~MİN YOONGİ (SUGA) ~
Geri dönüşümüzü yapmıştık aslında tatil günlerimizde bile durmaksızın devam eden bir işimiz vardı. Bizim işimizde mekan, durum önemli olmaksızın devam etmekte. Ama artık geri dönüş yapmış ve promosyonlarımız başlamıştı. Yurt dışı seyahatleri, konserler, röportajlar, programlar günlerimiz o kadar doluydu ki başımızı kaşıyacak vaktimiz yoktu. Yeni albüm çalışmaları da bir yandan hızla devam ediyor. Kendi hızımıza biz bile yetişemiyorduk çoğu zaman.
Sahne arkasında hazırlıklar hızla devam ederken Jimin köşede elinde telefon bakıp bakıp sırıtıyordu. Young ile konuştuğunu anca bu kadar belli edebilirdi zaten. Kızları neredeyse 3 aydır sadece telefondan görüyorduk. Yasemini çok özlemiştim. Bazı konser sonraları konuşmalarım da açık açık söylemesem de herkesin anlayacağı şekilde dile getiriyordum özlemi mi. Bazı hayranlar bizim için üzgünlüğünü belli ederken bazıları hala daha öfkeleniyordu.
Stilist:"Kuayfetlrrinizi değiştirmeniz için üç dakikanız olacak herkes hazır son hazırlıklarda bitti!" diye bağırarak bilgi geçtiğinde dışarıdan gelen fanların sesi bağırışını bastırmıştı.
Sahnede ki performansımız son hızla devam ederken dans etmekten hayranlara adam akıllı bakmamıştım. Sahnede ki performansımız sona erdiğinde hayranlarla sohbet etme sırası gelmişti. Spot ışıkları görüşümü engellesede hayranların gözlerinde ki parıltılar spotlardan daha göz alıcıydı.
Ho Seok:"Armyyy!" diye bağırdığında muhteşem bir karışılık almıştı.
Hepimiz sıra ile konuşmamızı yaparken bir anda spot ışıkları kapanmıştı teknik arıza vardı sanırım. Kulaklığımızdan sabit kalmamız sorunun anlık olarak çözüleceği bilgisi verildiğinde arızanın sadece ışıklarda olduğunu anlaşmıştık konuşmamıza şakalar ile devam ederken spotlar yavaş yavaş yanmaya başladığında bakışlarımı daha net gördüğüm armylerin üzerinde gezdirmiştim tam önümüzde yer alan Armyleri dah net görüyordum artık. Hızla etrafta gezdirdiğim bakışlarım arasında Yasemin, Young ve Chi Sun'a benzeyen hayranları görmüş ve hüzünlenmiştim. Yanımda ki Jin huyga yaklaşarak;
"Yasemin, kızları o kadar çok özledim ki onlara benzeyen Armyleri görüyorum!"
Seok Jin:"Ya çok mu benziyorlar nerede?" demişti heyecanla. Kızlara benzettiğim hayranların olduğu ön sırayı işaret ettiğimde Jin Hyung sahnede bir kaç adım öne ilerlemişti.
Seok Jin:"Gerçekten ne kadar çok benziyorlar. Zaten kızların burada olması imkansız da..." dediğinde duraklayıp bir kaç adım daha öne atmıştı. Bir anda bağırması için hepimiz şaşkına dönmüştük.
Seok Jin:" Buraya gelin."dediğinde hepimiz mikrofonlarımızı indirerek Jin Hyunga yaklaşmıştık. Benim gösterdiğim yere parmağı ile işaret ederek konuşmaya başlamıştı.
Seok Jin:" Kızların burada olması imkansız demi? Bu üç kız sadece onlara benziyor? "
Jungkook:" Sanki benzemiyorlar da onlar gibi baksanıza diğer armyler şaşkın şaşkın bakarken onlar sanki halimizle eğleniyorlar."
Taehyung:"Evet de buraya nasıl gelecekler yok ya benziyorlar bence spotlardan dolayı da çok benzetmiş olabiliriz."
"Ama bu şekilde sadece Yasemin gülebilir!"dediğimde hepsi anlamsızca suratıma bakıyordu. Mikrofonlarımız açıktı ama aşağıda tuttuğumuz için sesler anlamsız ve boğuk çıkıyordu.
" Ne bakıyorsunuz be aşık olduğum kadının gülüşünü bilmemin nesi garip? "dediğimde Ho Seok kızların olduğu tarafı işaret etmişti. Ellerinde kaldırdıkları pankartı okuduğumda şok olmuştum.
'Gülüşüne bilsen ne sevgilini tanıyamadıktan sonra!!!' yazısı ile gözlerimi ovuşturup tekrardan bakmıştım.
Nam Joon:" Bunlar kızlar bizim minikler buraya gelmiş!" diye bağırdığında mikrofonlar altta olsada bağırması yüzünden söyledikleri net bir şekilde duyulmuştu.
