PARADİSE 156

64 8 0
                                        

<JUNG HO SEOK (J-HOPE) >

~1 hafta sonra~

Salonda Hyung line olarak hepimiz bir koltuğa oturmuş ayaklarımızı uzatmış bize hizmet eden maknea line'ı delirtmekle meşguldük.

Nam Joon:"Tae sehpa biraz geriye gitti sanırım onu biraz öne getirir misin ayaklarım kaydıda." dediğinde mırıldana mırıldana Nam Joon'un istediğini yapmıştı.

Seok Jin:"Chin Sun bu su ısındı soğuk su getir!"

Yoongi:"Jungkook kumandayı uzatsana."

Jungkook:"Hyung elini uzatsan alabilirsin!"

Seok Jin:"Bir şey mi dedin JK?" dediğimde oflayarak oturduğu yerden kalkıp Yoongi hyungun yanındaki kumandayı alıp eline bırakmıştı.

"Yun Hee yemek hazır değil mi daha?" diye mutfağa bağırdığımda sinirle karşılık veren bir küçük vardı.

Yun Hee:"Değil. Zıkkım yedireceğim size!" dediğinde Young arkadan gülerek eşlik etmişti.

Young:" Hak ediyorlar bunlara zıkkım yedirelim bence!"

Seok Jin :"Diliniz uzadı yine bakıyorum işinizi yapın." dediğinde gülerek oturduğum yerde biraz daha yayılmıştım.

Bir haftadır bize hizmet eden maknea line'ı haberleri olmadan bir çok defa çekmiştim o kadar komiklerdi ki bunları kullanmadan yapamazdım.

Yavaşça popomun üstünde Nam Joon'dan yana kayarak iki gün önce çektiğim videoyu açarak izletmeye başlamıştım.

"Süper değiller mi yüzlerine baksana?"

Nam Joon:"Neden bir tek biz eğleniyoruz ki?" dedikten sonra telefonu elimden alarak videoyu Twitter'dan paylaşmıştı.

#maknealineıncezası etiketi kahkaha atan emoji ile videoyu paylaşmıştı.

Seok Jin:"Ne işler çeviriyorsunuz siz?"

"Hyung buna bakmanız lazım eminim Army'ler de çok sevecek!" diyerek videoyu onlara izlettiğimde Yoongi hyungla ikisi birlikte kahkaha atarak gülmeye başlamıştı.

Jimin:"Neye gülüyorsunuz?"

"Hiç.. Hiç bir şeye!" diyerek telefonun ekranını kapatmıştı hemen.

Yanımızdaki tekli koltuğa oturup telefonunu eline aldığında direk oyun oynamaya başladığını anlatmıştım. Acaba ilk hangisi fark edecek? Dememe kalmadan mutfaktan bağırış sesleri gelmeye başlamıştı.

Taehyung:"Aaa Hyung!"

Chin Sun:"Oppa inanamıyorum ya!"

Yun Hee:"Sizi geberteceğim."

Young:"Çektiğimiz eziyet yetmedi mi bu video ne ya?" diyerek hepsi bir ağızdan konuşup deli gibi bağırırlarken fark ettirmeden video çekmeye başlamıştım.

Neredeyse 15 dakikadır hiç susmadan konuşmaya devam ediyorlardı. Çektiğim videoyu düzenleyip paylaşmıştım ki anında Chin Sun, Young ve Yun Hee'nin telefonlarına bildirim düşmüştü.

Young elindeki telefonu ekranını açtığında kaşları çatık ekrana bakıyordu.

Young:"Maknea line'ı birde kız kardeşlerimizle görün! Bizden hızlı rap yapma potansiyellerine sahip olmaları şaşırtıcı. Nefessiz tam 3 dakika boyunca susmadan bağırabiliyorlar!" diyerek yazdığım şeyi sesli okuduğunda herkes susmuş Young'u dinliyordu videoyu başlattığında daha deminki kargaşanın sesini duymuş ve kahkaha atmıştım.

Ortam sessizliği büründüğünde susup etrafıma bakmıştım ki üstüme atlamaya hazır Yun Hee'yi fark edip yana kayıp hemen koltuğun arkasına geçmiştim.

Yun Hee:"Umdumuz dedik bağrımıza bastık delirtme beni gebertirim seni."

"Sakin ol şampiyon. Hayaletlerimden intikamımı alıyorum."

Young:"O olayın üstünden yıllar geçti şimdi mi intikam alıyorsun?"

"Evet çünkü artık herkes sizi biliyor!" dediğimde durmayan kahkahalarıma birisi daha eşlik etmişti.

