Yataktan kalkıp mutfağa indim. Bütün evin içinde ki sessizlik ürpermeme sebep olsa da aldırış etmeden kahvaltı hazırlamak için kolları sıvadım. Herkes uyurken kahvaltı hazırlamak, kokusuyla ev ahalisini uyandırmak bu sıralar en sevdiğim hobim olmuştu. İçimde ki taze huzurla yumurtasını da kırdığım menemenin altını kısıp masayı hazırladım. Özellikle Pars'ın çoktan aşağı gelmesi gerekiyordu ama kimseden ses çıkmamıştı. Merdivenleri hızlı hızlı çıkıp sessizce odaya girdim. Pars oğlumuzu göğsüne yatırmış onunla beraber uyuyakalmıştı.
Doğu'yu kucağından alıp beşiğine tekrar yatırdıktan sonra Pars'ın dudağına uzandım uyandırmak için. Genelde Doğu'nun el ve ayak darbeleriyle uyandığı için ilk sefer biraz hafif kalmıştı. Yüzünü ellerimin arasına alıp kocaman bir öpücük daha bıraktım dudaklarına. İki yana kayan dudaklarından uyandığını ve kandırdığını anlamam çokta zor olmamıştı.
'' Kahvaltı hazır '' dedim Pars'ın yanına uzanırken.
'' Biliyorum ama çok yorgunum kalkamıyorum. ''
'' Bizimle beraber her gece uyanık kalmasan da olur. Biz evde uyuyabiliriz ama sen işe gidiyorsun. ''
Pars bir yandan elini saçlarımda gezdirirken bir yandan da Doğu'yu izliyordu.
'' Siz uyumazsanız bende uyuyamam. ''
Ayağa kalkıp biraz sinirle Pars'a söylendim
'' Bizimle uyanık kalırsan çok yoruluyorsun. Zaten uyuya kalıyorsun daha sonra. Ben sana önceden söylüyorum işte. Her gece bizimle beklemene gerek yok. ''
'' Benim bir şikayetim yok güzel karıcım. ''
'' Peki Pars bey o zaman kahvaltıya inmeye ne dersiniz? ''
'' Sen in geliyorum ben ''
Odadan çıkarken '' Telsizi unutma '' diye koridoru inlettim. Bu durumda diğerlerini uyandırmama gerek kalmamıştı. Herkes biraz sonra sofra da yerini alacaktı.
Direk mutfağa geçip çayı yanma aldıktan sonra masaya oturdum. Kısa süre de merdivenlerin başında kucağında kızı Esila ile Kahraman göründü. Kahraman'ın kucağına bir çocuğun bu kadar yakışacağını asla tahmin edemezdim. Ama o kadar iyi bir baba örneğiydi ki Kahraman. Sürekli Esila ile ilgileniyor asla Doğa'yı yalnız bırakmıyordu. Hırçınlığı, asiliği hala devam ediyordu ama Esila ile beraber o şeker hallerini daha sık görür olmuştuk. Esila'yı ilk kucağında gördüğümüz de o gülen kırmızı gözleri hala aklımın bir köşesinde.
'' Doğu uyanmadı mı daha? Kızım kiminle oynayacak. ''
'' Beyfendi bugün uyumak istiyor herhalde uyanmadı. ''
Merdivenlerden kızına koşarak gelen Doğa '' Bizim kız asla uyumuyor. Kime çekmiş bilmiyorum ki. '' dedi gülerek.
'' Benden başka kime olabilir Doğa. Bir tanecik teyzesine tabi. Her gün sekiz de kalkan ben değil miyim? ''
'' Haklısın Ceren. Bu kız sana çekmiş. Bu kıııjj sana çekmişşş ''
Bir yandan Esilayı çimdiklerken annelere özel o sesle kelimeleri tuhaf hallere sokuyordu.
Güneş ve Melih el ele sofraya geldiklerinde tek eksiğimiz Pars'tı ve onun gelmesi de çok uzun sürmedi. Herkes sofra da yerini aldığında çayları da koydum.
