PARADİSE 167

18 2 0
                                    

<MİN YOONGİ(SUGA)>

Sabahın erken saatlerinde kızlarla birlikte otelden ayrılmıştık. Yol boyu Yasemin heyecanla bir sürü şeyden bahsetmişti ve bu hepimizin yüzünü güldürmüştü. Güzel bir güne başlamıştık ve sorunsuz devam etmesi tek dileğimdi. Çünkü bugün hem kendi ailem hemde sevdiğim kadının ailesi konserimizi izlemeye gelecekti. Hepimiz araçtan indiğimizde Yasemin elleriyle alkış yaparak bize dönmüştü.

Yasemin:" Türkiye'ye hoş geldiniz BTS. Şu anda 'Atatürk Olimpiyat Stadyum'u önünde bulunmaktayız. Burası Türkiye'nin en büyük olimpiyat stadyumu. 75.145 kişi kapasitesi bulunmakta ve bildiğim kadarıyla biletleriniz 1 saat içinde tükendi yani bu kocaman stadyum sadece sizin için dolu olacak." diye mutlulukla bağırarak etrafında döndüğünde hepimiz kahkaha atmıştık. Sanki bizim yerimize sahneye o çıkacakmış gibi bir havası vardı. Stadyumun içerisine girdiğimizde bütün çalışanlar görev yerlerinde konumlanmış bizi bekliyorlardı. Kızlar ise seyirci koltuklarına oturmuş heyecanla bize bakıyorlardı. Sahnede prova yapmaya başladığımızda stadyum dışından bize kadar ulaşan çığlıkları duymaya başlamıştık.

Prova esnasında VİP biletlere sahip Army'ler yavaş yavaş stadyuma girmeye başlamıştı. Kızlara baktığımda ellerinde bulunan çok fazla kağıt ile kapıya yönelmişlerdi. Güvenlik görevlilerine ellerinde ki kağıtları uzattıklarında anlam verememiştim ama içeri geçince sormayı aklıma not etmiştim. Provamız bittiğinde hepimiz hazırlanmak için kulise geçmiştik. Kızlarda arkamızdan kulise geldiğinde hemen aklımda ki soruyu yöneltmiştim.

"Elinizde ki kağıtlar da neydi? Neden güvenliğe verdiniz?"

Young:" Konser biletleriydi."

"O kadar çok konser biletinin sizde ne işi vardı?"

Yasemin:" Türkiye'de hayranınız olup maddi yetersizlikten konserinize gelemeyecek ARMY'ler için biz aldık."

Young:" Bir anda o kadar bilet almak ne kadar zor oldu biliyor musunuz?" diye güldüğünde hepimiz bir kere daha onlara hayran hayran bakmaya başlamıştık.

Seok Jin:"Siz mükemmelsiniz sayenizde ne kadar kişi mutlu oldu acaba." dediğinde kızlar ellerini bilmiyoruz der gibi yana açtılar.

Yasemin:" Biz çıkıyoruz otelden annenleri ve annemleri alıp geleceğiz hem bizde hazırlanmalıyız. Bir ARMY olarak bir hayalimiz daha gerçekleşiyor çünkü." dediğinde hepimiz gülerek onları yolcu etmiştik.

Hepimiz hazır bir şekilde platforma çıktığımızda stadyumdan gelen sesler hepimizi mutlu etmeye yetmişti. Moderatörden geri sayımı duyduğumuzda hepimiz hareket eden platformda ayağa kalkmıştık. Şarkıya girmeden önce ki beat kısımda Army'lerden muhteşem bir fanchant gelmişti .

Saatler süren konserimiz bütün yoğunluğu ile devam ederken sahne arkası da bütün hareketliliğini korumaktaydı. Kısıtlı zamanda sürekli kostüm değişikliği yapıyor, saç, makyaj düzenlemelerine ayak uydurmaya çalışıyorduk. Son parçamızı söylemek için sahneye çıktığımızda enerjileri bitmeyen ARMY bütün yorgunluğumuza iyi geliyordu. Son parçamızda bittiğinde ARMY ile muhabbet etme zamanı gelmişti. Tercümanda mikrofonunu aldığında hepimiz selam vererek konuşmaya başlamıştık.

Seok Jin:"ARRRMMMYYYYY MAKE SOME NOİSE!" diye bağırdığında hepsi muhteşem bir şekilde karşılık vermişti.

"Ansızın planlanan konserimize geldiğiniz için hepinize çok teşekkür ederiz."

Jimin:"Turnemiz dışında gerçekleştirilmiş olsa da aldığımız duyumlara göre farklı ülkelerden Army'ler bu konser için Türkiye'ye gelmiş."

Jungkook:" Sizinle olmayı özlemiştik."

Nam Joon:" Türkiye'de konser vermek her zaman planlarımızda vardı ancak bugüne kadar gerçekleştirememiştik. Şimdi sizlerle olmak çok güzel, hepiniz çok güzelsiniz." 

"Bugün konserimizin ilk günüydü. Merak etmeyin 2 gün daha birlikte bu sahnede olacağız." dedikten sonra tercümanı dinliyorduk ancak ön kısımdan gelen tanıdık ses ile o tarafa dönmüştük.

Young:"Yanlış tercüme ediyor düzeltmesini söyleyin!" diye bize bağırdığında hemen tekrar  konuşmaya başlamıştım.

"2 gün daha burada olduğumuzu söylemiştim." dediğimde tercüman hemen özür dileyerek düzeltmişti.

"Sanırım tercümanımız biraz gergin." dediğimde bütün stadyumdan koca bir kahkaha duyulmuştu. 

Ho Seok: "ARMY sizlerle olmak bize iyi gelen en güzel şey."

"Army'ler bildiğiniz üzere kız arkadaşım Yun Hee'de bir Türk!" dediğimde hepsi daha yüksek bir çığlık atmıştı ve ben buna gülmekten kendimi alı koyamadım.

"Şu an aranızda kız arkadaşım, ailesi ve ailemde yer almakta." diyerek gözümü alan spotları elimle engelleyerek onları görmeye çalışmıştım. Önlerde oturduklarını gördüklerimde konuşmama devam etmiştim.

"Henüz açıklanmış ve onaylanmış bir durum olmasa da sizlerle paylaşmak istediğim bir durum var!" dediğimde çocuklar ooooo diye bağırmaya başlamıştı.

"Bunu daha önce özel bir şekilde yapmış olsam da şu an burada da bunu yapmak istiyorum!" dedikten sonra Yasemin'e doğru ilerleyerek sahnede önünde diz çökmüştüm.

"Yasemin will you marry me?" dediğimde Yasemin kocaman açılmış gözleri ile bana bakıyordu. Stadyumdan ise 'Say yes!' diye çığlıklar senkronize bir şekilde duyulmaktaydı. Güvenlik ekibi uzatılan mikrofonu Yasemin'e verdiğinde hala şaşkın şaşkın bana bakmaya devam ediyordu. Çocuklarda Army'e eşlik ederek 'say yes' diye bağırmaya başladıklarında Yasemin mikrofonu ağzına götürmüştü ama konuşmadan bekliyordu. Konuşacağını anladığımda 'Şşşşttttt' diyerek herkesin susmasını sağlamıştım.

Yasemin:" Say yes!" diye bağırdıktan sonra  bütün stadyum ayağa kalkmış çığlıklar atarak alkışlıyordu. Bir süre daha Army'ler ile konuştuktan sonra selam verip kulise dönmüştük. Kulise girdikten sonra arkamızdan Yasemin, Young ve ailelerimiz gelmişti. Yasemine deli gibi sarılmak istiyordum ancak ailelerimiz burada olduğu için kendimi tutuyordum. Young anlamış gibi otele kadar onlara eşlik edeceğini söylediğinde minnet dolu bakışlarımı ona yollamıştım oda bana tebessüm ederek ailelerimize yol göstermişti. Hemen Yasemin'i kucaklayıp etrafında bir kaç tur döndürmüştüm.

"Sen bana her evet dediğinde sanki dünyalar benim oluyor!"

Yasemin:" Sen deli misin o kadar insanın içinde yapılacak şey mi?"

"Neden olmasın ki herkes zaten bizi biliyor. Hem Army'ler de duyunca çok sevindi duymadın mı?"

Ho Seok:" Çoğunluk sevinmiş ve sizi tebrik ediyor." dediğinde telefonunu bize döndürerek videomuzu izletmişti.

Jungkook:" Bizimde haberimiz yoktu söyleseydin bir şeyler hazırladık hyung!"

Yasemin:" Saçmalamayın o yoğunlukta birde buna mı uğraşacaktınız. Hem zaten ben en güzel şekilde evlenme teklifimi aldım!" diyerek bana göz kırpmıştı. Hep birlikte otele dönmek için araca bindiğimiz de Jimin durmaksızın birini arıyordu ama cevap alamadığı çok belliydi.

Jimin:"Yun Hee Gülce seni aradı mı?

Yasemin:" Evet otele geçtiklerinde aradı yorgun olduğunu yatacağını söyledi."

Jimin:" Bizi beklemeden mi?" dediğinde üzüldüğü çok belliydi. Tam başımı Yasemin'e çevireceğim sırada Jungkook'un suratında ki ifade dikkatimi çekmişti. Neyse şu anda çok mutluydum ama bu konuyu daha sonra onunla konuşacaktım. Araçlardan inip otele girdiğimizde Yasemin'in kulağına eğilip konuşmaya başlamıştım.

"Young'un bir sorunu mu var bizi beklemeden yatmazdı o?"

Yasemin:" Bir sorun olduğunu sanmıyorum sadece çok fazla şeyle uğraşınca yorgun düştü bugünlük alttan alalım." dediğinde başımla onaylamıştım. Odalarımızın önüne geldiğimizde Yasemin'den ayrılmak çok zordu ellerini bırakıp odama gitmek istemiyordum. Onunla uyumak istiyordum.

"Odama gitmesem olmaz mı?"

Yasemin:" Olmaz Yoongi ailelerimiz  burada o yüzde odalarımızda uyuyacağız." dediğinde çocuk gibi mızıldanıp oflamıştım. O ise bu halime gülüp yanağıma bir öpücük kondurup hemen odasına girmişti. Yorucu ama güzel günümüz sonunda bitiyordu. Önümüzde ki iki günü de sorunsuz atlatmayı başarmak umudu ile geceye gözlerimi kapatmıştım.


Geciken Huzur (MİN YOONGİ)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin