73

3.1K 167 351
                                    

Asi'nin korku dolu, ürkek sesi ve sorgulayıcı bakışları karşısında hem annesi, hem de adamın bakışları aynı anda ona doğru dönmüştü. Asi ayakları kök salmış misali hareketsiz bir şekilde olduğu yerde öylece dikilmeye devam ederken, kocaman yutkunarak endişeli gözlerle annesine bakıyordu. Annesi sanki varlığından şüphe duyuyormuşçasına büyük bir şokla ona bakmaya devam ettiğinde ise Asi de bakışlarını ondan çekememişti. 

Annesinin başı beladaydı. Kesinlikle başı beladaydı, zira yüzü bir anda kireç gibi bembeyaz kesilmiş ve nefes alış verişleri hızlanmıştı. Bu adam sevgilisi miydi, yoksa onu başka bir durum yüzünden tehdit mi ediyordu genç kız bundan emin değildi. Tek bildiği bir ilişkileri olsa dahi annesine bu şekilde davranamazdı.

"Ne oluyor?" diye sordu hiç kimse yaşam belirtisi göstermemekte ısrar ettiği sırada sesini yeniden bulduğunda. "Bir sorun-"

"Asi!!" Annesinin bir anda adeta volkan misali patlayarak ona kadar ulaşan öfkeli sesi kuracağı yeni cümlenin istemsizce yarıda kesilmesine ve boş bulunarak yerinden hafifçe sıçramasına neden olmuştu. "Ne işin var senin burada?! Sana söylediğimi yap ve hemen git buradan!"

Asi korkuyla onu dinlerken kendisi de artık hızlı hızlı soluyor ve annesinin gözlerinde gördüğü panik duygusu yerinden bir milim bile olsa kıpırdamasını engelliyordu. Onu bu şekilde gördükten sonra nasıl bırakıp gidebilirdi ki? Üstelik bu adamın kim olduğunu ve neler yapabileceğini bile bilmiyordu. Ya annesine zarar verecek olursa, o zaman ne olacaktı? 

"Anne b-"

"Asi dedim! Bir daha tekrarlamayacağım!"

Annesinin gözleri kendisine bıçak keskinliğinde bakışlar atarken, itiraz etmek istese bile yapamamıştı. Zira bunu yapacak olursa eğer, bu işin sonunda tüm okların kendi üzerine çevrileceğini bilmemek için aptal olması gerekiyordu. Madem öyle istiyordu, o halde Asi de onu yalnız bırakırdı. Belli ki düşündüğü gibi korkutucu bir şey yoktu. Bu adam sevgilisiydi ve şu anda da muhtemelen Asi'nin asla öğrenemeyeceği bir sebepten dolayı birbirlerine girmişlerdi. Bir an için zihninde Çağla'nın yaptığı varsayım dönmeye başladı. Adam belki de ünlü biridir demişti. Fakat Asi adamı daha önce bir yerlerde görmediğine emindi. Ünlü olsaydı onu tanıyacağını düşünüyordu. Gözleri çok kısa bir süre boyunca adamın iri gözlerini buldu ve hemen sonrasında pes ederek yan eve geçmek için harekete geçti. Arkasını dönüp tek bir adım atmış ve sonra da olduğu yere çivilenmesine neden olan o kelimeyi duymuştu.

"Kızım.."

Asi'nin yavaş adımları, adamın gecenin sessizliği içinde fısıldamasıyla beraber anında son buldu. Olduğu yerde kaşlarını çatarak dönmüş ve kafası karışmış bir şekilde annesinin yüzüne, ardından da hemen onun karşısında duran adama doğru karman çorman bir ifadeyle bakmıştı. Bir an için yanlış duyduğunu düşünüp hiçbir tepki veremeden öylece kalakaldı.

"Asi! Git diyorum!"

Annesi yeniden ona doğru avaz avaz bağırdığında herhangi bir tepki verememişti genç kız. O anda tek yaptığı şey, bu tanımadığı adamın kendisine attığı tuhaf ve rahatsız edici bakışlarına karşılık vermek olmuştu. Sanki hipnoz olmuş gibi adamın iri, mavi gözlerine bakarken kocaman yutkundu. Neydi şimdi bu? Neden kızım demişti ona? Bütün vücudunun bir anda buz kesildiğini hissetti Asi. O kelimeyi duymak alışkın olmayan bünyesine iyi gelmemişti.

"Kızım.." diye mırıldandı adam yeniden, bu kez Asi'ye doğru az önceki halinin aksine oldukça sakin bir adım atarken. Asi ise duyduğu bu kelimenin ağırlığı altında bir kez daha ezilmiş ve nefes alış verişleri normalin aksine oldukça hızlı bir şekilde olmaya başlamıştı. Neden kızım diyordu bu adam ona? Neden bakıyordu gözlerine böyle dolu dolu olmuş gözleriyle? Asi hayal mi görüyordu? "Kızım.."

Oyun İçinde OyunHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin