Yorum ve düşüncelerinizi bekliyorum ⏱️🎊Mutfakta çalışırken aklım sürekli İdil kötüsündeydi.Fotoğrafları düşündüm. O aciz ve çaresiz hallerimi birinin görmesi düşüncesi beni mahvediyordu.
En çok da babaannem ve Egehan..Kahrolurlardı o fotoğrafları görürlerse..
Ya Müge..Zaten beni sevmezken eline bir de o fotoğraflar geçerse iyice diline düşerdim.
Okulum, hocalarım..Bir daha o okulun önünden dahi geçemezdim.
Hayatım biterdi. Bu rezilliği kime nasıl açıklayabilirdim ki."Hazan..Ne yapıyorsun kendine gel!" Şaşkınlıkla etrafa bakındım..
Doğrama tahtasına ve elimdeki bıçağa baktım. Parmağımı epey derin kesmiştim ve doğradığım etin üzerine kanıyordum. Önem Hanım'ın bağırışı ile fark ettiğimde parmağımda inanılmaz bir acı hissettim. O söyleyene kadar farkında dahi değildim.
Hemen elime bir havlu bastırdı.
"Ne bu dikkatsizlik..İnanamıyorum.." gergin bir şekilde söylendiğinde mutfaktaki herkes bize bakıyordu. Havluyu yavaşça kaldırdı. Yarama baktığında yüzünü buruşturdu."Off!Hazan! Yürü hastaneye gidiyoruz..Dikiş atılması lazım.." havluyu diğer elime tutuşturdu.
"Bastır şunu.." diyerek önlüğünü çıkardı. Altında beyaz kalın askılı bir atletle kaldı.
"Tarık..Mutfak sende..Zaten kapanışa yakınız topla kapat.." dediğinde Tarık başını salladı.
"Hazan bekle burda ceketimi anahtarımı alıp geliyorum." diyerek uzaklaştı. Ben de mutfağın arka çıkış kapısının önünde parmağıma havluyu bastırıyordum. Acısını iyiden iyiye hissetmeye başlamıştım. Aslında dikkatliyimdir ama aklım başka yerde olduğu için farkına bile varmamıştım.
Önem Hanım geldiğinde beni sırtıma hafifçe iterek dışarı çıkardı. Ara sokaktaki arabasına bindik.
"İlk kez mi et doğruyorsun Hazan? Mahvetmişsin parmağını.." Önem Hanım böyle söyledikçe daha da korktum. Yarama bakmaya cesaretim olmadığı için havluyu sıkı sıkı bastırdım.
"Kusura bakmayın..Dalgınım şu sıralar.." dediğimde bana kısa bir bakış attı.
"Seni ağlatan konu yüzünden mi?" ona bakarak sadece başımı salladım.
Derin bir nefes verdi."Bir an önce çözsen iyi olur çünkü bu gidişle parmağın kalmayacak.." diyerek yola odaklandı.
"Şimdi ne olacak? Stajım yandı mı?" endişe ile sorduğumda bana baktı.
"Neden yansın? Mutfağın yarısı yapmak ise yarısı gözlemlemek.. Sen yine gel..Neyin nasıl yapıldığını izle..İyileşince de yaparsın.." dediğinde başımı salladım. Bu kadar anlayışlı ve çözüm odaklı olması çok güzeldi..Birkaç dakika sonra hastanedeydik.
Hemen bir odaya girdiğimizde arkamızdan doktor ve hemşireler de geldi. Havluyu açıp yarama baktılar.
Kısaca muayene ettikten sonra sadece yara olduğu ve sinirleri kemiği etkilemediğine kanaat getirdiler. Dikiş ile iyileşeceğini söylediler.
Hemşire önüme bir masa ve tabure ile geldi. Masanın üzerine yeşil örtü serip aletlerini dizdi. Parmağıma küçük bir iğneyi defalarca batırıp uyuşması için ilaç verdi.
Önem Hanım yaraya bakmıyor sadece bana bakıyordu.
"Ben bu halde nasıl çalışacağım?" kendi kendime söylendiğimde hemen konuştu."Şimdi bunu mu düşünüyorsun Hazan? Önce iyileş bakalım..Otelde iş bitmez merak etme.." dediğinde derin bir nefes verdim. Onca saçma ve iğrenç şeyden sonra bir de bu.. Hayatım gerçekten tepetaklak gidiyordu.
Hemşire dikmeye başladığında ben de oraya bakmıyordum.