PARADİSE 91

102 10 1
                                    

<YASEMİN (YUN HEE) >

Koreye giden uçakta ikinci defa olmak hayalimin çok dışında bir şeydi. İlk uçak maceramda Park Jimin ile karşılaşmıştım. Ama bu sefer öyle bir tesadüf olması çok zordu. Bugün Nam Joon oppanın doğum günü olması ise onlara olan özlemimi bir nebze olsun azaltmak için yeterdi. Çünkü biliyordum hepsi smeraldoda olacaktı. Eve gire bilmek için oraya uğrayıp Gülce'den anahtar almam şarttı. Bu esnada üyeleri görür ve bir nebze olsun özlem gidere bilirdim. Bana karşı davranışları o kadar ağrıma gitmişti ki ne kadar affedeyim artık desemde o zaman ki yüz ifadeleri verdikleri tepkiler gözümün önünden silinmiyordu. Koreye indiğimde Türkiye hattımın takılı olduğunu telefonuma düşen yabancı numaradan anlamıştım. Numara o kadar tanıdık olmasına rağmen kayıtlı değildi.

"Efendim?"

PD nim:"Merhaba Yun Hee nasılsın?"

"Aa iyiyim efendim siz nasılsınız?"

PD nim:"Teşekkür ederim bende iyiyim. Müsaitsen seninle bir konuda konuşmak istiyorum."

"Tabi ki buyrun!"

PD nim:"Bak Yun Hee biliyorsun bütün üyeler benim için önemli bir yere sahip. Özelikle sen gittiğinden beri grubun hal ve hareketleri çok fazla değişti. Bizim neşeli maknea linemız gitti yerine suskun ve sürekli sahte gülücükler saçan üyeler geldi. Onlarda değil ama en çok Yoongi. Min Yoongi'nin sana karşı olan hislerinin farkındaydım ve sen gittiğinden beri rahatsız edici derecede bir değişim gösterdi. Açıkçası bu değişim beni rahatsız ediyor. Bilmiyorum biliyor musun ama Yoongi bu zamanlara gelmek için fazla çaba sarf etti. Bir sürü sorunu aşmak zorunda kaldı. Seninle bunu konuşmamın sebebi tekrsr eskiye döner korkusu yaşamam. "

" Anlıyorum ama benden ne istiyorsunuz? "

PD nim:" Onunla konuşmanı, eskiye dönmesini istiyorum. Yine bulduğu her yerde uyumasını, diyet yaptığı için şikayet etmesini istiyorum. Aylardır doğru düzgün uyuduğunu görmedim. Diyetten nefret eden insan bir lokma yemek yemeden belkide günlerce dolaşıyor. Bu beni rahatsız ediyor. En azından onunla konuşsan ve aranızdaki her ne ise halletmeye çalışsanız? "

" Açıkçası benlik çok fazla bir konu yok. Ben onunla gitmeden konuşmaya çalıştım ama beni dinlemiyor. Beni dinlemek istemeyen bir insana zorla bir şeyler anlatamam ama son bir kez denerim elbet. "

PD nim:" Teşekkür ederim. Beni kırmadığın için. " dedikten sonra telefonu kapattığımızda durup bir düşünmüştüm.

Neden kendinede banada bunu yapmıştı ki. PD nim kolay kolay birisini arayıp böyle bir şey isteyecek birisi değildi acaba nasıl bir çıkmaza girdide benden yardım istiyordu. Neyse en azından şimdi herşeyi yüz yüze konuşma ihtimalimiz vardı. Dinlerse. Dinlemediği takdirde beni dinlemesi için ısrar etmeyecektim. Belki aylarca aklımda yankılanan tek ses, gözlerimi kapattığımda göz kapaklarımda oluşan tek yüz olmasaydı anlatmak ve dinlettirmekte bu kadar zorlaşmazdı. Valizimi alıp havaalanının önüne çıktığımda o geriler içindeki şehride bir o kadar özlediğimi fark etmiştim. Saat daha erkendi en azından biraz turlamak için yeterli vaktim vardı.

Hava karardığında sarsak adımlarımı her köşesine emek verdiğim o Smeraldo Kafeye yönlendirmiştim. Ne anılarımız vardı orada acı, tatlı, mutlu, mutsuz geçen kaç güne şahitti o duvarlar. Kafenin önüne geldiğimde içeride sadece üyeler ve Gülce vardı. Gülce sanırım pastayı getirmek için içeri girmişti zamanlamam gerçekten muhteşemdi. Kafenin kapısını itip içeri adım attığımda Taehyung bana dönerek ;

Taehyung:"Pardon kapalıy.... Yun Hee!!!"

Seok Jin:"Bu çocukların yavaş yavaş delirdiklerini düşünüyorum. Hayır herkes baktığı bir yerde Yun Hee'nin adını sayıklıyor. Tamam bende çok özledim ama bi kendinize gelin ya. Halüsinasyon mu görüyorsunuz?"

Ho Seok:"Hyung sanırım Taehyung ile aynı halüsinasyonu bende görüyorum."

Seok Jin:"Dalgaya alıyorlar ya beni. Hyunglar hiç dalgaya alınır mı hasikt... Yun Hee!!!" diye çığlık attığında artık bütün üyeler benim olduğum yöne dönmüştü.

Jimin:"Gerçekten mi o?"

Young:"Ne o gerçek olan?" diyerek mutfaktan çıktığında güzelim pastayıda ziyan etmişti sıpa. Hayır şaşırırken pastayı tutamıyor musun ki?

"Evet gerçeğim. Hayır halüsinasyon görmüyorsunuz!!"

Yoongi:"Neden geldin?"

"Gelirken sana soracak değilim. Young anahtarları almaya geldim." diyerek ona adım attığımda bir anda yere yığılması bir olmuştu. Ahh aptal kafam bu kız hasta ya ben neden böyle ani tepkiler verip kıza duygu karmaşısı yaşatıyorsam. Üyeler paniklediklerinde ilk defa bu durumla karşılaştıklarını anlamıştım. Çünkü ilk bu durumu yaşadığımda bende böyle tepkiler vermiştim ama artık alıştım. Normal geliyor Gülce'nin böyle tepkileri. Bir kaç dakika içinde kendine geldiğinde salak salak suratıma bakıp direk boynuma sarılmıştı.

Young:"Gerçekten sensin!! Gelmişsin. Geri gelmişsin!!" diye ağlamaya başladığında gülsem mi ağlasam mı bende bilememiştim. Yerden kalkıp sarılmaya devam ettiğimizde bizi ayıran Jeongguk olmuştu.

Jeongguk:"Hani bizde özledik bir sarılsak mı artık!!" diyerek bana doğru bir adım attığında bende bir adım gerilemiştim. Verdiğim tepki hepsini şok etmişti.

"Sarılmaya gerek olduğunu düşünmüyorum açıkçası." diyerek elimi uzattığımda Jeongguk bir elime bir suratıma bakıyordu.

Jeongguk:"Şaka mı bu? Bizi affetmemiş miydin sen?"

"Affettim kelimesini kullandığımı hatırlamıyorum."

Taehyung:"Ama içip aradığında bizi özlediğini söylemiştin!"

"Her özlenen affedilmiyor demek ki! Her kırılan kalbin hemen tamir edilemediği gibi!!"

Nam Joon:"Ne yani ben doğum günümde kız kardeşime sarılamayacak mıyım?" dediğinde Gülce'yi göstererek ;

"Tabi ki sarılma bilirsin bak orada kız kardeşin!!"

Ho Seok:"Bizim tek kız kardeşimiz o değil ama!!"

"Benim abi sandığım kişiler bana bir zamanlar güvenmeyerek onların asla kız kardeşi olmadığımı gösterdiler."

Seok Jin:"Yun Hee ama sende bize bir şans vermiyorsun ki?"

Yoongi:"Vay be kızın peşinde pervane oldunuz. Bravo size. Tebrikler." diyerek alkış tutmaya başladığında tel kaşımı kaldırıp dik dik Yoongi'ye bakmaya başladım.

"Bir şey söylemek istiyorsan direk söyle Min Yoongi lafı dolandırıp durma. Bak karşındayım da artık. Mesajdan atıp tutmalara benzemez bu."

Yoongi:"En son sözümü sen bu ülkeyi erkek arkadaşın için terk etmeden önce etmiştim sahasına gerek yok."

"Bende öyle düşündüm. Hatta ne biliyor musun? Tepkin belkide bir benim gözümü açmıştı kör olduklarıma karşı. Seviyorum diyip kandırmaya çalışanı görmüştüm, abiniz diyip yanımda olduğunu söyleyenlerin bana sırtlarını nasıl hemen döneceklerini görmüştüm. Sağol ya. "diyerek Young'a döndüğümde aval aval hala suratıma bakıyordu. Ahh bu kızın şu saf salak halleri beni bazen sinir ediyordu.

" Anahtar Gülce!! "diye bağırdığımda silkelenip hemen mutfağa gitmişti. Geri geldiğinde elindeki anahtarı hızla çekip alarak kafeden çıkmıştım. Gülce ile evde hasret gidere bilirdik ama BTS üyeleri biraz daha aynı ortamda durmaya devam etseydim sanırım hepsinin boynuna atlayacaktım benimle alaycı bir şeklide konuşan Yoongi'nin bile.

Geciken Huzur (MİN YOONGİ)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin