"Aşk mı? Aile mi? Sorusunun hayatımı bu kadar etkileyebileceğini nereden bilebilirdim...?"
❀•°•═════ஓ๑🥀๑ஓ═════•°•❀
Kişilik bozukluğu olan bir vampir... Yasu Akira, U.A Kahramanlık Sınıfı 1-A'nın yakışıklı kahramanlarından biri olan Bakugou Katsuki'...
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
•❅──────✧❅✦❅✧──────❅•
"Kardeşimin hayatı benim ellerimdeydi. Benim ellerimin kontrolü ise Zero Keiji'deydi..."
Hızlı koşma yeteneğimi kullanırken Toga'nın bileğini sımsıkı tutmuştum. Benden ayrılırsa metrelerce geriye savrulabilirdi.
Önüme çıkan engellerden olabildiğince çevik bir şekilde kaçarken Toga da çığlık çığlığa bana ayak uyduruyordu. Dişlerimi sıkmıştım.
"AKİRA-CHANNN~! YAVAŞLAMALISIN! AHHHH!"
Ben onu görmezden gelirken göz ucuyla arkama baktım ve Niko'yu gördüm. Bize yetişmeye çalışırken uzun beyaz saçları gözlerinin önüne gelip savruluyordu.
Tam o bırada omzumda hissettiğim ince keskin metalle gerildim ve şaşkın bakışlarla Toga'ya döndüm. Bir yandan da koşmaya devam ediyordum.
"Ne yapıyorsun be?! Aklını mı kaçırdın?" diye bağırdım.
Bana sırıttı ve bıçağını omzumdan çekip ucundaki kan damlalarını yaladı. Aynı anda da yüzü kızardı ve sarı gözlerinde sapkın bir ışıltı belirdi.
"Akira-chan'ın kanı çok lezzetli~"
Onu yanımda koşturmanın iyi bir fikir olmadığını anladığım gibi bileğini bıraktım ve geriye savrulmasını izledim. Omzumdaki kesik kapanmıştı.
"Hey, Niko! Yakala şunu!"
Niko seslenişimi duyunca bir an için anlam veremedi, ancak sonra önüne doğru hızla gelen Toga'yı kolundan yakaladı ve durdurdu.
"Tuttum seni, prenses."
Toga hayal kırıklığıyla çığlık attı. "Bu haksızlık! Ben Akira-chan'ı istiyorum!"
Niko gözlerini devirdi ve tekrardan koşmaya başladı. "Aman ne yazık... Onun seni istediğine pek emin değilim. Bize yetişmek istiyorsan kullan o uzun bacakları!"
"Hah?! Seni Shigaraki'ye söyleyeceğim!"
İkisinin tartışmasını dinlerken sonunda en alt kata ulaşmıştım. Burası adeta geniş karanlık bir kara deliğe benziyordu. Sadece kalp atış seslerimi duyuyordum.
Birkaç saniye soluklandım ve gözlerimi kıstım. Birden etrafım görünür hâle geldi.
Shigaraki arkası dönük bir şekilde mekanın ortasında dikiliyordu.
Kaşlarımı çattım ve hızla ayaklarımı yerden keserek ona doğru uçtum. Shigaraki, ayaklarım tekrardan yerle temas ettiğinde çıkan sesi fark ettiği gibi arkasını dönüp boğazımı sıktı.
Gri gözlerim kocaman açılmıştı. Eldivensiz elleriyle boğazımı sıkarken öksürdüm ve ona baktım. Shigaraki birkaç saniye sinirli gözlerle beni izledikten sonra boğazımı bıraktı ve yere düştüm.