Chin Sun:"Ne hayaleti?"

Taehyung:"Biz hayaleti Dilam!" dediğinde Yun Hee başını hızla Tae'ye çevirmişti.

Yun Hee:"Şimdi moment vermenin sırası mı işimiz bitince verirdin. Off Taetae ya!" diye bağırdıktan sonra uzayan saçları arasından ellerini dolaştırıp tekrardan bana bakmıştı.

"Yoongi Hyung lütfen sevgilini tutar mısın? Çok kötü bakıyorda." dediğimde Yoongi Hyung hiç o taraflı olmamıştı bile.

Arkamdaki bahçe kapısına bir bakış attığımda kilitli olmadığını anlamıştım. Hızımla arkamda dönüp bahçeye doğru koşmaya başladığımda maknea line'da arkamdan gelmeye başlamıştı.

Young:" Motor mu taktın ve Oppa yavaş ola biraz!" diye arkamdan nefes nefese bağırdığında susmayan kahkahalarıma yenisi eklenmişti.

Yun Hee:"Gülüp durma gülesim geliyor!"

Jungkook:"Muhabbet mi edeceğiz Hobi Hyungu mu yakalayacağız?"

Havuzun etrafında dönerken bir anda karşıma çıkan Tae ve Jiminle yönümü arkaya çevirmiştim ki ellerini dizlerine dayamış soluklanan Jungkook'u görmüştüm. Tam sağa doğru kaçacakken yaramaz altılının geri kalan üçlüsü önümde duruyordu. Geri geri giderken hepsi üstüme gelmeye başlamıştı. Bir anda arkaya attığım ayağım boşluğa geldiğinde kendimi buz gibi suyun içinde bulmuştum. Suyun üstüne çıktığımda karşımda gülmekten yerlere yatan maknea line vardı.

Yun Hee:"Oppa Aralık ayında havuz nasıl güzel mi?" diye kahkaha attığında bütün vücudum titreyerek havuzdan çıkmıştım.

"Ahh dondum." diyerek çıkar çıkmaz olduğum yere oturmuştum üzerimde ince eşofmanlarım vardı ve ayaklarımı hissetmiyordum üstelik. Gülmekten kurtulan Chin Sun yanıma gelip elini uzattıpınsa elini dahi tutamayacak kadar uyuşmuştu bütün vücudum.

Chin Sun:"Oppa iyi misin? Yaa hiç iyi gözükmüyor susunda bakın bir!" dediğinde diğerleri de hızla yanımıza gelmişti.

İki kolumun altına giren Jungkook ve Tae beni içeri taşırken ellerinde havlularla gelen Young bütün vücuduma havlular sarıyordu.

Seok Jin:"Siz akıllanmayacaksınız!"

"Onları bir şey yapmadı ben kendim düştüm Hyung!" dediğimde maknea line hala suçlu gibi başları önünde bir şeyler yapmaya çalışıyorlardı. Biraz daha ısındığımda ıslak kıyafetlerimi çıkarmak için odama çıkabilmiştim sonunda.

Salonda geri döndüğümde şömine yakılmış yerlere minderler ve battaniyeler konulmuştu. Yavaş adımlar ile şöminenin yanına oturduğumda Yun Hee elinde bardakla yanıma gelip oturmuştu. Bardağı önüme koyduktan sonra yanında duran battaniyeyi omuzlarıma koymuştu.

Yun Hee:"Biraz daha iyi misin?"

"İyiyim iyiyim merak etme."

Yun Hee:"Isınmaya yardım eder. Ihlamur." dediğinde ellerimi bardağın etrafına sarmıştım.

Yun Hee:"Ben özür dilerim sadece hala alışık değilim sizlerle bu kadar göz önünde olmaya. O yüzden biraz telaş yaptım ve sinirlendim." dediğinde başını öne eğerek susmuştu. Battaniyenin ucundan tutup kolumu kaldırdığımda şaşkın şaşkın bana bakıyordu omzundan tutup kendime çekmiştim.

" Saçmalama özür dilenecek bir şey yok ortada. O haliniz o kadar hoşuma gittiki bizim için ne olduğunuzu herkese göstermek istedim. Hiç çekinmeden bize bağırabilen kız kardeşlerimizi Army'lerde görsün istedim. O yüzden Küçük Hanım özür dilemek yerine abine kocaman bir sarılma sunabilirsin. "dediğimde ellerini belime sarıp konuşmuştu.

Yun Hee:" Koca bir umut kaynağı olan abime.... "

Geciken Huzur (MİN YOONGİ)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin