48.Bölüm: Kılıç Yemini

1.4K 142 368
                                    

Bunlar tatlı bölümler. Kaoslu bölümlerde çok yakında, bazı kayıplar verebiliriz... Keyifli okumalar. Lütfen yorum yapmayı unutmayın.

🤍

İki üç saatlik uykunun ardından kalkmıştım, Han fazla heyecan yaptığı için benden daha az uyumuştu, belki de hiç uyumamıştı beni kandırıyordu. Normalde biraz daha uyumayı düşünüyordum ama dışarıdan gelen sesler beni sabahın köründe kaldırmıştı.

"Bu masalar ne?" Gözlerimi ovuştup camdan dışarıya baktım. Evin camından şehrin büyük bir kısmı görünüyordu. Ve gördüğüm kadarıyla şehrin tüm ara sokaklarına, yollara masalar kuruluyordu.

"Bugün bir alfa evleniyor." Dudaklarını boynuma bastırdı. "Bugün kimse kendi evinde yemek yemiyecek. Yirmi dört saat yemek verilecek. Bir tek düğünümüzün olacağı alan boş." Düğünü şehrin tam ortasında yapacaktık, genel olarak her düğünün orada olduğunu da yeni öğrenmiştim, bu şehre dair daha bilmediğim çok şey vardı muhtemelen. "Hazırlanıp bizde gidelim, sizinkiler için senin yediklerinden de ayarladım, et yemekten sıkılmış olabilirler."

"Onları bilmem de benim canım et istiyor," dedim gülerek. Yedi yirmi dört canım et istiyordu.

Han da gülerek karnımı okşadı. "Daha çok küçük kurdun canı istiyor gibi."

"Olabilir. Hamile kaldığımdan beri canım sürekli et istiyor."

"O zaman bebeklerimin karnını duyurmam gerekiyor hemen." Beni kucağına aldığı gibi giyinme odasına girdi. "İstersen biz evde yemek yiyelim, bugün masalar çok kalabalık olur."

"Hep birlikte olalım," dedim. "Arkadaşlarım yakında gidecek, onlarla biraz vakit geçirmek istiyorum."

"Sen nasıl istersen." Beni nazikçe yere bırakıp benim dolaplarımın olduğu bölüme gitti. Benim için bir tişört ve pantolon çıkardı. "Yurtta kalan erkekleri de çağırsaydık keşke, hep birlikte olurdunuz."

"Onlarla da akşam yemeği yeriz."

"Bizim bahçeye masa kurdurayım, senin arkadaşların, bizimkiler hep birlikte orada yiyelim."

"Olur."

Aynadan yüzüme baktım. Uykusuzluktan yüzün şişmişti. Ellerimi yanaklarıma koyup okşadım. "Çok çirkinim şu an, niye böyle olmuş yüzüm?" dedim somurtarak. "Akşam herkes arkamdan çok çirkin bir gelin olduğumu söyleyecek kesin."

Han gülerek bana yaklaştı. Beni kollarımdan tutup kendine çevirdi, yüzümün her bir tarafına öpücük kondurunca kıkırdadım. "Seni çok kıskanacaklar diyeceğim de uykudan yeni uyanmış halinle bile kıskanıyorlar. Dünyanın en güzel gelini açık ara sensin."

"Senin için güzel olsam yeter, diğerleri umrumda değil."

"Benim için ekstra bir şey yapmana gerek yok zaten, öylece dursan bile ben senden gözlerimi alamıyorum zaten."

"Bugün çok romantiksiniz Han Bey."

"Bugün karım oluyorsun, rüya gibi. Bu günün hayalini çok kurdum, bazen hayal kurmakta bile zorlandım, imkansız gibi geliyordu çünkü. Ama şimdi buradasın, parmaklarımızda yüzüklerimiz var, avuç içlerimizde dün yaktığımız kınanın izi var, birkaç saat sonra düğünümüz için hazırlanacağız, akşam resmi olarak karım olacaksın, karnında ikimizin bebeği..." İçli bir nefes aldı. "Çok mutluyum. Hayatımın hiçbir anında olmadığım kadar mutluyum. Bir gün bu kadar mutlu olacağımı, bir kadının beni bu kadar mutlu edeceğini asla düşünmezdim. Çok güzel ama bir yandan da korkuyorum, bir gün bu mutluluğumuzun bozulacağından ölesiye korkuyorum. Ben iyi bir adam değilim, çevremde de bir sürü bela var, istemeyerek de olsa seni de bu belaya bulaştırdım, canının yanmasına sebep oldum. Ama yemin ederim daha iyi biri olmaya çabalıyorum. Normalde diğer sürülerle muhatap olmazdım ama senin ve bebeğimiz için herkesle aramı iyi tutmaya çalışıyorum. Sen de beni hiç bırakma olur mu? Ben gerekirse dünyanın en iyi insanı olurum ama beni güzelleştiren tek insan sensin, sen gidersen ben yaşayamam."

NARYAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin