HAZAN'DANLina'nın odasında halıda yatıyorduk..Ben onlara bir kitabı okurken Lina dikkatle dinliyordu Kemal Efe de sürekli sorular soruyordu.
"Hazan Abla..Neden telefonla aramıyor?" dediğinde gülümsedim. Onu başından öptüm."Telefonu yok çünkü akıllım.." Lina benden önce davranıp söylediğinde Kemal Efe benim cevabımı bekliyordu.
"Eskiden telefon yoktu mektuplar vardı Kemal Efe'ciğim..Kral da bu yüzden mektup yazmış.." diyerek açıkladığımda Kemal Efe hemen yeniden sordu."Ben de mektup yazacağım." Yattığı yerden kalktığında ona baktım.
"Kime yazacaksın bakalım?" diye sorduğumda Lina da benimle birlikte doğruldu ve ayaktaki Kemal Efe'ye baktı."Bir kere sen yazmayı bilmiyorsun ki?" dediğinde Kemal Efe bana baktı. Öyle tatlı ve masum bakıyordu ki onu bir anda kucaklayıp her yerini öpmek istiyordum. Yazma konusunda benden yardım istediği açıktı.
"Anneme yazalım..Gelsin artık.." cümlesi biter bitmez hüngür hüngür ağlamaya başladı. Hayat akıp giderken biz belki alışmıştık ama bu küçük çocuklar annelerini özlüyorlardı.
Lina bana bakıyor bir şey yapmamı bekliyordu. Gerginlikle derin bir nefes aldım.
"Kemal Efe..Gel bakalım.." İdil ne zamandır ordaydı bilmiyorum ama kapıdan girip Kemal Efe'ye yürüdü. Onu kucağına alıp gözyaşlarını sildi.
İstemsizce ona piç dediği hatta onu gönderdiği günler aklıma geldi. Şimdi bu küçük adamın gözyaşlarını siliyordu.
"Annen olmadığı için üzgünsün anlıyorum.." Kemal Efe başını İdil'in omzuna koymuştu. İdil de odanın köşesindeki koltuğa oturup onu kucağına oturttu.
Lina da bana sarılmıştı.İdil'in çocuklara karşı mesafeli ve katı olduğu o zamanlardan sonra şimdi böyle olması onu izlerken beni gülümsetiyordu.
"Ağlamakta sorun yok..Üzülünce ağlarız.." diyip Kemal Efe'nin saçlarını karıştırdı.
"Ama yeter bu kadar..Sanki şu tombik yanaklarının içinde kocaman kahkahalar birikmiş.." diyip yanaklarını sıktığında Kemal Efe güldü."Ama İdil Abla..Kreşte söylediler..Anneler günü için çiçek yaptım.." İdil'in kucağından inip odasına koştu. Birkaç dakika sonra koşarak geri geldi. El işi kağıtlarından yapılmış iki tane renkli çiçek getirdi.
Bu an benim bile gözlerimin dolmasına sebep olmuştu."Anneme vermek istiyorum.." dediğinde İdil'in de benim kadar zorlandığını fark ediyordum. Kemal Efe'yi kucağına aldı.
Onu başından öptü ve çiçeklere baktı."Ne güzel olmuş..Sen mi yaptın bunları?" dediğinde Kemal Efe başını salladı.
"Sağlam olsun diye önce yapıştırdım sonra bantladım.." diyerek çiçeğin altını kaldırıp gösterdi.İdil gülümseyerek çiçeğe baktı.
"Olmuş..Baya sağlam.." çiçeği Kemal Efe'ye verdi."Tamam..Ağlama artık..Hediyen de hazır..Anneler gününde annene verirsin olur mu?" dediğinde Kemal Efe şaşkınlıkla baktı.
İki kolu havaya kalkarken bağırdı.
"Oley..Annem mi gelecek?" dediğinde Lina da mutlulukla bana bakıyordu."Evet..Az önce konuştuk..O da sizi özlemiş..Birkaç günlüğüne gelecekmiş..Sonra işleri var ama..Yine gitmesi gerekiyor.." Lina yanımdan koşup İdil'e ulaştı ve onun dizine oturdu. Kemal Efe bir dizinde Lina bir dizinde ona sarılıyorlardı.
"Yaşasın..Annem gelecek.." Mutlulukla bağırıyorlardı. İdil kucağında çocuklarla bana baktı. Ben de onları izliyordum..Öyle güzel bir manzaraydı ki..Bu kadından çocuklar doğurmak istiyordum..Onun kendi çocuklarına..Benim çocuklarıma annelik etmesini istiyordum..