21.Bölüm: Tanışma

6.6K 505 148
                                    


Kuzey telaşla yarışmanın olduğu binaya girdi. O içeriye girdiğinde herkesin bakışları onu bulmuştu. Üzerinde kan insanları korkutmuş, birkaç kişi iyi olup olmadığını sormuştu. Ancak onun kimseyle konuşacak ne hali, ne de zamanı vardı.

"Zeren!" diye bağırdı. Telaşla her yere girip kontrol ediyordu. "Zeren!" Tekrardan bağırdı.

Buraya gelmekle hata yapıp yapmadığını düşündü. Yarışma saatine çok kalmadığı için burada olduğunu düşünmüştü. O yüzden yurda gitmemişti. Ancak onun burada olmadığını, buraya gelerek hata yaptığı düşüncesiyle karşı karşıya kalmıştı. Kaybeden her dakika onun için çok önemliydi.

"Zeren!" Sesi koridorda yankılanıyordu ama geri dönüş alamıyordu.

Önündeki büyük kapıyı açıp içeriye bakındı. Geldiği yer yarışmanın yapılacağı büyük salondu. Bir sürü insan hazırlık yapıyordu.

Kuzey tam Zeren diye bağıracakken durdu. Aldığı bir koku duraksamasına sebep oldu. Gözleri kendiliğinden kapandı. İçine derin derin nefesler aldı. Gözlerini açıp kokunun sahibini görmek istedi. Gözünü açar açmaz da onu gördü. O kadar insan içerisinde bakışları ona kaydı. Sanki sadece o varmış gibi başka yöne dönemedi.

Siyah saçlı, ela gözlü kızda ona bakıyordu. Üstü başı kan içinde, kapının orda dikilen çocuğa şaşkınlıkla bakıyordu. Salondaki herkesin bakışı Kuzey'in üzerindeydi. Ancak Kuzey'in bakışları sadece kızdaydı. Bir çekim hissediyordu kıza, tuhaf bir çekim.

Kız Kuzey'in bakışlarının üzerinde olduğunu farkındaydı. Daha önce onu görüp görmediğini düşündü. Tanıdığı için baktığını zannetti. Ancak çocuğu daha önce görmediğine emindi. Yine de onunla konuşmak için bir adım attı. Ancak ona ulaşmadan çocuk salondan dışarıya çıktı.

Kuzey kızdaki bakışlarını çekip kendini toparladı. Yeterince zaman kaybetmişti zaten, daha fazla kaybetmek istemiyordu. O yüzden bakışlarını kızdan çekip hızla salondaki insanlara baktı, Zeren'i göremeyince aynı hızla salondan çıktı.

####


Gözlerimi açtığımda Han'nın kolları arasındaydım. Birkaç gün önce Han'la bu durumda olacağımı söyleseler asla inanmaz, güler geçerdim. Ondan uzak durmaya kendimi şartlamıştım. Ancak kader bizi bir araya getirmişti. Kendimi Han'ın yanında, onun kolları arasında bulmuştum.

Yavaşça geri çekilip gözleri kapalı, elleri belimi sıkı sık tutan çocuğa baktım. Normalde dönmeden uyuyabilen biri değildim, ama Han o kadar sıkı tuyordu ki hareket edemiyordum.

Bilerek biraz kıpırdandım. Uyanık mı diye kontrol etmek istemiştim. Ancak Han'dan bir geri dönüş alamamıştım. Hala uyuyordu.

Bir süre uyanmaması için sabit durmaya çalıştım. Ancak artık sıkılmış ve bunlamıştım. Biraz daha kıpırdanıp tutuşundan uzaklaşmaya çalıştım, başardım da. Han'ın sıkı tutuşundan kurtulmuştum. Bu sefer uyanmamıştı. Dün uykusunun ağır olduğunu ama benim gideceğimden korktuğu için hemen uyandığını söylemişti. Muhtemelen  gitmeyeceğimden emin olmuştu, dün kendi isteğimle yanına yatmamında etkisi olmuştu.

Han'ın uyanmadığından emin olup kolları arasından çıktım. Çok yavaş ve temkinli hareket ediyordum. Yavaşça yataktan inerken bir yandan da Han'ı kontrol ettim. Kollarını kendine çekip yatakta kıpırdandı. Ama uyanmadı.

Tuvalete gidecektim, ancak bir adım attığım an durdum. Han'ın tekrardan kötüleşme ihtimali aklıma gelmişti, bu sefer yanında hiç kimse de yoktu. Kararsız kalmıştım. Doktor yarına kadar yanında kal demişti, iyileşmiş miydi acaba...

NARYAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin