HAZAN'DAN"Hayatım..Tamam ben de bırakmayayım..Şoför bıraksın.." İdil'in bilemem kaçıncı ikna sözleriydi bu acaba..Hayır neden gitmemi istemiyor? Belli ki bir şey var değil mi? İnadına gidecektim..
"Hayır..Biz bırakacağız..Yüzme hocası da senin bir sevgilin olduğunu görecek..Neden direniyorsun ki?" makyaj masasından kalkıp ona baktım.
Beni baştan aşağı süzmüştü. Ona farklı geldiğimi anlayabilmiştim. Uzun zamandır ilk kez böyle uğraşarak makyaj yapmıştım. Yine hafif bir makyajdı ama gözlerimi ve dudaklarımı ortaya çıkarıyordu. Üzerimde omuzları açık bir kırmızı ince bluz ve altımda da siyah etek vardı. Siyah topuklu çizmeler ve siyah kaban ile sıradan ama bana yakışan bir kombindi. Saçlarımı dalgalandırıp açtım. Sırtımın ortasına kadar uzamışlardı.
"Direnmiyorum sevgilim..Sadece bir sorun çıkmasından çekiniyorum.." üzerime doğru yürüdü ve beni belimden sardı. Yanağıma bir öpücük bıraktıktan sonra kulağıma fısıldadı.
"Çok güzel olmuşsun..Bu güzelliği yemeğe çıkarmalıyım bence.." dediğinde onu göğüsünden ittim ama hala belimi tuttuğu için benden ayrılmamıştı.
"Kesinlikle gidiyoruz İdil..Gitmemi istemiyorsan var bir şey.." onun kolları arasından kurtuldum. Koridora çıkıp Lina'nın odasına doğru yürümeye başladım. Her adımda topuklu çizmemden çıkan ses sinirimi yere vura vura atmamı sağlıyordu.
Hayır yani neden çekiniyoruz? Neden birlikte gidemiyoruz? Bir şey saklıyor demek ki..Yoksa tak beni koluna götür değil mi?
Lina'ya baktığımda çoktan hazırdı. Zaten madalya da aldıktan sonra yüzme için daha da hevesliydi.
Ben onunla merdivenlerden inerken İdil de arkamızdan geldi.İşten geldiği için yine üzerinde sık sık giydiği dar ceketi maskülen takımlar vardı. Buz mavisi gömleğinin üstten iki düğmesi açık ve göğüslerini belli ediyordu. Zaten düğmeler onun göğüslerini kapatmak için bir savaş veriyorlardı ya..Gömleğinin o gergin hali bile çok seksiydi. Siyah takımının altındaki tabanı kırmızı üstü rugan siyah stilettolar ile kalçasını sımsıkı saran kumaş pantolonu müthiş görünüyordu..
"Hadi gidelim bakalım.." diyerek kapıyı açtığında Lina ve ben çıktık. Kısa bir yolculuğun sonunda yüzme salonundaydık.
İdil'in gerginliğini yüzünden hissediyordum. Saklayacak bir şeyin yoksa rahat olursun değil mi? Ne bu hali şimdi?
Lina ve ben önde yürürken o bir adım arkamızdaydı.
Salona girer girmez etrafa bakındım. Tirübünde birkaç kadın-erkek oturuyordu. Bunlar çocuklarını getiren aileler olmalıydı. Havuz kısmında da havuzun için birkaç çocuk havuzun dışında da çocuklarla konuşan lacivert sweatili kadın ve erkekler vardı. Bunlar da yüzme hocaları olmalıydı.."Lina..Hoşgeldin.." duyduğumuz sesle hepimiz arkamıza döndük. Lina benim kollarımdan kurtulup ona seslenen sarışın kadına koştu.
"Öğretmenim.." diyerek onu bacağından sardığında yanımdaki İdil'e bir bakış attım. Çenesi kasılmış bakışları salonun duvarlarına kaymıştı. Bu kadın seviştiği yüzme hocası olmalıydı. Lina'nın yüzme hocası dediğine göre ve şu haline bakılırsa kesinlikle oydu.
Kadını hızla süzdüm. Benim yaşlarımda sarışın mavi gözlü beyaz tenli ve yüzdüğü için olmalı bol sweatinden ve eşofmanından dahi anlaşılacak kadar güzel fizikli güler yüzlü bir kızdı. Lina koşarak onu sardığına göre çocuklar ile de arası iyiydi.
"Hadi Lina'cığım sen hazırlan..Bugün çok çalışacağız.." diyerek onu yolladığında ben hala bu kızı süzüyordum.
Yani..Kendime itiraf edemesem de böyle güzel bir kızla aldatılmak..tam anlamıyla aldatılmak sayılmasa da ayrıydık ve bunu yeni yeni kabulleniyorum.. Yani bu kadar güzel olması şart mıydı? Ama hayır tabii.. İdil sultanımız ağzının tadını bilir..Derin bir nefes aldım ve normal görünmeye çabaladım.