İDİL'DENKapıyı açar açmaz içeri daldım..Yüzünde kocaman bir gülümseme vardı.
"Hazan..Yönetim kuruluna.." bir adımla yürüdüm. "Şirketteki tüm personele.." ben üzerine yürüdükçe o geri gidiyordu. "Rezil oldum.."
"Aa..Öyle mi? Ne kadar üzüldüm bilemezsin.." yapmacık bir şekilde güldüğünde benimle eğlenmesi garip bir şekilde beni de eğlendiriyordu.
"Bilebilirim aslında..Gel buraya yakından bakayım bilirim ben onu.." hızla üzerine koştum. O küçük bir kız gibi kahkaha dolu çığlıklarla benden kaçmaya çalışırken onu yakaladım.
Dizlerine sarılıp karnını omzuma aldığımda başı sırtımdan sarkıyordu.
"İdil..Yapma..Düşeriz..Yapma.." onu kaldırdığımda panikle ve gülüşerek yalvarıyordu. Yüzü hizama gelen kalçasına sert bir şaplak attığımda gülüşü "Ay!" nidası ile kesildi.
"Ben de sana yapma diye yalvarıyordum odada.." yeniden bir şaplak patlattığımda ince pijamasının içinden sallanan kalçaları gözlerimi bayram ettiriyordu.
Omzumda Hazan ile yatak odasına yürüdüm..Bu evde yürürken istemsizce gülümsemiştim. Bu küçücük evde ne çok hatıramız vardı.
Masadan koltuğa duştan yatağa seviştiğimiz yerlere baktıkça o an aklımda canlanıyordu. Hala koridor duvarında bana fırlattığı nesnelerin izleri vardı.. Bu ev bizim yaşanmışlarımızı bize sergiliyordu."İdil..Bırak beni.." omzumda çırpınırken bir yandan da kıkırdıyordu. Bu hali beni de güldürdü.
Yatağa oturduğumda onu dizime yatırdım.
"Bırakamam güzelim..Beni otorite kurmam gereken herkese rezil ettin..Seni terbiye etmezsem yeniden yaparsın.." pijamalı kalçasına yeni bir şaplak patlattım.. Yine aynı hipnotize edici titreme ve Hazan'ın gülerek attığı çığlık.Başını hafifçe kaldırarak bana baktı.
"Bu nasıl iş ya? Zevkten inleye inleye boşalan sensin terbiye edilen benim.." dediğinde hayretle bir kaşımı kaldırdım."Öyle mi hanımefendi?" şaşkın bir tonlama ile söylediğimde başını salladı.
"İnletelim o zaman seni de.." elimin altındaki kalçalarını sıktım."Dene bakalım.." diyerek dudağını ısırdığında bu halini izlemek bile beni delirtiyordu.
"Denemek?" yeniden bir kaşım kalktı. Bu kızın bu cüretkar tavırları beni benden alıyordu.
"Terbiyesizlikler devam ediyor Hazan.." pijamasını belinden tutarak aşağı sıyırdığımda siyah tangasının ikiye ayırdığı mükemmel kalçası karşımdaydı. Hemen avuçladığımda ellerimin arasında yoğuruyordum.
Çıplak kalçasına yeniden bir şaplak attım. Bu kez teninden çıkan ses odada yankılanmıştı.
"Bir daha beni öyle zor durumda bırakacak mısın?" onda doğru söylediğimde başını kaldırıp muzipçe sırıttı."Büyük ihtimalle evet.." dediğinde cümlesini bitirir bitirmez sert tokatım çıplak kalçası ile buluştu.
"Aaa!" diye bir çığlığı saldığında kucağımda tokatlanarak bağırması beni çıldırtıyordu.
"Hazan..Buna sabaha kadar devam edebilirim.." yeniden sertçe vurdum. Kalçası kızardıkça benim de gözlerim parlıyordu. Vuruşumdan sonra bana bakıp güldü.
"Ben de sabaha kadar dizinde yatmaya devam edebilirim.." dediğinde onun da benim kadar değiştiğini daha cüretkar ve cesur olduğunu anlıyordum.