"Bugün nasılsın?" Baş köşede oturan Mete'nin yanına oturup sırıttı.
"Siktir git," diye net bir cevap verdi Mete. Dönüp adamın suratına bakmamıştı bile. Onun suratını görmekten midesi bulanıyordu artık.
"Çok ayıp." Adam sahte bir oyunculukla dudaklarını büzüp, dirseklerini masaya yaslayıp, yüzünü de avuçları arasına alıp gözlerini kırpıştırarak Mete'ye baktı. Ama Mete inatla ona bakmıyordu. "Özür dile hemen."
"Siktir git," dedi Mete aynı umursamaz tavrıyla. Bakışları sürekli arkasındaki kapıdaydı. Çağla'nın gelmesini bekliyordu.
"Özür dile," diye diretti. "İki kere dile. İki kere küfür ettin."
"Siktir git." Mete bakışlarını yanındaki adama çevirdi. "Üç oldu. Ben olsam alınır giderdim. Bu kadar yüzsüz olma."
Adam alayla sırıtıp duruşunu bozdu. Ellerini masaya koyup Mete'ye doğru biraz daha eğildi. "Gitmemi mi istiyorsun?" diye sordu.
"Evet. Hadi git. Bir daha da gelme."
Adam biraz daha yaklaştı. "Bensiz canın çok sıkılır ama."
Mete yüzüne doğru yaklaşan adamla yüzünü buruşturup, sandalyesi ile birlikte geriye kaydı. "Ağzıma gir istersen?" diye tersleyip bakışlarını tekrardan arkasına çevirdi. Hala gelen giden yoktu.
"Tek arkadaşın benim, bana iyi davran."
"Sen benim arkadaşım mısın amına koyayım, sen bana musallat olmuş sikik bir hayaletsin."
"Beni öldürmemiş olsaydın arkadaş olabilirdik."
Mete adamın dediğine gülüp kafasını iki yana salladı. Bakışları hala salon kapısındaydı.
"Olmaz mıydık?" diye sordu adam. "İyi anlaştığımızı düşünmüştüm. Bana karşı samimiydin."
"Sana işim düşmüştü," dedi Mete omzunu silkip.
"Benimle işin olmasa iyi davranmazdın yani?"
"Herhangi bir çıkarım olmasa niye sana iyi davranayım?"
"Tam bir piçsin."
"Yeni mi anladın?"
Güldü adam. "O yüzden yalnızsın. Kimse seni sevmiyor. Süründeki insanlar bile."
"Ben de onları sevmiyorum."
"Kapıya bakıp durma, gelmeyecek. Seni sevmeyenlerin başında o geliyor."
Mete ters ters adama kısa bir bakış atıp tekrardan bakışlarını kapıya yöneltti.
"Ne? Yalan mı?"
Mete yine cevap vermedi. Doğru olduğunu o da farkındaydı. Ama duymak da istemiyordu. Çağla zaten belli etmekten hiç çekinmiyordu. Ne hissetse anında yüzüne yansıtıyordu.
"Üzüldün mü lan?" Cemal inatla ona dönmeyen adamın koluna ard arda vurdu. "Üzüldün mü?"
Mete bıkkınlıkla adama döndü. "He üzüldüm, şimdi hüngür hüngür ağlayacağım," dedi.
"Sevindim." Adam keyiflice sırıtarak arkasına yaslandı.
"Amacına ulaştıysan, kaybol."
"Yok, daha değil."
"Ne istiyorsun? Bak kibarca soruyorum."
"Hm..." Adam düşünüyormuş gibi yaptı. "Ne istersem isteyeyim yapacak mısın?"
"Yapacağım. Yeterki rahat bırak beni." Mete heyecanla biraz yerinden doğrulup, beklentiyle baktı yanında oturan adama.
Adamın yüzündeki sırıtma genişledi. "Öl o zaman," dedi. Sanki çok normal bir şey söylüyormuş gibi yumuşak bir ses tonuyla konuşmuştu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
NARYA
WerewolfSavaş nedeniyle başka evrene gönderilen elli genç. Bu evrende hiç beklemedikleri bir türle karşı karşıya kalmak durumda kalırlarsa, ne olur? Kurtadamlarla dolu bir evrene...