Bölüm:29

16.8K 484 40
                                    

Doğa, Kahraman, Melih

Bölümde rahatsız edici birkaç sahne var. Şimdiden söyleyelim. 


Doğadan:


Gözlerimi açtığımda tozlu sert bir zeminde oturuyordum. Ciğerlerim kurumuş gibi hissediyordum ve su ihtiyacıyla boğazım yanıyordu. Birkaç sonuçsuz öksürük krizinden sonra çabalamayı bırakıp nerede olduğumu anlamaya çalıştım.

Çok büyük boş bir yapıda yerde oturuyordum. Loş yerde gözlerimi gezdirirken Melih ve Kahramanın karşımda aynı şekilde elleri ve ayakları bağlanmış bir şekilde oturduklarını fark ettim.
Yanlarına gitme isteğiyle hiçbir şeyi düşünmeden ayağa kalkmaya çalıştığımda Kahraman telaşla öne doğru dizinin üstünde bir iki adım geldi. Görüşüm bu şekilde biraz daha netleşmişti.
" Şşt. Sakin ol. Sakın buraya gelmeye çalışma ve olduğun yerden hareket etme. Gürültü de yapma. Ben buradayım. Seni kurtaracağım. " 

Kahraman'ın kaşı patlamış yüzünün birçok yerinde morluklar vardı. Benim ise olan biten hiçbir şeyden haberim yoktu. En son hatırladığım şey Kahraman ile evde olduğumuzdu.

Etrafta kimse olmadığına emin olduğumda " Neredeyiz? " diye sordum ürkekçe.
" Mahzendeyiz. "

Bu hiç hayra alamet değildi. Kendi mekanlarında kaçırılmış durumdaydık. Bunu yapan her kimse çok ciddiydi ve büyük bir zarar verebilecek nitelikteydi. Zaten bunu anlamak için Kahraman ve Melih' i de kaçırabilmiş olmaları da yeterliydi.

Etrafta kimse gözükmüyordu. Peki neden hiçbir şey yapmıyorduk kaçmak için.
" Kahraman çıkalım buradan kimse yok işte. " dedim heyecanla.
" Bak güzelim şuan burada kalmak zorundayız. Bunu bize kimin yaptığını öğrenmeden çıkmayacağız. "
İnanamayarak Kahraman'a baktım. Ama ciddi duruyordu. Belki Melih farklı düşünüyordur diye ona döndüm fakat " Kahraman haklı. " dedi
" Dışarıda da kimin yaptığını öğrenebilirsiniz ama burada biraz daha kalırsak çok kötü sonuçlar-- "

Sözlerimi yarıda kesip duvara sırtımı yasladım. Ben ne söylersem söyleyeyim fikirleri değişmeyecekti.
Kahraman ve Melih sürekli bir şeyler konuşuyorlar bazen gülüp, bazen heyecanlanıyorlardı. Keyifli sohbetlerini ise içeri giren bir grup İzbandut böldü.
İki tane elleri bağlı, kanlar içinde iri adam; peşinde ki dört kişiyle merdivenlerden inmiş bizim ortamızdan geçtikten sonrada mahzenin sonunda durmuşlardı.
Etrafta ölüm sessizliği olurken getirdikleri iki kişiyi dizlerin üzerinde oturttular.
" Yolun sonu burası. "
Birbiri ardına gelen her kelime felaketin habercisiydi. Ölümler olacaktı. Çok fazla sayıda ve acılı ölümler.

Beklenmedik anda gelen ilk patlama sesiyle tekrar adamlara baktım. Biri yere düşmüş kan gölü oluşmaya başlamıştı. Yanında duran diğer adam ne kadar korkusunu belli etmemeye çalışsa da, ifadesiz yüzünün aksine dizlerinin üzerinde bile titreyen ellerinden anlaşılıyordu.
Beklenen ikinci patlama sesi geldiğinde öne doğru oda düşmüştü.


Bu sırada merdivenlerden elleri bağlı başka bir adam iniyordu. Yanında diğerlerinden farklı sarışın dövmeleri olan oldukça iri başka biri vardı. Bu gördüğüm manzarada beni rahatsız eden anlayamadığım bir şey vardı.

'' Doğuhan '' Melih hem şaşırmış hem telaşlanmış duruyordu.

Diğerlerinin yanında yerlerini aldıklarında uzun boylu cılız ve çirkin olan Doğuhan'a gerçekten iğrenç bir ses tonuyla '' Üzerini çıkar '' dedi.

Umarım işkence yaparlar demek ne kadar zor olsa da içimden sürekli bunu tekrarlıyordum. Çaresizlik içinde kötünün içinde ki en az zarar verene tutunuyordum.

Doğuhan gömleğini ve atletini çıkardığında yanında ki sarışın adam pantolonunu işaret etti. Kahraman ve Melih birbirlerine bakıyorlardı. Ya kendi adamlarını bu utançtan kurtaracaklar yada devam edip kim olduklarını öğrenmek için bekleyeceklerdi.

