PARADİSE 171

14 2 0
                                    

<MİN YYONGİ(SUGA)>

Sabaha yanımda mis kokulumla uyandığımda her şeyin rüya olmasından o kadar çok korkuyordum ki. Yasemin kıpırdanarak gözlerini açtığında kocaman bir gülümseme sunmuştum.

"Günaydın karıcım."

Yasemin:" Günaydın kocacım erken uyanmışsın!"

"Daha yeni uyandım sayılır?"

Yasemin:" Duş alıp kahvaltımızı yapalım mı?" dediğinde başımla onaylayıp duşa gidişini hayran hayran izlemiştim. Hazırlanıp restorana indiğimizde herkes bir masa da oturuyordu.

Seok Jin:"Günaydın! Biz siz inmezsiniz diye rahatsız etmek istememiştik."

Yasemin:" Ben çok acıktım oda servisini beklemeye dayanamazdım."

"Bunlar hala ayılamamış sanırım?" diyerek masada uyuklayan Yaseminin kardeşleri, Young ve Jimin'i göstermiştim. Hepimiz kahvaltılarımızı yaptıktan sonra Gülce eve gidip el öpmemiz gerektiğine dair bir sürü şey sıralamıştı. Türklerin adetleri hiç bitmiyordu sanırım.

Gülce:" Gidip el öpüyorsunuz yarın da Kore'ye geri dönüyoruz. Hala orada yapılması gereken bir düğün var! Ayrıca oppa annenleri biz bu akşam yolcu edeceğiz onlarda çok yoruldu bu süreçte." dediğinde bir süre daha bu konulardan konuşup Yasemin'in ailesine gitmek için yola çıkmıştık.

Yasemin:" Bizimkilerin yanından çıkınca biraz dolaşalım mı?"

"Olur güzelim buraya kadar geldik ama düğünden gezmeye fırsatımız olmadı daha doğrusu Young hanım hepimize bir iş yıktığı için zamanımız kalmadı!" dediğimde gülerek arabayı sürmeye devam etmişti.

El öpme merasiminden sonra Yasemin'in de dediği gibi başkentte gezmeye başlamıştık. Her ihtimale karşı maskelerimizle gezmeyi ihmal etmiyorduk. Yasemin bütün tarih kitaplarında yer alan Atatürk'ün anıtına geldiğimizi söylediğinde şaşkınlıkla etrafıma bakıyordum. Önünde durduğumuz yapı çok güzeldi. Gezdiğimiz her yerde bir sürü fotoğraf çekilerek otele döndüğümüzde herkes odasındaydı sanırım. Bizde odamıza çıktığımızda ertesi güne kadar odamızdan çıkmayı planlamıyordum.

Sabaha alacaklı gibi kapımızı çalan bir Young ile yine güne muhteşem bir başlangıç yapmıştık. Hayır anlamıyorum düğünde bitti bu kızın derdi neydi hala?

"Ne var Young?"

Young:"Ha benim olduğumu nasıl anladın oppa?"

"Kapımı senden başka kimse böyle alacaklı gibi çalmıyor da ondan!" dediğimde başını sallamıştı ama beni hiç umursamamıştı.

Young:"Bir saate çıkmamız lazım. Önce İstanbul'a uçacağız çünkü acele edin!" diyerek arkasını dönerek ilerlemişti. Odaya geri döndüğümde baygın gözlerle bana bakan karıma doğru ilerlemiştim.

Yasemin:" Bak ben diyorum size bu kızın kafasında çatlak var?"

"Bazen bende şüphe etsem de haklı olduğu yanlarda var o yüzden çokta kızamıyorum ki!" dedikten sonra yataktan ayrılmak istemeyen Yasemini kucağıma alıp banyoya götürmüştüm. Lavabo tezgahına oturttuğumda hemen diş fırçasına diş macunu sıkarak dişlerini fırçalamaya başlamıştım  biraz geri çekilip yüzüne baktığımda halinden çok memnun duruyordu.

"Bu özel ilgi çok hoşunuza gitti sanırım Yasemin hanım?"

Yasemin:" Evet kocam benimle çok güzel ilgileniyor çünkü." dediğinde hemen dudaklarına bir öpücük kondurmuştum. Aşağı indiğimizde herkes lobide bizi bekliyordu. 

Young:"Size bir saat demiştim! Saatin kaç olduğunun farkında mısınız?"

Yasemin:" Bağırıp durma valla geçireceğim ağzına bir tane!"

Geciken Huzur (MİN YOONGİ)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin