"Kaan git burdan.." kendime gelir gelmez konuştum ve hemen ayaklandım. Arkamı dönüp merdivenlerden çıkmaya başladım.
Kaya etrafta olduğu için onu benimle görmesi hiç iyi olmazdı."Hazan dur.." diyerek kolumu tuttuğunda hızla kolumu ellerinden çektim.
"Napıyosun? Dokunma!" diye uyardığımda Kaan bu tepkime şaşırmıştı.
" Hazan biraz sakin olur musun? Medeni bir şekilde konuşalım.." dediğinde derin bir nefes verip gözlerimi devirdim..
"Bizim yatağımızda en yakın arkadaşımı sikerken medeniyet neredeydi Kaan?" öfkeli bir biçimde söylediğimde Kaan da derin bir nefes verdi.
"O konu hakkında konuşmayacağım Hazan..Yanlıştı ama pişman değilim Müge ile aramdaki gerçek.." sözler beni hem sinirlendirip hem de yaralarken kendime acıdım. Karşımda özür dahi dilemeden ona olan aşkını anlatıyordu.
"Ne hakkında konuşacaksan onunla da ilgilenmiyorum Kaan..Gitmen ikimiz için de en iyisi.." yeniden yürümeye niyetlendim.
Sinirden gözlerim dolmuştu. Kendime kızdım..Böyle bir adama iki yılımı vermeme ona inanmama ve hayallerimin güvenimin yerle bir olmasına kızdım.
"Hazan..Günlerce sana ulaşamıyoruz.Ne okul ne ev hiçbir yerde yoksun..İşteyim dediğin işine de baktık..Orda da yoktun.. Bir anda çıkıp geliyorsun elinde son model telefon, üstünde pahalı kıyafetler...Neler oluyor?" ben yürüyüp giderken arkamdan söyledikler ile yerimde durdum.
Ona yüzümü dönmeden önce derin bir nefes aldım. Tüm bunlar bu derece fark ediliyor muydu?
"Bana bir şey olmuyor..Ama sen, senden sonra iyi olmamı hazmedemiyorsun olan bu.." Kaan'a dönüp hızlıca konuştum.
Yeniden yürümeye niyetlendiğimde Kaan hızlıca merdivenleri çıkıp önüme geçti.Aramızda birkaç basamak varken benden yukarıda kaldığı için başımı kaldırarak ona baktım.
"Bileklerine ne oldu Hazan? Aslı görmüş ve bana söyledi..Biz senin için endişeleniyoruz.." dediğinde gözlerinde bu endişeyi gördüm. Ondan sonra kendimi dağıttığımı düşünüyor ve başıma bir şey gelirse vicdan azabı duyacağını biliyordu.
"Kaan..Seni ilgilendirmiyor..Lütfen git artık yanımdan..Konuşma benimle git.." yanından geçip gittim. Adımlarımı hızlandırıp adeta koştum.
Kaan da peşimden gelmedi zaten.Okulu özlemiştim ama döndüğümün ilk günü böyle şeyler yaşamayı hayal etmemiştim..
Kaan ya da diğerleri umrumda değildi..Sadece Seval Hanım'ın söyledikleri aklımdaydı.
Benimle sadece Duygu'ya benzerliğim yüzünden mi ilgileniyordu..Onun için değerim bir benzerlik miydi sadece? Ya da hastalık..Belki de hastalığından dolayı ilgileniyordu.. Peki ya o kızın ölümü? Tüm bunlar benim için çok fazlaydı..
Sınıftan eşyalarımı aldım. Daha fazla okulda durmak istemiyordum.. Hızlıca yürüdüm. Okuldan çıkıp otobüs durağına doğru yol aldım.
Yürümeye başladığımda ara ara arkama ve etrafıma baktım. Kaya'yı arıyordum. Ondan kurtulmam gerekiyordu. İdil Hanım'ın benden haber almasını istemiyordum.
Zaten birkaç dakika sonra arkamda siyah araba gördündü. Arkamı dönüp hızlı adımlarla arabaya yürüdüm.
Arabanın ön camına elimle sertçe vurarak bağırdım."Defolun! Bırakın peşimi.." benim bağırışım ve vuruşum ile araba durdu ve içinden Kaya ile birlikte genç uzun boylu bir adam indi.
"Hazan Hanım sakin olun.." Kaya ellerini bana doğru kaldırarak konuştuğunda ben ondan daha fazla bağırdım.