Kahraman başını aşağı yukarı salladığında bir şeye karar verdiklerini anlamıştım. Bana döndüğünde kapıyı göstererek kaçmamı işaret ediyordu. En doğru kararı vereceklerini bilsem de istemsizce gözlerimden yaşlar süzülüyordu. Heyecanla başımı sallayarak onayladım.

Merdivenlere döndüğüm anda kafamda hissettiğim soğuk demir ile olduğum yerde çakılı kaldım. Nefesimi tutup bir şeyler söylenmesini bekledim.

'' Bu güzel anı kaçırmak istemezsin bence. ''

Hala olduğum yerde merdivenlere dönük bir şekilde bekliyordum. Kulaklarımı acıtacak derecede silah sesini duyduğumda hızla arkamı dönüp Doğuhan'a yaptıklarını izlemeye başladım.

Arkamda silahını başına doğrultmuş olan adam '' En iyi işkence yöntemi nedir biliyor musunuz? ''

Herhangi bir cevap beklemeden kendi sorduğu soruya cevap verdi.

'' Size yaptığım. Onlar tek seferde kurtulacak ama sizin öyle bir şansınız olmayacak. İşkence zamanınız gelmeden kendinizi sevdiklerinize öldürtmek isteyeceksiniz. Psikolojik işkence işte benim stilim. ''

Gururla söylediği sözlerden sonra Doğuhan'a dönüp izlemeye başladı. Doğuhan birkaç kere yarı çıplak vücudunu sağa sola atsa da herhangi bir etkisi olmuyordu. En son denemesinde silahlı adamların üstüne iri cüssesiyle çarptığında ikisi de beraber yere düşmüştü. Elinde ki silahla kafamı öne doğru iten adam sakinliği yok olmuş bir şekilde konuşmaya başladı.

'' Eğer uslu bir çocuk olmazsan sana yapacağımız her şeyi senin gözünün önünde patronlarına ve bu sevimli orospuya yaparız! '' dedi

Kahraman ve Melih'e göz ucuyla baktığımda yüzlerinde gördüğüm şey 'pişmanlık' tı. O kadar net bir şekilde belliydi ki bu kaşı gözü dile gelse hepsi '' Çok pişmanım '' derdi.

Gözlerimden süzülen yaşlara aldırış etmeden Doğuhana döndüm tekrar. Görüşümün bulanıklaşması benim için iyi bir şeydi. Doğuhan uysal bir şekilde pantolonunu çıkartırken artık titriyordum. Bütün vücudum şiddetle sarsılıyordu. Patronunun başına gelmesin diye kendini böyle iğrenç bir şeyin içine atan biri o kadar yüksekte duruyordu ki. Ona yapılan bütün bu iğrençler şeyler onurunu zedeleyecek gibi durmuyordu.

En son boxerını çıkardığında gözlerimi kapattım arkamdaki hayvanın fark etmemesini umarak. Silahla başıma hızlı bir şekilde vurduğunda, eli ile Kahraman ve Melih'i göstererek '' Şu piçler ölsün istemiyorsan gözlerini aç. '' dedi.

Gözlerimi yavaşça geri açtığımda gerçekten kör olmak istedim. Ölmek istedim. Kahraman ile tanışmamış olmayı istedim. Her şey olabilirdi fakat burada olmamalıydım. Bir adam patronu için yerde, başka bir adamın zevklerini yerine getiriyordu. Kulağıma iğrenç zevk dolu inlemeler geldiğinde midem bulanmaya başlamıştı. Ağzıma iğrenç safra geliyor ben ise kendimi tutmak için çaba sarf ediyordum. Gözlerimin önünü karardıkça kendimi tutmaya çalışıyordum.

Koskoca adamın gözlerinden yaşlar döküldüğünü gördüğümde hıçkırıklarıma engel olamamıştım. Sarışın dövmeli adam Doğuhandan zevk duyarken, patronlarının önünde tecavüze uğrayan bir adam ağlıyordu. Kendimi serbest bırakıp ağlamaya başladım. İç çeke çeke. Küfürler savurarak. Tecavüze uğrayan onurlu bir adam için ağladım..

Kulaklarıma dolan zevk çığlıkları son bulduğunda Doğuhan boxerını tekrar giyip yerde oturdu. '' Şimdi başladığınız işi bitirin. Yoksa ben sizin her boşluğunuzu sikmeden durmayacağım! '' 

Tek el bir silah sesi mahzeni doldurduğunda birinin hayatı daha son bulmuştu. Başımı öne eğip olanları hazmetmeye çalıştım. 

'' Sıra size de gelecek merak etmeyin. '' sessizliği bölen iğrenç sesin söylediklerini duyduğumda korkuyla Kahraman'a baktım. Buradan çıkmamız gerekiyordu. 

'' Korkma çıkacağız buradan. '' Kahraman bir şeyi söylüyorsa yapardı. Fakat bu olanlardan sonra emin olamıyordum. Bir şey olmadan çıkabilecek miydik gerçekten buradan?






MAFYAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin