Bölüm:8

37.1K 1.1K 29
                                    

DÜZENLENDİ


-



CEREN'DEN

Otel odasında tek başıma oturuyordum. Herkesin beni böyle kolay serbest bırakması çok tuhaftı. İnsanlara kaçmayacağıma dair güven veriyor olmalıydım. Etrafımda ki herkes benim tehlikesiz biri olduğumda hemfikirdi.

Otel odasına baştan sona bir göz gezdirdim. Lüksün üstünde bir odaydı. Normal bir odasında kaldığım halde bir ev kadar büyüktü. İçinde bulunduğum durumu umursamadan oda da bulunan televizyonu açtım. Burada kalmak için bir sebebim yoktu fakat kaçtığımda gidecek yerim de yoktu. Eski hayatım artık benim için katlanılamaz derecede sıkıcı ve yalnızdı. Pars'ın yanında birkaç gün geçirmek yetmişti alışmama şimdi karşı komşum bile o olmayacaktı. Böyle bir hayatı kesinlikle istemiyordum. Eğer gidecek bir yer bulursam kaçma planları yaparım diyerek kendi kendimi sustururken kapının tıklatılmasıyla büyük bir rahatlık içinde olan başımı kaldırıp kapıya baktım. Vücudumu son bir güç ile kaldırıp kapıyı açtım. Kapıda gördüklerim beni büyük bir duygu karmaşasına sürüklemeye yetmişti.

Doğa, Ahmet ve başka bir iri kıyım kapıdaydı.

Hiç kimseyi umursamadan Doğa'yı kolundan yakalayıp sımsıkı sarıldım. Kırgınlıklarımı azaltmasını umarak. Bana yeniden umut vermesini umarak.

Midemi bulandıran ses ile sımsıkı sarıldığım arkadaşımı bırakmak zorunda kaldım.

'' Bu kadar sevineceğini bilseydim daha önceden getirtirdim arkadaşını. ''

'' Buraya ne kadar geç gelirse onun için o kadar iyi olurdu. Erken bile geldi aslında. ''

Doğa ile arama sertçe girerken aynı anda çenemi sıkıca kavradı. Burunlarımız birbirine değecek kadar yakındık.

'' Seni aldığım kadar kolay kurtulmam. Söylediklerine dikkat etsen iyi olur. Sana söylediğim birkaç şey yüzünden benimle bu şekilde konuşabileceğini düşünme. ''

'' Benden kurtulmak kolaysa bence yapmalısın. Eğer buradan çıkarsam ben senden kurtulacağım çünkü. '' aynı tehditkar havayı vermesi için yeterince kararlı ve kendime güvendiğimi belli ederek söyledim.

Benden korkmadığını belli etmek için çirkin suratına yerleştirdiği gülümseme kat be kat sinirlerimi bozuyordu. Daha fazla yanımda kalmaması için çenemi ellerinden kurtarıp geri çekildim. Bakışlarımı kapıyı çevirip gitmesi gerektiğini anlatmaya çalıştım.

'' Sadece bugünlük. ''

Sinirlediğini gizlemeden söylediği iki kelime hala kulaklarımda yankılanırken odadan çıktı. Doğa ile birbirimize bakıp tekrar sarıldık. Uzun süren rahatlama sarılmasından sonra koltuğa oturduk. Yaşadıklarımı en ince ayrıntısına kadar anlattıktan sonra Doğa'nın yüzündeki ifade şaşkınlık ile kaplanmıştı. Pars bizi sevmeyebilirdi, sadece çalışan olarak görebilirdi ama emin olduğum bir şey varsa bizi sırf çalışanı olduğumuz için bile Ahmet denen magandanın eline bırakmazdı. Olayların üstünden geçen zaman birazda olsa mantıklı düşünmemi sağlamış, acımı azaltmıştı. Terk edildim psikolojisi yerli yerinde duruyor olsa da o sadece benim kuruntumdu. Çünkü Pars ile aramda terk edilme olacak bir ilişki yoktu. Pars ile aramızda hiçbir şey yoktu artık. Hiçbir şey.

'' Buradan kaçmalıyız farkındasın değil mi? ''

'' Bu sefer kapımızda bir ordu bekliyor olsa umurumda değil. Buradan çıkacağız. En kısa zamanda. '' dedim kararlılıkla.

MAFYAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin