Ceren'den
Pars sabah kahvaltı yapmamıza izin vermeden sadece gerekli eşyalarımızı almamızı söylemişti. Böylelikle yanımıza hiçbir şey almadan yola çıktık. Buna korumalar, arabalar da dahildi. Gerçekten uzun ve sessiz bir yolculuğun sonunda eskisi kadar ihtişamlı bir villanın önünde duruyorduk.
Kapıda daha önce görmediğim iki koruma vardı. Bahçede de yine hiç görmediğim ve eskisinden çok daha fazla koruma vardı. İçerisi diğer kaldığımız ev ile benzerlik gösteriyordu fakat daha modern duruyordu. Üst kata, odalara giden merdiven girişte soldaydı. Merdivenin yanında yemek masası vardı. Ortada koltuklar ve televizyon vardı. Ortama çok fazla renk katacak şey yoktu fakat çok karamsarda durmuyordu.Biz gelmeden kahvaltı hazırlanmıştı. Masaya hepimiz oturduğumuzda oldukça genç görünen muhtemelen yirmi iki yirmi üç yaşlarında bir kız Çaylarımızı doldururken hepimize tek tek gülümsüyordu.
" Burayı sevdim. " dedi Melih etrafı gözden geçirirken.
" Başka şansın yok zaten "
Melih Kahraman'a öldürücü bakışlarını atarken Pars sessizliğini koruyordu." Şimdi ne yapacağız? " diye sordu bu sefer Melih.
Pars bunun yeri bura mı der gibi bir bakıştan sonra tekrar tabağı ile ilgilenmeye başladı. Melih de üstelemedi. Melih konuşmadığı sürece masa da herhangi bir kimsenin konuşmaya isteği yoktu. Yıpranmıştık ve sessiz kalıp düşüncelerimizle boğuşmak hepimize daha cazip geliyordu. Yine de bu en çok Pars'ın işine geliyordu. Çok fazla plan yapıyordu. İntikamı için her şeyi gözden çıkarmıştı. Belki de beni bile.
Kahvaltı faslı bittiğinde Pars Melih ve Kahraman odalara çıkıp üstlerini değiştirdiler. Merdivenlerden üçü de arka arkaya inerken film sahnesinden alınmış bir görüntü gibiydi. Ve burada tek eğreti duran ben ve Doğaydı." Nereye gidiyorsunuz? " önce sorunun sahibine baktım. Doğa'ya. Şüpheyle Kahramanı süzüyordu.
" İşe " dedi Kahraman düz bir sesle. Doğa'nın yanına gelip öptükten sonra dışarı çıktı. Pars yanıma geldiğinde beklentiyle yüzüne baktım. Beraber gitmemizi ister belki diye.
" Tehlikeli olabilir. " dedi ne düşündüğümü duymuş gibi.
Benim ise ısrar etmeye niyetim yoktu. Başımı onaylar gibi sallayıp önüme döndüm.
" Akşam erken dönebilirsem dışarı çıkarız. "
Tekrar Pars' a dönüp gülümsedim.
" Nereye? "
" Diğer çiftler ne yapıyorsa o tür şeyler yaparız. "
Midemde uçuşan kelebekler ile ayağa fırladım.
" Sinemaya gidelim o zaman "
Pars saçlarımı karıştırıp " Olur " dedi.
Evin erkekleri gittiğinde yeni evimizi gezmeye başladık Doğa ile. İlk katta iki oda vardı.
İlk odayı açtığımızda neredeyse boş bir oda ile karşı karşıyaydık. Doğa tuhaf hırıltılar çıkarınca ona döndüm korkarak." Bu adam hiç akıllanmayacak. Şu odanın haline bak. " dedi sinirle.
" Hemen sinirlenme belki Melih'in odasıdır "
" Ben malımı bilirim. " dedi Doğa gülerek.
Kahkahamı bastıramamıştım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
MAFYA
ActionKaranlık bir adama doğan ışık, karanlık adamın merhameti ve her şeye rağmen karanlık adamın en koyu tarafının hikayesi. Tamamen hayal ürünüdür* Beni öldürmeye kararlı Pars'a baktım. Soğuk bir şekilde bana bakan gözlerinde merhamet aradım ama en ufa...