•kara saplantım•

776 82 32
                                    


Nihayet hastaneden çıkmış ve eve gelebilmiştik. Egehan çok daha iyiydi. Birkaç güne kadar dikişleri alınmış olacaktı..

Ama onun aksine İdil Hanım..Zihnimde düşünürken bile ona İdil Hanım diyordum ama..Artık bu yaşadıklarımızdan sonra bambaşka bir yakınlıktaydık..

Ona ne olduğunu çözemiyordum.. Sürekli zihnimde gerilere gittim ve bu halinin nerede başladığını bulmaya çabaladım.. Beni staja bıraktığı sabah..Kahvaltı masasında sevişmiştik..Orada gayet normal ve kendisi gibiydi.. Sonra Önem Hanım fotoğrafları bana getirmişti.. Ve Egehan'ın vurulması ile yola çıkmış onu hastanede görmüştüm. Hastanede de durgundu ama bu halini anlayışlı olmaya çalışmasına vermiştim.

Hastanede de kısmen sakin ve dingindi..O çocuğu dövdüğü depodan sonra her şey iyice bozulmuştu.. Fotoğraflar ile mi ilgiliydi? Önem Hanım ondan alınca yenildiğini düşünüp depresyona falan mı girmişti?

Neden böyleydi? Bir sebebi olmalı..

Bir haftadır doğru düzgün konuşmuyordu..Birkaç kaşık dışında yemek yemiyor ve sadece o aptal ilacını atmak için su içiyordu.. Gününün büyük bir kısmını benim yatağımda yatarak ya da soğuğa aldırış etmeden bahçedeki ağacın altındaki sandalyede oturarak geçiriyordu.

Sandalyenin görüş alanında köşedeki küçük kulübedeki kedi yavrularına bakıyordu. 5 yavru ve bir anne vardı. Uzun uzun onlarla ilgileniyordu. Aralarına oturup küçük kedi yavrularının üzerinde gezmesini izliyordu. Yemeklerini yiyip sularını içtiklerinden ya da yeterince eğlendiklerinden emin olmadan asla içeri girmiyordu.

Babaannem ya da Egehan da umrunda değildi..Genelde uyuyor uyumadığı zamanlar düşünüyordu. Çok az konuşuyor ve asla emir vermiyordu.

Bir derdi vardı ama ben anlayamıyor çözemiyordum..Gözlerimin önünde günlerce böyle olmasına rağmen bir şey yapamıyordum..

Yatakta yatarken yanına uzandım. Cenin pozisyonunda yatıyordu. Başımı alıp göğsüme yatırdım. Bir elimle sırtını okşarken başının tepesini öptüm.

"Bugün ne fark ettim biliyor musun?" biraz da heyecanlı söylemeye çabaladım. Onun dikkatini çekmeye ve bu düştüğü depresyonumsu şeyden çıkarmaya çalışıyordum. Ama beklediğim gibi bir tepki vermedi.

"Ne?" ruhsuz ve kısık bir sesle söylemişti. Ne fark ettiğimi umursamıyordu bile..
Yine de sabırla devam ettim.

"Bahçedeki kedilerden sarı olan var ya..O kesin Başak burcu..Yemeği öyle titiz yiyor ki bir ağzını silmediği kaldı.."  en çok ilgisini çeken konu o kedi yavruları olduğu için ordan konuştum.

"Hepsi aynı anda doğru Hazan.." yine aynı sıradan tonlama..Zoraki bir cevap..

"Olabilir..Ama onda başka bir şey var.." dediğimde sessizdi.
Ben de bir süre sessiz kalarak onu göğsümde sevdim. Saçlarını okşarken küçük küçük başını öptüm. Son günlerde hep böyleydik.. Saçma romantizm dediği şeyleri ona yaparken onun sesi çıkmıyordu. Gerçi romantiklik olsun diye değil de onu iyi hissettirmek için yapıyordum ya..

Birlikte sarmaş dolaş uyuyorduk..Yemeğini yediriyor ilacını içiriyordum. Kedi yavrularına saatlerini harcarken montunu çıkarttığında sürekli inip yeniden giydiriyordum..

Gece uyurken bazen mırıldanıyordu.. Ne dediğini anlayamasam da hep terleyerek ve bir anda uyanıyordu.. Sonra da asla uyuyamıyordu.. Tüm o gecelerde onunla sabahladım..Odada dolaşırken onu izledim.. Yorulup dizlerime yattığında uyuyabilmesi ve normale dönmesi için dualar ettim.

Nihayet dizimde uyuyakaldığı nadir anlarda ise saatlerce bir heykel gibi durdum. Tüm gece bir kabusla bölünen uykusunu almasını bekledim.

Sessizlik ben konuşmasam belki de günlerce uzayıp gidecekti. Bunu bildiğim için derin bir nefes aldım.

Yangın Sayılır gxgHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin