"Zeren Hanım nereye gidiyoruz?"
"Bilmiyorum." Kucağımda Savaş ile hızlı hızlı yürümeye devam ettim. Koca İstanbul'da Cesur'u arıyorduk. Haberlerde gördüğümüz yere ve yakınlarına bakmıştık ama hiçbir yerde yoktu. "Sen kokusundan falan bulamaz mısın Selin?"
"Kokusunu takip etmem için kurda dönüşmem gerekiyor ama buradaki insanların bir kurdu daha kaldırabileceklerini hiç zannetmiyorum. Üstelik ben bir betayım, bu durum hiç hoşuma gitmese de o kadar güçlü bir beta değilim, Cesur abiyi ancak yakınımdaysa bulabilirim, koca şehirde onun izini sürmem pek kolay olmaz."
"Zeren böyle olmayacak. Eve gidelim artık. Koca adam, geri dönmenin bir yolunu bulur." Artık yürüyemeyecek kadar yorulan Çağla kendini yere attı. "Artık dermanım kalmadı benim, benden bu kadar."
"Somer Cesur'un daha önce hiç bizim dünyamıza gelmediğini söyledi." Haberi duyar duymaz henüz yeni evden çıkmış Somer'in ağzını aramıştım. Mühür salaklığından mı bilmem fazla sorgulamamıştı beni. Rendavularını bozmak istemediğim için ona söylememiştim ama hava yavaş yavaş kararmaya başlıyordu ondan yardım istemek zorunda kalacakmışım gibi görünüyor. "Kapının açılmasını ben sağladım. Cesur hesapta yoktu, buraya çok yabancı, ya başına bir iş gelirse? İnsan bedenine de dönüşmeyi sevmiyor. Kurt bedeninde daha fazla dolanırsa avlarlar onu. Ona yardım etmeliyiz."
"Cesur abim insan içine karışmayı sevmez, niye buraya geldi ki acaba?" Selin benden daha telaşlıydı. Kuzeni için korkuyordu. "Bu işin içinde bir şey olmalı. Cesur abiyi burada bırakıp gidemeyiz."
"Bir kızı kovaladığını da unutmayın," dedi Çağla.
"Cesur abim öyle biri değildir. Kimseye durduk yere zarar vermez. Kıza bir şey yaptığını da zannetmiyorum. Niye kovaladığını bilmiyorum ama eminim kendince mantıklı bir sebebi vardır."
"Bunların cevabını Cesur'u bulmadan öğrenemeyiz." Sorunda bu. Nereden bulacağız Cesur'u...
Ben de çok yorulmuştum ve artık Cesur'u arayacak dermanım kalmamıştı. Bir de kucağımda minik bir kurt taşıyordum. Savaş'ı arada kızların kucağına bırakıyordum ama çok fazla ayrı kalmadan Savaş huysuzlanıyordu, mecburen geri kucağıma alıyordum.
İlk başta araba ile aramaya başlamıştık Cesur'u. Ancak sokaklar o kadar kalabalıktı ki arabayla geçemeyecek kadar çok insan vardı. Bu yüzden mecburen arabayı park edip yürüyorduk.
"Bence bu kalabalıkta kurt bedeninde gezmiyordur, bunu göze almaz. Hiç bu dünyaya gelmemiş olsa da hepimiz bazı şeyleri biliyoruz."
"İnsan bedeninde olabilir mi yani?" Onu insan bedeninde sadece iki kez görmüştüm. Birincisinde yüzüne dikkat edememiştim ikincisinde de fazla dikkat edemeden yanımızdan kaçarcasına gitmişti. İnsan bedenininde onu görsem bile tanımama olasılığım çok yüksekti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
NARYA
WerewolfSavaş nedeniyle başka evrene gönderilen elli genç. Bu evrende hiç beklemedikleri bir türle karşı karşıya kalmak durumda kalırlarsa, ne olur? Kurtadamlarla dolu bir evrene...