Merhaba arkadaşlar. Yeni bölümle karşınızdayım. Dile kolay 70 bölüm olmuş. Hikaye ne zaman bitecek inanın bende bilmiyorum. Bazen diyorum final ver başka serüvene atıl bazen de karakterlerden ayrılamayacağımı hissediyorum. Sİz ne dersiniz, final için geri sayım yapalım mı? Yorumlarınızı eksik etmezseniz sevinirim. Keyifli okumalar.
****
Genç kadın, dalgın bir şekilde masasındaki dosyaları inceleyen kocasına yaklaşarak sıkıntıyla nefesini dışarıya vermişti. Maun masanın üzeri oldukça kalabalık bir dosya yığınıyla kaplanmıştı. Karısının nefeslenmesini duyan genç adam geriye doğru yaslandığında başını iki yana sallamıştı.
"Ne düşünüyorsun? İşe odaklanamadığın çok belli."
"Olayların nasıl bu kadar karıştığını. Gel şöyle oturalım," diyen adam yerinden kalkarak hamile karısını odadaki kanepelerden birine oturtup kendisi de yanına oturmuştu. Çisem sıkıntıyla yan oturarak kocasına bakmıştı. Bir eli şiş göbeğine giderken Erhan'ın da eli uzanarak o şişliği bulmuştu. Yıllar sonra yeniden baba olacaktı. Neriman Narin'e hamileyken karnına dokundurmazdı. Karnındaki bebeği bir hastalıkmış gibi görürdü. Çisem ise bebeğiyle iletişim kurmak istediğinde mutlu olarak kendisi elini karnına götürüyordu.
"Son olanlar benimde canımı sıktı. Efsun'un aileden uzaklaşması hiç iyi olmadı." Erhan başını sallarken iki gündür haber alınamayan kızı düşünüyordu. Tek sorun Efsun'un ortadan kaybolması da değildi. Davalar üst üste binmiş, birçok kaçak kendi topraklarında yakalanmıştı. Yıllardır kendi topraklarında hiç tasvip etmediği olaylar dönüyordu ve ne babası ne de kendisi bunun farkına bile varmamışlardı.
"Suat söyledi, operasyonlar daha da derinleşti. Şu olayların altından daha güçlü insanlar çıkıyormuş. Kardeşlerim güvende değil."
"Öyle bile olsa görevlerini yapıyorlar Erhan. Yonca'nın babası bu uğurda şehit edildi."
"Biliyorum ama içime sinmiyor. Nasıl bu kadar cani olabilirler. Kurbanlar çok küçük Çisem, çoğu da kimsesiz çocuklar. Bunu nasıl yaparlar?" adamı sesindeki üzüntü elle tutulur derecede belli oluyordu.
"Elimizden gelen bir şey yok, sadece olayın takipçisi olabiliriz. Davalarda avukat olarak görev almama izin vermiyorsun."
"Mümkün değil Çisem, sende bu düşünceyi aklından çıkar. Birçok iyi avukat olayın takipçisi zaten. Geçen gün öğrendim, Yonca hanım öğretmenliğe geri dönmüş. Onun adına sevindim."
"Bende, Suat onu görmeye gitmiş mi? Haberin var mı?" Erhan gülerek karısına bakmıştı. Kardeşinin o kıza olan davranışlarının elbette kendisi de farkındaydı.
"Bilmiyorum ama gittiğini düşünüyorum. Neyse onları bırakta sen nasılsın? Oğlumuz seni yoruyor mu?" genç adam son sözleri biri duyacak endişesiyle sessizce söylemişti. İçinden bazen isyan etmek geliyordu. Evladının sevincini doyasıya yaşayamıyordu.
"İyi bugün çok uslu durdu. Hem canı da bir şey çekmedi."
"Çekerse söyleyeceksin sakın içinde tutma Çisem, bana ya da çocuklara söylemekten çekinme."
"Çekinmem. Annem aradı bugün, çok özlemişim. Yeğenim çok usluymuş biliyor musun? Ayşem kardeşinin yanından biran olsun ayrılmıyormuş. Abim hala inanamıyormuş gibi sürekli oğlunu izliyormuş. Kız olmasını bekliyorlardı biliyorsun." Adam gülerek cevap vermişti.
"Bunca yıl sonra yeniden baba oldu onu anlayabiliyorum."
"Ayşem'e ne demeli. Kaç kişiye kardeşinin ebesi olmak nasip olur." Erhan genç kadının sözlerine gülerken başını sallamıştı.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
SEVGİYE SUSAMIŞ KALPLER
Narrativa generaleHayat toz pembe değildi hiç bir zaman. Genç kadın mutlu olacağını düşündüğü bir evlilikten büyük darbeler alarak kurtulmuştu. Ancak geçmiş bir türlü peşini bırakmazken bir karar vermek zorunda kalmıştı. Ya kalıp kendinin ve bebeğinin hayatıyla oynay...