HAZAN'DANİşte de İdil'i görmeye katlanamıyordum. Onu süründürmek için değil düpedüz ona güvenmediğim için istemiyordum.
Aslı ile bakışarak yemek yapıyorduk. O İdil'i ve beni bildiği için gözleriyle bana bir şeyler anlatmaya çalışıyordu ama ben İdil'in burda olmasından dolayı gergin olduğum için onu anlayamıyordum.
Mutfakta işimiz bittiğinde soyunma odasındaydık.
Aslı ve ben karşılıklı oturuyorduk..Suyumu yudumluyordum o da üstünü değiştiriyordu."Hazan..Sana inanamıyorum..Bu kadınla olduğuna inanamıyorum.." gözleri büyüyordu. Derince ofladım.
"Sorma..Ben de inanamıyorum.." bitkince konuştuğumda Aslı güldü.
"Kızım öyle değil..Yani inanılamaz seksi bir kadın.. Yanlış anlama sen de güzlesin tabi de..Uff kızım anla işte.." heyecan ve panikle ellerini kollarını oynayarak konuşuyordu.
"Zengin, seksi, çekici, güçlü, biraz da komik herhalde o şapkası neydi öyle?" kıkırdayarak güldü.
"Kim görse aklı karışır.." imalı bir gülüş gönderdiğinde gözlerimi devirerek öfledim."Narsist, egolu, öfkeli, acımasız biraz da sevgi aşk nedir bilmez biri canım..Görüp aklı karışanlar ambalaja aldanabilir benim gibi.." dediğimde Aslı yeniden güldü.
"Hazan...Kadın sana yakın olmak için otel aldı az önce..Sevgi aşk işte daha ne olsun?" dediğinde omuzlarımı silktim.
"Harcayacak çok parası olan şımarık bir çocuk gibi işte.." Aslı gözlerini devirip kollarını bağladı.
"Aynen kankacığım..Bunları yüksek sesle tekrar et..Kırk kere söylersen olurmuş kendin de inanırsın..Ama gözler yalan söylemez.." diyip iki parmağını gözlerime yaklaştırdı.
"Aynı odada olunca aranızdaki çekimi bıçakla kesebilirim.." dediğinde başımı hayır anlamında salladım.
"Saçmalama..Bir çekim varsa benim nefretimin çekim gücüdür.." oturduğum yerden kalktım. Dolabımı açıp önlüğümü çıkardım.
Atletimle kapağı açık dolabımın önünde dururken soyunma odasının kapısı açıldı. İdil girdiğinde Aslı da ben de kapıya baktık.
Aslı hızlıca çantasını eşyalarını topladı.
"Seni dışarıda bekliyorum Hazan.." diyerek gittiğinde İdil ile baş başa kalmıştık."Jülyen kesmeyi öğrendim sanırım.." dediğinde onu umursamadım. Beni baştan aşağı süzüyordu ama ben bu bakışlarını da umursamadım.
Yanıma geldi. Dolabın kapağını kapatıp aramızdaki bu engeli kaldırdı. Sırtını duvara yaslayıp bana baktı. Daha çok beyaz atletimin üstünden görünen göğüslerime bakıyordu.
Bunu anlamamak için kör olmak lazımdı.Parmaklarının tersini kolumun üstünde yukarıdan aşağıya doğru gezdirdiğinde dokunduğu yerden içim ürperdi. Adeta yerimde titredim ama belli etmek istemedim. Ondan bir adımla uzaklaştım.
"Dokunma.." diye uyardığımda gülümsedi. Dudakları kıvrılırken dişleri göründü. Yüzüne yakışan güzel bir gülüştü.
"Mümkün değil sevgilim.." yeniden gülümsediğinde ciddiyetimi bozmadım.
"Ben senin sevgilin değilim.." diye terslediğimde bir kaşını kaldırıp yarım ağız güldü.
"Karım ol.." diyip göz kırptı. Sinirli İdil'i özlüyordum onun bu laubali tavırlarını gördükçe..
Başımı geriye atarak kahkahayla güldüm..
"Komiksin..Baya komik.." sweatimi kafamdan geçirdim.Boyun kısmından başımı çıkardığımda gözlerimin tam önünde kırmızı bir kutunun içinde kocaman parlayan tektaş yüzüğün ışıltısı gözlerimi alıyordu.