İdil Hanım yanıma geldiğinde kulağıma tısladı."Gönder şunu ikiniz de elimde kalırsınız.." dediğinde hızla kapıya hareketlendim. Delikten baktığımda Kaan karşımdaydı. Gerginlikle derin bir nefes aldım.
Kapıyı zincirden aralık açarak yüzümü çıkardım ve sinirle konuştum."Ne var Kaan?" dediğimde üzerinden bana gelen alkol kokusunu almıştım. Zaten ayakta duramıyor gözlerini yarım yamalak açıyordu.
"Hazan..Hata yaptım.." dediğinde kelimeler dilinde dolanıyordu. Gerginlikle arkamı döndüm. İdil Hanım birkaç adımlık geriden bana bakıyordu.
"Kaan git burdan..Gece gece ne işin var evimde?" hızlıca konuştuğumda Kaan hemen itiraz etti.
"Evimiz burası Hazan..Birlikteydik..Benimdin ama ben hata yaptım..Düzelteceğim bitanem..Yeniden benim olacaksın.." kelimeleri dolanırken biraz da yüksek sesle konuşuyordu.
İdil Hanım arkamdan gelip kapıyı önce kapattı. Sonra hızla zinciri çıkartıp kapıyı ardına kadar açtı. Kaan'ı tişörtünden tutarak içeri çektiğinde Kaan afallayarak içeri düştü.
Kapıyı kapatır kapatmaz yerde yatan Kaan'ın üzerine atladı ve yüzüne yumruklar savurmaya başladı. Kaan kendini korumak için ellerini kaldırsa da İdil Hanım çok güçlü ve hızlıydı. Hemen onun arkasına geline sarıldım.
"Durun...Yapmayın.." diye bağırsam da İdil Hanım beni duymuyordu.
"Yeniden senin olacak öyle mi?" diyerek hızla vurduğunda Kaan'ın kan içinde kalmış yüzüne yeni bir yara eklendiğine emindim.
"Sen kimsin de Hazan senin olacak? Şerefsiz piç.." tekmeler yumruklar Kaan'ın bedenine hızla inerken İdil Hanım'ın da gömleği kan olmuştu.
"Tamam yeter..Ne olur yapmayın.." ağlamalarım arasında bağırarak İdil Hanım'ı çekme çabalarım sonuçsuzdu. Hafifçe doğrulup beni koluyla ittirdiğinde arkamda kalan kapıya doğru düşmem saniyeler içinde oldu.
İdil Hanım yeniden Kaan'a odaklanmıştı.
"Senin hayatını sikerim..Kimsin lan sen?" bağırarak ve ara vermeden vuruyordu.
"Koduğumun piçi..Geberteceğim seni.." Kaan artık direnmiyor bilinçsizce yatıyordu. Onu gerçekten öldüreceğinden korktuğum için kapıdan kalktım."Yeter..Yeter..Ölecek yeter.." kolunu tutmaya çalışıyordum. Bir anda doğruldu ve beni boğazımdan tutarak arkamdaki duvara sertçe yapıştırdı. Tam yüz hizamdayken boğazımı daha da sıktı.
"Ölsün..Sana ne? Neden umrunda bu piç?" Boğazımı sıktığı için boynum uzamış nefesim kesilmişti. Gözlerim büyürken ağzım kocaman açıldı. Ellerim ile boğazımdaki elini açmaya çalışıyordum ama imkansızdı.
"Nefes.." konuşamıyordum. Yaşlar akan gözlerim ile ona bakıyor ve çırpınıyordum.
Beni yeri doğru savurarak bıraktığında düştüm. Ellerim üzerinde dururken derin derin nefesler alarak öksürüyordum. Kaan ise yüzü tanınmaz haldeydi.
Her yerinden kanlar akarken onun kanı ile parkeler bile ıslanmıştı. Nefes aldığına bile şüpheliydim.İdil Hanım yerde yatan Kaan'ın üzerinden atlayarak salona gittiğinde arkasından baktım. Hemen Kaan'ın yanına giderek boynundan nabzını yokladığımda İdil Hanım hızla gelip saçımdan tuttu ve beni geri çekti.
"Dokunma şu piçe." beni saçımdan sürükleyerek odaya doğru götürdüğünde dizlerim üzerinde onun çekişine ayak uydurmaya çalışıyordum.
"Sakinleşin ne olur!" ağlayarak ve yalvararak söylüyor ve saç diplerimin acısını tüm vücudumda hissediyordum.