Oyu şimdiden verin ✨ Oya değecek bir bölüm 🔥İdil Hanım ile yediğimiz yemekten sonra havuzun kenarına oturmuş bacaklarımızı havuz suyuna daldırmıştık. Yanımızda kadehler ve şarap şişesi vardı. İdil Hanım yemeğimi beğendiği için mutluydum. Ama diğer yandan da babaannem ve Egehan'ın meraklanmış olabileceği gerçeği içimi kemiriyordu.. Her gün konuştuğumuz için kesin defalarca aramış olabileceklerini, meraklandıklarını İdil Hanım'a söyledim..İdil Hanım ayağa kalkıp içeri girdi. Biraz sonra geri geldi yanıma oturmadan önce bana bir kutu uzattı. Kutuyu alırken tepemdeki İdil Hanım'a kısa bir bakış attım. Bana verdiği kutuyu açtığımda son model bir telefon ile karşılaştım.
"Kullanmaya hazır..Tabi yeni numaran ile.." dediğinde telefonu elime aldım. İdil Hanım da yeniden yanıma oturmuş ayaklarını havuza sokmuştu. Şarabından bir yudum alırken yandan bana bakıyordu. İdil Hanım'ın parfümden sonra ikinci pahalı hediyesiydi.
Bu pahalı hediyeler karşısında ne yapacağımı bilemiyordum."İdil Hanım...Teşekkür ederim ama.." diye başladığım cümleyi "Ama yok Hazan..Aradığımda açılsın yeter." Şarabından yeni bir yudum aldı.
"Ara konuş..Kısa tut.." kadehini havuzun yanına bıraktı. Gömleğinin düğmelerini teker teker açtı. Çözülen beyaz gömleğin içinden beyaz sütyeni havuzun ışığı ile parlıyordu. Tenine yakışan bir renkli beyaz..Dolgun göğüsleri sütyeninden taşarken gözüm onlara kaymıştı. Gömleği tamamen çıkarıp arkaya fırlattı.
Ayağa kalkıp siyah kumaş pantolonunun düğmesini açtı. Ben onu izlerken aşağı doğru gözlerime kısa bir bakış attı. Gözlerim düğmesini açan kemikli uzun parmaklarındaydı.
Pantolonu indirdiğinde sütyenine benzer dantelli bir iç çamaşırı ile havuzun loş ışığının aydınlattığı kusursuz bedeni gözlerimin önündeydi.
Dolgun göğüsleri, düz karnı, incecik beli, kalın bacakları ve beyaz teni ile heykel gibi duruyordu. Gözlerimi kırpıştırıp onu hayranlıkla izlerken bana kısa bir tebessüm gönderdi."Babaanneni aramıyor muydun?" diyip göz kırptığında hemen başımı sallayıp kendime gelmeye çalıştım. Elimdeki telefonu sıkı sıkı tutarken yutkundum. Tamamen unutmuştum.
İdil Hanım havuza atladığında onun sıçrattığı sular ile hafifçe ıslanmıştım. İdil Hanım suyun üzerine çıkıp birkaç kulaç yüzdü. Siyah saçlarını ıslanmış başının gerisine yapışmıştı. Onun havuzdaki halini izlerken o da bana kısa bakışlar göndererek yüzmeye devam ediyordu. Derin bir nefes aldım.
Telefona babaannemin numarasını girip açmasını bekledim.
Babaannemin sesini duyduğumda mutlulukla gülümsedim. Derslerimin yoğun olduğunu, telefonumu kaybettiğimi o sebeple arayamadığımı anlatırken İdil Hanım yüzerek önüme gelmişti. Ben suyun içindeki İdil Hanım'a bakarken kulağımda konuşan babaanneme kısa cevaplar veriyordum.İdil Hanım havuzun içinde ıslak bir halde bana bakıyordu. Gözlerini asla üzerimden ayırmadan karşımda yüzüyordu.
"Evet..Egehan ne yapıyor?" sorusunu sorduğumda İdil Hanım bana bir kulaç daha yaklaştı. Elleri suya soktuğum bacaklarımdaydı. Babaannemin söylediklerini duyamıyordum. Bacaklarımda gezinen elleri havuzda durduğu halde beni yakıyordu.İki eliyle bir ayağımı kavradı. Parmakları ayak kemiklerimden topuğuma kadar okşarken suyun soğuk suyun içindeki ayağım ateşlenmişti. Babaannemin söylediklerini algılayamıyordum.
"Babaanne ben metroya biniyorum da ararım sonra.."diyip kapattım ve telefonu uzağa bıraktım. İdil Hanım'a bakıyordum. Havuz kadar mavi gözleri iyice keskinleşmişti. Parmakları ayağımı okşarken bakışları aşağıdan yukarıya tüm bedenimi geziyordu.Kahve gözlerimi onun gözlerine sabitlediğimde nefesim kesilmiş gibiydi. Ayağımın üst kısmına parmaklarını bastırarak ayak parmaklarıma kadar okşadı. Ardından bir ayağımı tutarak bacağımın arkasından yukarı doğru sürüklediği elinin çizdiği yolu her hücremde hissettim.