'' Doğu isal olmuş yediği bir şey dokunmuş olabilir. doktora mı gitsek? ''
Pars çayını yudumlarken yarıda bırakıp '' Ne zamandan beri? '' diye sordu
'' Dün gece ya. Bugün biraz bakayım devam ederse Ali'yle götürürüm doktora. ''
'' Ben gelirim başkasıyla gitmene gerek yok. ''
Pars'a gülümseyip bir şey söylemedim. Doğu ile olan her konuyla bu kadar yakından ilgilenmesi hoşuma gidiyordu. Ben ailem hiç olmadan büyümüştüm Pars ise erken kaybetmişti. Bir ailenin ne demek olduğunu ikimiz de çok iyi biliyorduk ve bu konuda çektiğimiz büyük acılar evladımıza daha fazla düşmemize sebep oluyordu. İleri de bu sevgiden bunalacak olması ise şimdilerde ki tek korkumdu.
'' Ya Ceren bizim ki de kabız olacak gibi bende mi gelsem sizle. Kakasını yaparken zorlanıyor Esila sanki. ''
''Ebeveynsiniz anladık da sofra da bok konuşmanın anlamı yok abi. Bırakın artık şu muhabbeti midem kaldırmıyor. ''
Melih'in haklı isyanına hepimiz gülüp kahvaltımıza daha bir iştahla devam ettik. Telsiz de Doğu'nun mızmızlanan sesi duyulunca Pars büyük bir hışımla masadan kalkıp koşarak odaya çıktı. Doğu'nun mızmızlanma sesi ağlamaya dönüşecekken Pars'ın sesi duyuldu.
'' Oğlum benim. Geldim yanındayım ağlama. ''
Doğu tekrar sessizliğe büründüğünde önce biraz hışırtı ardından ayak sesleri geldi. Çok geçmeden merdivende göründüklerinde hayranlıkla bir kez daha izledim ikisini. Pars ilk tanıdığım zamanlar sevgisinden emin olmaya çalışırken şimdi bir çocuğumuz vardı. Hayat bizi hiç beklemediğimiz kıyılara sürüklüyordu. Ben şanslıydım ki beni Dünya'nın en güzel kıyısına Pars'ın yanına sürüklemişti.
Pars kucağında Doğu ile yanıma geldiğinde ellerimi açıp oğlumu kucağıma almak için uzandım. Yavaşça Doğu'yu kollarıma bıraktıktan sonra başıma bir öpücük bırakıp tekrar yerine oturdu.
'' Esila bak kızım beşik kertmen sofraya geldi. ''
'' Bu çocukları zorla evlendireceksiniz gibi hissediyorum ama hayırlısı. ''
'' Pars kardeşim haklı. Belki kanka olacak bu çocuklar psikolojik baskı yapmayın. '' dedi Kahraman Pars'ı onaylayarak.
Biz ise ikisini hiç duymamış gibi Doğu ve Esila'yı koltuklarına oturtup kahvaltımıza devam ettik. Bu sıra birbirlerine sırnaşıyordu çocuklarımız. Büyüyünce aralarında bir şey olacağı çok açıktı.
'' Abi valla yeter bezdim. 1 yıldır sadece çocuk konuşuyoruz. Başka hayatımız kalmadı resmen. ''
'' Bizim başka hayatımız yok zaten Melih. ''
'' Tamam çok kıymetli çocuklarınız anlıyoruz da bir tatil falan yapsak bari kendimize geliriz ya. ''
Masada uzun sayılabilecek bir süre sessizlik oldu. Hepimizin aslında ihtiyacı olan bir şeydi. Hep yan yanaydık ama çok fazla evde kalmıştık. Hava değişimi hepimize çok iyi gelecekti.
'' O zaman hazırlanın tatile gidiyoruz. ''
MERHABA ARKADAŞLAR SİZE ÖZEL BÖLÜM GETİRDİM :) FİNAL YAPAN HİKAYEME OLAN İLGİNİZ BENİ ÇOK ŞAŞIRTTI. BENDE BÖYLE BİR SÜRPRİZ YAPAYIM DEDİM. ÇOK GEÇ GELECEK BİR ÖZEL BÖLÜMÜ SİZİN İÇİN YAZDIM. HEPİNİZE ÇOK TEŞEKKÜR EDERİM. DİĞER HİKAYELERİME DE BEKLİYORUM SİZİ :)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
MAFYA
ActionKaranlık bir adama doğan ışık, karanlık adamın merhameti ve her şeye rağmen karanlık adamın en koyu tarafının hikayesi. Tamamen hayal ürünüdür* Beni öldürmeye kararlı Pars'a baktım. Soğuk bir şekilde bana bakan gözlerinde merhamet aradım ama en ufa...