7.Bölüm: Yabancı

5.8K 653 72
                                    


1,5 hafta sonra..

Han'nın akşam beni ziyarete gelmesinin ardından, iki haftadan geçmişti. Onun haricinde onu ne okulda görebilmiştim, ne de bir daha buraya gelmişti.

Belki de bu mühür olayından kurtulmuştu. Bizden önce bu durumu halletmesi, bizi uğraştırmaması açıkcası işime gelirdi.

Zira bu boş düşüncelerden uzaklaşıp, artık sadece kendimle ilgilenmek istiyordum. Bugün de yarışma için hocam ve onun ekibiyle buluşacaktım. Aslında baya heyecanlıydım. İlk başta izin vermeyeceklerini düşünmüştüm ancak Ayhan, 'Bu senin seçimin. Yarışmaya katılmak istiyorsan eğer katılabilirsin. Bana düşen sana yardımcı olup, seni desteklemek.' Dediğinde ona karşı olan önyargım azalmıştı. Aslında buradaki olan herkese karşı önyargım azalmıştı.

Okul da beklediğim kadar kötü değildi. Arada bizimkilerle dalga geçen, rahatsız edici bakışlarla bakan, sözle olmasa da, bakışlarıyla alay edenler oluyordu, ancak o kadarını da göz ardı edebilirdik. Önemli olan fiziksel olarak zarar vermemeleriydi. Kimsenin kurda dönüştüğüne de şahit olmamıştık.

Aksine bazıları samimi bile gelmişti. Mutfak kimyası öğretmenim Selim gibi, kütüphanede görevli Eda gibi.. ikisini de sevmiştim. Eda'ya her ne kadar ilk başlarda mesafeli olsam da, geçen iki haftanın ardından kendisini bana sevdirmiş, benim mesafeli yaklaşımıma rağmen, bana hep iyi ve samimi bir şekilde yaklaşmıştı. Onun gibi birine karşı direnmek benim için çok güç olmuştu. En sonunda da kendimi salmış, ben de aynı şekilde ona karşılık vermeye başlamıştım.

Her ne kadar arkadaş edinmek istemesem de, buradaki herkesle aramdaki mesafeyi korumakta kararlı olsam da, Eda'yla sürekli gittiğim kütüphanede fazlasıyla yakınlaşmıştık. Sanırım o benim için istisna olacaktı. Tabi ki ona güvenemezdim. Onu daha iki haftadır tanıyordum. Ama onu sevmiştim. Ve arkadaşım olarak görmeye başlamıştım.

Bu hafta, geçen haftanın aksine sakin geçmişti.

"Sonunda hafta sonu geldi." Çağla'nın kendini yatağına atışına, gülümsedim. Sonra aynaya dönüp makyajımı yapmaya devam ettim. "Seni Mert mi götürecek?"

"Evet." Bakışlarımı aynadan çekip, Çağla'ya yönelttim. O da bana bakıyordu. "Sen de gelmek ister misin?"

Heyecanla yataktan doğruldu. "Gelebilir miyim?" Dedi.

"Eğer sıkılmayacaksan, benim için bir mahsuru yok. Ama yine de Ayhan'ı arayıp haber ver. Reddeceğini zannetmiyorum."

"Hemen arıyorum." Bana dönüp, bedenimi inceledi. "Ama sen çoktan hazırlanmışsın. Benim yüzümden geç kalmayasın."

"Hala vakit var. Ben heyecandan erken hazırlandım. Hadi ara ve hazırlanmaya başla. Biraz daha beklersen, işte o zaman geç kalabilirim." Dedim gülerek. Şaka yapmıştım. Buluşma saatine daha bir saatten fazla zaman vardı. Gerginlikten ne yapacağımı bilememiş, sakin kalabilmek adına erkenden hazırlanmıştım.

Çağla heyecanla Ayhan'ı aramıştı. Ona benimle gitmek istediğini kısaca söylemişti. Yüz ifadesinden, yüzündeki gülümsemenin genişlemesinden, olumlu bir cevap aldığı hemen anlamıştım.

Çağla benim aksime, hissettiği her duyguyu yüzüne yansıtırdı. Onun yüz ifadesinden ne hissettiğini kolaylıkla anlayabiliyordum. Onun bu özelliğini kıskanıyordum. İnsanlar onun yüzünden, neyi yapıp yapmayacağını, kırılıp kırılmayacağını kolaylıkla anlar, ona göre davranırdı.

"Geliyorum." Dedi heyecanla, elbise dolabına doğru koşarak. "Ne giysem acaba?" Kendi kendine mırıldandı. Daha sonra eline aldığı beyaz elbiseyi gösterip, "Bu nasıl?"

NARYAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin