedeniyle başka evrene gönderilen elli genç. Bu evrende hiç beklemedikleri bir türle karşı karşıya kalmak durumda kalırlarsa, ne olur? Kurtadamlarla dolu bir evrene...