Kızlar ellerinde pankartta ki yazısı değiştirip tekrardan kaldırdıklarında hepimiz gülmeden edemedik. 'Tebrikler BTS 13 dakika sonunda bizi tanıyabildiniz :(' yazısı ile Taetae direk mikrofonuna konuşmaya başlamıştı.
Taehyung:"Birde süre mi tuttunuz?"diyerek kahkaha attığında benim asıl odağım sevgilimdi. Sahneden inip ona sıkı sıkı sarılmak istiyordum ama durduk yere bir olayda çıkartmak istemiyordum. Kendime o kadar zor hakim oluyordum ki sahneden atlayarak yanlarına koşabilirdim.
Çılgın fanlarımızdan birisi öyle bir bağırmıştı ki sesi yankılanarak bize ulaşmıştı.
Fan:"Ne oluyor!"
Jimin:"Ahh çok özür dileriz. Hepinizin bildiği gibi ailemize katılan üç küçük kız kardeşimiz var ve promosyonlarımızdan dolayı onları üç aydır görmüyoruz. Sizlerin içinde yer alan hayranları onlara benzettiğimiz için bir karışıklık oldu."
Ho Seok:"Bu üç küçük yaramazı sizlerde tanıyorsunuz ve şu anda bize bir sürpriz yaparak buradalar onları görünce heyrcanlandığımız için farklı tepki vermiş olabiliriz." diyerek durumu açıklandığında ben gözlerimi ayırmadan kızlara bakıyordum. Hayranlar baktığımız yere bakmaya başladığında kızlar tedirgin olmuştu belli ki.
Konuşmamızı güç bela da olsa bitirdiğimizde hepimiz sahne arkasına geçmiş kızları bekliyorduk oradan hemen çıkmazlarsa ben gidip çıkaracaktım bir kaç metre ötemde olan sevdiğime sarılmak istiyordum artık. Menejerimizin talimatı üzerine kızların yanına giden korumalar halka oluşturmuş şekilde kızları aralarında bize doğru getirirken korumaları ayırıp sevdiğimi direk kendime çekmiştim."Rüya değilsin demi? Gerçekten buradasın kollarımın arasında?"
Yun Hee:"Gerçekten buradayım kollarının arasında!" dediğinde kafamı iyice uzayan saçları arasına gömmüştüm.
Sevgilimi kolumun altından çıkarmadan kulise döndüğümüz de herkes ayakta bizi bekliyordu. Yasemin bir anda kollarımın arasından fırlayınca kaşlarım çatılmıştı. Nam Joona koşup sarıldığında Nam Joon kucaklayıp bir kaç tur etrafında dönmüştü.
Nam Joon:"Siz gerçekten buradasınız!"
Chi Sun:"Neden o kadar şaşırıyorsunuz ya hepiniz aynı tepkiyi verdiniz. Biz gerçeğiz beyler!" diyerek ellerini havada salladığında Ho Seok kahkaha atarak ona sarılmıştı.
Seok Jin:"Siz üç yaramaz utanmıyor musunuz binlerce kişinin içinde bizi şaşkına çevirmeye ha?" diyerek eli belinde konuştuğunda kızların üçüde koşarak Jin Hyunga sarılmıştı. Oda dayanamamış ve kızlara sarılmıştı. Kuliste kaç saat kaldık bilmiyorum ama dışarı da bir kıyamet vardı resmen yaptığımız son açıklama da kızların burada olduğunu da söylediğimiz için hayranlar kapıda kamp kurmuşlardı.
Üst seviye güvenlik önlemleri ile zar zor çıkıp otele geldiğimizde çok yorgundum ama Yaseminden bir saniye bile gözlerimi ayırmak istemiyordum. Yatağa uzandığımızda başımı göğsüne yaslamam için yönlendirmişti beni.
Başımı göğsüne yaslayarak kalp atışlarını dinlediğimde aylardır nefes almadığımı hissettim resmen.
Yun Hee:"Uyu artık sevgilim günleriniz zaten yeteri kadar yorucu biraz dinlenmen lazım."
"Tüm yorgunluğum seni gördüğüm anda geçti ki!"
Yun Hee:"Eminim ki geçmiştir ama bende sonra ki aşkın seni ve beni kolları açık bekliyor." dediğinde başımı kaldırıp anlamsızca ona bakmıştım.
Yun Hee:"Semi uykudan uyandırdığımda diyorsun ya ama o senden sonra ki tek aşkım diye eee bizi çağırıyor artık uyu diyor uyu!" dediğinde kahkaha atarak eski pozisyonuma geri dönerek gözlerimi kapatmıştım.
"Seni o kadar çok özledim ki kelimelerim anlamsız kalacak anlatmaya" dediğimde oda başıma tüy gibi hafif öpücüklerini sıralamıştı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Geciken Huzur (MİN YOONGİ)
Fiksi PenggemarDüşle, hayatının sonuna dek varlığın için orada olacağım Düşle, nerede olursan ol dünya hoşgörülü olacak Düşle, tüm zorluklardan sonra tamamen çiçek açacaksın Düşle, başlangıçların gösterişsiz gözükse bile, sonu refah olabilir