Hastanenin koridoruna dağılmış halde birbirimizden uzakta Kaan için bekliyorduk.
Olay gece sabah karşı yaşanmıştı ama şu an saat 22 civarıydı..O zamandan bu zamana Kaan tedavi almadan o yaraları ile nasıl kalabilmişti.
Müge koridorun ucundaki koltuklarda oturuyordu. Emre ve Aslı ise onun karşısında duvara yaslanmış bekliyordu. Ben de onların uzağında koltuktaydım.Aslı Kaan'ın ailesinin yola çıktığını ve gece yarısı burada olacaklarını söylemişti. Derin bir nefes verdim..
İdil Hanım ne yapmıştı böyle? Kaan'dan bağımsız genç bir adamı böyle büyük bir şekilde yaralamıştı.Tehlikeli ve kontrol edilemezdi.
Etrafıma bakınıyor ve sürekli telefonumu kontrol ediyordum. Sanırım burada Kaan'ı beklemem hoşuma gitmezdi. Bir anda o ya da adamları bir yerden çıkıp beni götürebilirdi. Ya da 'eve git' emirli bir telefon alabilirdim. Ama yarım saattir burdaydım ve bunların hiçbiri olmadı.
Zihnimin arkalarında kaygılı sesler İdil Hanım'ın beni gerçekten bıraktığını, artık umursamadığını fısıldıyordu. Bunları inkar ederek etrafa bakınıyordum.
Doktor çıktığında hepimiz etrafını sardık. Orta yaşlı sarışın kadın her birimize tek tek baktı.
"Hastanın nesi oluyorsunuz?" düz bir ifade ile sorduğunda hepimiz aynı anda "Arkadaşımız.." dedik.Müge devam etti.
"Ailesi birkaç saat sonra burada olur..Durumu nasıl?" dediğinde sesi ağlamaklıydı.Doktor yeniden her birimize baktı.
"Çok feci darp edilmiş..Buraya geldiğinde bilinci kapalıydı..Yüzünde ve başında bulunan çok sayıda darbenin yanı sıra vücuduna da sopa benzeri bir şeyle vurulmuş.." ben gerginlikle derin bir nefes verdim.Anlaşılan Kaya onu evden götürdükten sonra da dayak faslı bitmemiş İdil Hanım'dan sonra biraz da onlar devam etmişti.
"Tedavisini yaptık..Yaralarına dikiş attık..Şu an durumu stabil.. Sağ kolu iki yerden kırık şu an alçıya aldık..Bu geceyi hastanede geçirecek." dediğinde Emre hemen sordu..
"Söyledi mi? Kim yapmış ona bunu?" Doktor Emre'ye baktı.
"Bar kavgası dedi..Zaten kanında yüksek miktarda alkol çıktı..Gerekli ifadeyi polise verecek.." dediğinde hepimiz başımızı salladık.
"Görebilir miyiz?" Müge'nin sorusuna doktor başını hayır anlamında salladı.
"Şu an değil..Servise çıkaracağız o zaman görürsünüz..Geçmiş olsun.." diyerek aramızdan geçip gittiğinde hepimiz nihayet derin bir nefes aldık. Tamam dikişleri kırıkları vardı ama en azından ölmemişti. Çünkü bir an öldüğünden korkmuştum.
"Biz tartıştık ama sonra bardan çıkıp gitti..Orda ben de vardım..Kimse dövmedi onu.." Müge Aslı ve Emre'ye bakarak söyledi.
"Hazan'a gideceğim demişti.." diyerek bana baktı. Aslı ve Emre de bana baktığında sanki bunun sorumlusu benmişim gibi davranıyorlardı.
"Ne? Ben mi dövdüm Kaan'ı?" üstüme alınarak imalı bir şekilde söyledim. Onlar sessiz kaldığında hemen konuştum.
"Deli misiniz siz? Ben Kaan'ı nasıl dövüp bu hale getirebilirim..Çocuk benim iki katım.." dediğimde Müge kollarını bağladı."Sen değil canım..Sevgilin olabilir mi?" imalı bir şekilde söylediğinde gözlerim şaşkınlıkla büyüdü. Ne alaka şimdi bu? Bildikler bir şey mi vardı yoksa zarf mı atıyorlardı.
"Ne sevgilisi? Benim sevgilim falan yok!" kendimden emin bir tavır takındım. "Sağda solda kavga etmiş dövmüşler işte..Neyse ki hayatta.." dediğimde Müge hemen çıkıştı..