Bölüm:6

39.7K 1.1K 184
                                    

DÜZENLENDİ

-

PARS:

Küçük bir kedi gibi her şeyden ürküyordu ama buraya gelmeye yetecek kadar cesareti de vardı. Gereksiz durumlarda cesaret gösterip gereksiz durumlarda ürküyordu. Aptal kız.

Yeterince sıkıcı geçmiş kokteylin üstüne Ceren'in işleri berbat etme riski bütün bedenimi sinirle yakıp kavuruyordu. Aynı zamanda karşılaştığı kişiler gücünün yetebileceği insanlar değildi. Onların elinde olması çok korktuğu ölümün, acılı ölümün gelmesi demekti ve o bunun farkında bile değildi.

Asansöre binip 7. kata bastım. Bütün asansörü ağır kokusuyla rahatsız eden kadın elime dokununca başımı ona çevirmek zorunda kaldım.
Beni baştan çıkarmaya çalıştığı belliydi. Asansör 6. kata gelince kulağına eğilip fısıldadım. '' Başka bir gün görüşelim mutlaka''

Asansörden indiğimde Ahmet'in korumaları karşıladı. Bana soran gözlerle bakarken bu adama burada bir şey yapamayacağım için kendime defalarca sövebilirdim.

'' Yardımcı olabilir miyim Pars bey? ''

'' Ben hallederim sen işine bak. ''

Eğer Ceren yakalandıysa koridorda gezerek onu bulamazdım. Koridora girmeden tekrar asansöre yöneldim. Merdivenlerde açıkça koruma olduğu anlaşılan iki kişi yukarı koşar adımlarla çıkıyordu. Ceren için gidiyor olmaları ihtimaline karşı bende onları takip edip yukarı çıktım.

Koridorda Cerenin kolunda bir adam tutuyor Ceren ise ürkek bir şekilde onlara bakıyordu. Hayvanın attığı tokatla duvara çarpıp yere düştü Ceren. İçimde kabaran öfkemi tutmaya çalışsam da artık dayanamıyordum. Zaten sert bir darbeyle yere düşürdüğü kızın şimdi saçını çekerek başına yön veriyor, yüzüne bakmasını sağlıyordu. Yaptığı her hareket içimde kalmış bütün öfkemi açığa çıkarmaya yetecek cüretkarlıktaydı.

'' Eğer elini 3 saniye içinde çekmezsen, 3 saniye olmadan o elin kırılmış olacak. ''

Koridorda ki 3 adam ile beraber Ceren'de kendini zorlayarak bana baktı. O an gözlerinde gördüğüm şey çok netti.

'' Siz bu işe karışmayın Pars bey. ''

Elleri hala Ceren'in saçında olan adam sınırını zorluyordu. Ne kadar ileri gidebileceğimi merak ediyorsa göstermek için uzun uzadıya zamanımız vardı.

Bana dönmesine fırsat vermeden yanına gidip bileğinden kavrayıp ters yöne çevirdim. Yaptığım hamle sonucu dizlerinin üzerine düşerken , karşı atağa geçemeyecek kadar canının acıdığı belliydi. İçimde ki öfke bileğini kırmakla geçmiyordu.

Diğerleri ise bana saygısızlık yapamayacaklarının farkına varmıştı. Ceren'in yanına gidip iki kolundan tutarak ayağa kaldırdım. Hep savunmasız duruyordu fakat şuan daha başkaydı. Ürkmüştü, yıpranmıştı, yaralıydı. Ve bende yaralarını sarma istediği oluşturuyordu.

'' Yürüyebilirsin değil mi? ''

'' Evet. ''

Belinden tutup asansöre yürümesine yardım ettim. Lobiyi geçip kapıya geldiğimizde Ali bizi bekliyordu. Kapıyı açmasını işaret ettim. Ceren'i arka koltuğa yerleştirip bende yanına geçtim.

Ceren'den:

Yüzüm alev alev yanıyorken sırtım yaslanmama müsaade etmiyordu. Yüzümde parmak izleri ve sırtımda morluklar vardı kesinlikle. Bakmadan bile söyleyebilirim bunu. Pars yine o yüz ifadesini takınmış kendine av arıyordu. Umarım o ben değilimdir. İkinci kez avlanamayacak kadar yorgunum.

MAFYAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin