Geciken Huzur (MİN YOONGİ)

PARADİSE 55

<YASEMİN (YUN HEE) >

Yoongi beni öptü. Allahım ben ne yapacağım? Nasıl davranacağım? Uzun süre hareket edemeden kalınca Yoongi korkup Gülce'yi çağırmıştı. Gülce odaya geldiğinde gerçekten bir nebze olsun rahat nefes alabilmiştim.

Gülce ile konuştuktan sonra biraz uyumaya karar vermiştim ve Gülce'ye sıkı sıkıya Yoongi'nin odaya girmesine engel olmasını söylemiştim. Yatağa yatmıştım ama uyuyamıyordum çünkü Yoongi kokuyordu. Bir süre sonra kapının ardından Gülce ve Yoongi'nin konuşmasını duymuştum. Ve ardından kapının kilit sesini. Hızla kalkıp kapıya baktığımda odada kimse yoktu. Benim arkadaşım gerçekten tam bir deli kapıyı üzerime mi kilitlemişti. Ahh bu kıza vur dedim mi öldür anlıyor resmen. Ama şimdi daha rahattım. Yatağa c'nin pozisyonda yatıp bir süre düşünmüştüm.

Ne ara uykuya daldım ne ara sabah oldu bilmiyorum ama gözlerimi açtığımda yanımda bana sarılarak uyuyan bir Yoongi beklemiyordum. Gece Gülce kapıyı kilitlemişti nasıl girdi ki? Tabi ki ya burası Yoongi'nin odası yedek anahtar ile girmiştir. Ahh Gülce ahh kapıyı kilitlemeyi akıl ettin de yedek anahtarı akıl etmedin mi?

Yavaş hareketler ile Yoongi'nin yanından kalkıp parmak ucunda odadan çıkmıştım. Şimdi Gülce'yi bulmalı ve artık evimize gitmeliydik. Bugün aklanıyorduk o yüzden artık bize zarar vermeye çalışan kıskanç ARMY'ler olmayacaktı. Etrafa göz attığımda Gülce'nin tam olarak nerede olacağı aklıma gelmişti. Tabi ki oda Jimin'le birlikte uyuyordu bir süredir. Aralarındaki ilişkiyi tam olarak adlandırmış olmasalar da onlar tam bir sevgiliydi.

Yavaşça içeri girip yatağın başına gittiğimde Gülce ile birlikte Jimin'de uyanmıştı. Neden bu kadar erken saatte gittiğimizi sordu ama bir şeklide atlamıştık onu da.

Evimize geldiğime gerçekten mutluydum. Çocukları seviyorum ama sürekli yan yana olmamız hiç iyi değildi. Bir süre sonra gerçekten rahat hissetmiyordum. Çünkü onların hayatlarına bir anda bodoslama dalıp çoğu şeye dahil olmuştuk.

Şirket açıklamayı sabahın erken saatlerinde yaptığı için bugün öğleden sonra olan dersime girebilirdim. Gülce ise benden önce olan dersi için önden gitmişti. Bende biraz erken çıkarak açık havada biraz rahatlamaya çalışmıştım ama kafam o kadar doluydu ki rahatlamak mümkün değildi.

Uzun süre okula gitmeyince dersler sıkıcı gelmişti. Ama olsun tekrar devam ediyordum sonuçta ve vizelerimizde yaklaşıyordu. Sıkılmaya fırsatım olmayacaktı bir süre. Düşünmeye de.

Kafeye geldiğimde kafe tıklım tıklım doluydu. Normalde çok müşterisi olan bir kafe değildik sanırım bu yoğunluğun sebebi tam olarak BTS'ti. Patron beni gördüğünde öyle bir baktı ki yüzüme sanki şu an orada olduğuma şükrediyormuş gibi bakıyordu. Hızlı haraket edip hemen önlüğümü takıp patrona yardıma gitmiştim. Aynı zamanda Gülce'ye mesaj atmaya çalışıyordum. Allahtan yolda olduğunu söylemişti.

Saatlerdir bitmek bilmeyen müşterilerimiz ile ilgileniyoruz. Bir saat sonra BTS'in çekimleri yapılacağı için artık kafenin girişi kilitli sadece çıkış açıktı. Beni yanına çağıran lise öğrencilerinden biri yüksek sesle Gülce ve benim hakkımda konuşuyor aklınca laf sokuyordu.

"Bir şey istiyorsanız hemen söyler misiniz? İşimiz gücümüz var sonuçta."

Müşteri:" Aaa neymiş o iş. BTS üyeleri ile orada burada sürtmek mi?"

"Küçük kız ağzından çıkanlara dikkat et bak. Seni buradan sürükleyerek atmak istemiyorum."

Müşteri:"Ahahsjs güldürdün beni çakma fotoğrafçı. "dediğinde dişlerimi sıkmaya başlamıştım.

" Hala sana kibar davranıyorken bence git. Kapatıyoruz. "

Müşteri:" Ooo sinirlendi çakma fotoğrafçı. "

" Defol kızım hadi. "diyerek kolunun birini tuttuğumda bardağındaki suyu yüzüme atmıştı.

Ben gözlerime gelen damlaları temizlerken Gülce'nin sesini duymuştum. Kız karşımda değildi daha doğrusu etrafta ki bütün insanlar dışarıda ki bir şeyi izliyordu.

Hızla o tarafa gittiğimde Gülce kızı dövüyordu. Baya ağzının kanını içirmeyi başarmış ama neden bu kadar gözü dondu anlamadım. 

İlk Yayın Tarihi: 06.10.2018

!DÜZENLENDİ!