14.Bölüm: Han

6.6K 540 170
                                    


HAN KILIÇ

Her bir noktam uyuşurken kurda dönüşmemek için kendimle savaşıyordum. Ama bu biraz önce kavga ettiğim adamı parçalara ayırmak için değildi.

O açık kahverengi gözler, o siyaha çalan kaşlar, o dolgun dudak, koyu kahverengi saçlar... gözlerimi bize doğru koşan kızdan çekemiyordum.

Koyu kahverengi saçları dağılmış, yanakları hafif kızarmış, zayıf bedeni korunmaya ihtiyacı varmış gibi duruyordu. Onu sarıp sarmalamak, ömrüm boyunca yanımda tutup korumak istemiştim.

Mert'e doğru koştuğunda, ona seslendiğinde bundan nefret ettim. Nedeni bilmesem de bunu görmekten iliklerime kadar nefret etmiştim.

Sonra o eşsiz kokusu burnuma kadar ulaştı.  Yanımdakiler kokusunu bastırmıştı, kokusu. O andan sonra başka koku solumak istememiştim zaten. Kokusu bu dünyada soluduğum en güzel kokuydu.

Ben havayı kokmaya devam ederken, o başını çevirip bana baktı. Bedenim o an sarsıldı. Bacaklarım benden bağımsız diz çöktü. O kadın bir bakışıyla önünde diz çökmeme sebep olmuştu.

Gözleri üzerimde dolaşırken nasıl göründüğümü düşündüm. Kavga ettiğimiz için muhtemelen dağılmış bir vaziyetteydim. İlk defa nasıl göründüğümü hakkında endişelenmiştim. İlk defa özensiz gördüğümü düşündüm. biri beğenmeyecek diye korktum. İlk defa kötü göründüğümü düşünerek utandım.

Bana bakarken korktuğunu belli eden gözlerini üzerimden çekmedi. O an hep bana baksın istedim. O güzel gözleri başkasını görmesin istedim. O güzel açık kahverengi gözler...

Çok güzeldi. Hayatımda gördüğüm en güzel kız olduğunu bana düşündürecek kadar hem de..

Karşımdaki kızın gerçekliğini sorguladım. Onun gibi biri gerçek miydi?

Gözlerimin renginin değiştiğinin bile farkında değildim. O an ruhum çekiliyormuş gibi hissettim.

Kokusu hala yoğundu ve burnumun ucundaydı sanki. Elimde o kokuyu toplayıp solumak istedim.

Ellerim ona dokunmak için sızlamaya başlamış, sanki bir hipnozun tesiri altındaymış gibi, ikimizin arasında bir ip varmış gibi, biri beni ona doğru çekmişti. Ona ulaşsam ne olacaktı? Ne yapacaktım? Bu soruların cevaplarını ben dahi bilmiyordum.

Ancak aramıza giren Mert ona ulaşmamı engellemişti. O an biraz da olsa kendime gelmiştim. Biraz da olsa gerçekliğe dönmüştüm. Ancak hala sarhoş gibi hissediyordum. Hala gözlerimi onun gözlerinden başka tarafa çeviremiyordum.

Korkudan Mert'in arkasına saklanan bedeni tutup çekmek ve ona sımsıkı sarılmak istiyordum. Ancak o korkuyordu. Ve ben onu korkuttuğumu düşünerek, kendime hakim olmaya çalışıyordum.

Sonra Mert ona bağırdı. Gitmesini, uzaklaşmasını söyledi. O an sinirlenmiştim. Ama bedenimi ne hareket ettirebiliyor, ne de konuşabiliyordum. Tek yaptığım beni tesiri altına alan kıza bakmaktı.

Koşarak uzaklaştı oradan. Arkasına dahi bakmadan kaçtı benden. Tamamen gözden kaybolduğunda ancak neler olduğunu anlayabilmiştim.

Göz rengim düzelmiş, sanki hipnozdan uyanmış gibi etrafıma bakmıştım.

Bir kurt hissederdi. Hayatında sadece bir defa mühürlenmesine rağmen hissederdi. Ama ben inanmazdım. Hiçbir zaman mühürlenmeyeceğimi, mühürlensem dahi bunu anlamayacağımı savunurdum. Ama hem mühürlenmiş hem de bunu anlayabilmiştim.

Bana şokla bakan kişiler umursamadan, kimsenin bir şey demesine izin vermeden ormana doğru koştum. Dikkatim tamamen dağılmıştı. Nereye gittiğimin farkında bile değildim. Sadece koştum. Kaçmak istedim. Herkesten, en çok da kendimden.

NARYAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin