Bölüm:26

17.1K 576 22
                                    

Oluşan sessizliği Pars bozdu.
' Gidelim. '

Genç olan polis beline taktığı kelepçeyi çıkardığında şaşkınlığım biraz daha artmıştı.
Ahmet'i yaraladığı için polisin gelmesi ve tutuklaması tabiki normaldi. Tuhaf olan Pars bugüne kadar işlediği hiçbir suçta tutuklanmamıştı.
Neden aniden polisler düşman gibi davranıyordu Pars'a, aralarında ki ilişki neden bozulmuştu? Asıl beni şaşırtan buydu.
Pars ellerini birleştirip genç polise dogru uzattı. O ana kadar hiç telaşlanmamıştım. Pars'ın bileklerini kelepçeler arasında içime bir sıkıntı düşmüştü.
Gitmeden bana bakıp ' İçeri geç ve beni bekle ' dedi. Geri geleceğini vurguluyordu. Yine de yanında gidip neler olacak görmek istiyordum. Açıkcası Pars'a bir şey olacağını düşündüğümden daha çok polislerle nasıl bir ilişkisi var onu merak ediyordum.
' Bende geleceğim. '
Pars arkasına dönüp baktığında sinirlenmiş duruyordu. Kelepçeler takılırken daha sakin bakıyordu.
' Ceren eve geç dedim sana. Seni tekrar zorla evde tutmak istemiyorum. Beni dinle sadece. '
' Biz evde bekleyelim Ceren. '
Sude'nin sesini duyunca arkama döndüm. Ben Sude'nin neden böyle söylediğini düşünürken Pars ve gelen iki polis çoktan polis arabasına binmişlerdi.
Onlar evi terk ederken ben sadece arkalarından bakıyordum.

***

Uykusuz geçen bir gecenin ardından sabah olmuştu. Sude karşımda, koltukta uyuyordu. Kahraman ve Melih ne aramıştı ne de gelmişti. Onlarda tutuklanmış olabilirdi.

Su içmek için mutfağa gittiğimde kapının sesini duyunca tekrar salona döndüm. Beklediğimin aksine gelen Pars değildi. Elinde silah ile 3 adam içeri girmiş, silahları bize doğrultmuş bakıyorlardı. Sude bu arada uyanmış şaşkınlıkla etrafı izliyordu.
Nihayet biri konuşmaya yeltendiğinde sözünü Hamdi abi böldü.
' Hemen çıkın dışarı. '
Normal zamanlarda ki tavırlarını bilmesem kesinlikle korkacağım bir şekilde söylemişti.
' Aradıklarımızı bulana kadar evden çıkmayacağız. '

Hamdi abi belinden bir silah çıkartıp karşımızda duran adamlara doğrulttu.
' Size yaşamanız için bir şans veriyorum. '

' Maalesef ihtiyar biz sana o şansı vermiyoruz. '

Duyduğum silah sesiyle eş zamanda üzerime kan sıçramıştı. Hamdi abinin kanı.
Korkuyla yere baktığımda başının arkasından vurulduğunu gördüm. Ölmüştü. Hamdi abi ölmüştü!
Dizlerim titriyor sanki birisi yeri ayaklarımın altından çekiyordu. Ayakta kalmak için kendimi zorlasamda daha fazla dayanamayıp yere oturdum. Hamdi abi yanımdaydı. Etrafında kan gölü oluşmuştu.
Gözlerimden ılık ılık yaşlar düşüyordu elime.
' Pars'ın odasını gösterin. '
Ne Sude ne de ben bir cevap vermiyorduk. Hala Hamdi abinin kanlar içindeki bedenine bakarken yüzünü görmediğim biri kolumdan tutup hoyratça ayağa kaldırdı.
' Göster bize şu odayı yoksa ihtiyarın yanına senide yatıracağım '

Önce Hamdi abiye baktım sonra merdivenlere. Ve merdivenlere yürümeye başladım. Peşimden iki kişi geliyordu. Onlardan kurtulmam söz konusu değildi.
Birinin bizi kurtarması gerekiyordu.
Odaya geldiğimizde kapıyı işaret ettim. Biri içeri girerken diğeri yanımda bekledi.
' Gel abi. '
Sözünü duyunca yanımda bekleyen benide kolumdan çekerek odaya girdi.
Deli gibi etrafı karıştırıyorlardı. Kapının kenarına pusmuş onları bekliyordum.
Parfüm şişelerinin kapaklarına varıncaya kadar açıp baktıktan sonra biri sinirle ' yok işte siktiğim yok! ' diye bağırdı.
' Bulmak zorundayız, bulmadan dönemeyiz. '
' Parsın başka odası var mı? Eşyalarını koyduğu başka bir oda? '
Sanki her şeyi söyleyecekmişim gibi rahatlıkla bana soruyordu.
' Bilmiyorum ' dedim soğuk bir sesle.

Sinirle yanıma gelip silahı kalbime doğrulttu.
' Bu evde yaşadığına göre biliyorsun. Söyle de boşuna ölme '
' Bilmiyorum başka bir oda. '
' Ulan kaltak şimdi mi aklına geldi korumak. Odaya tıpış tıpış çıkıyordun. '

Hala ne yaptığımın farkında değildim. Hamdi abinin görüntüsü gözlerime bir perde gibi inmiş gitmiyordu. Artık hayatımızda olamayacağı gerçeği kalbimde derin sancılar yapıyordu. Üzüntümü sadece manevi değil maddi bir şekilde de hissediyordum. Biri kalbime vuruyordu sanki. Dayanamıyordum. Ayakta kalmak, gözlerimi açık tutmak için kendimi zorluyordum.

Kolumdan tutup sarsılınca bulunduğumuz odaya konsantre olmaya çalıştım tekrar.

' Böyle olmayacak çok uzun süre kaldık, gitmeliyiz '

' Tamam gidelim '

Kapının kenarından odanın ortasına beni fırlattıktan sonra koşarak çıktılar. Yerde bir süre bekledim. Neden burada olduğumu neden bunlara katlandığımı düşündüm. Pars. Her şeye onun için katlanıyordum. Ama daha fazla dayanacak gücüm kalmamıştı.
Odadan çıkıp salona Sude'nin yanına indim. Koltukta ağlıyordu. Yerde Hamdi abi kanlar içinde yatıyordu.
Kapıya ilerleyip dışarı çıktım. Dışarıda ki bütün korumalarda öldürülmüştü. Her gördüğüm ölü beden Pars'tan biraz daha uzaklaştırıyordu beni. Evin bahçesinden dışarı çıkıp yolda yürümeye başladım. Ne yapmam gerekiyordu bilmiyordum. Ama daha fazla o evde kalamayacağımı biliyordum. Çok fazla ölü beden çok fazla kötü hatıra vardı.
Nereye, neden gittiğimi düşünmeden yürümeye devam ettim...

Pars'tan:

Saatler süren sorgunun ardından eve dönüp uyumak istiyordum. Çıkış için son bir kaç evrak ile ifademi imzalayıp beni bekleyen taksiye bindim. Telefonumun şarjı bitmişti. Kimseden haber alamamıştım. Bir de pezevenkin teki yüzünden polislerle uğraşmıştım bütün gece. Bana saatler gibi gelen yol bittiğinde evde bir şeylerin yolunda olmadığı belliydi. Kapı hafiften aralık etrafta bizim çocuklardan kimse yoktu.
Taksiye ücreti ödeyip aralık kapıdan bahçeye girdim. Timuçin, Mehmet, Ali hepsi yerdeydi. Benimle büyümüş, aynı sofradan yemek yediğim arkadaşlarım yine benden önce, benim yüzümden ölmüşlerdi.
Aklıma gelen onlarca korkunç düşünceyle koşarak eve girdim. Hamdi abi kanlar içinde yerde yatıyordu. Bana hayatta kalmayı öğreten abim ölmüştü! Gözlerim kararmaya başlamıştı. İçimde büyüyen bir öfke dur durak bilmiyordu.

Etrafa göz gezdirirken Sude takıldı gözüme koltukta ağlıyordu.

' Ceren nerede? '

Gözlerinin içine bakıyordum cevap versin diye ama tek kelime etmiyordu. Öfkemi kontrol edemiyordum. Bütün sesimle ' Nerede Ceren? ' diye bağırdım.

' Gitti. '

' Nereye gitti? '

' Bilmiyorum. Gitti sadece. '

Olanlara anlam veremiyordum. Bütün arkadaşlarım, adamlarım, abim ölmüş, Ceren gitmişti. Kahraman ve Melih ise ortalarda yoktu. Bu bataklıktan çıkmak için daha ne kadar dibe batmam gerekiyordu?

Sizden ufak bir ricam var. Tabusuz lise adında başka bir hikayem daha var. Ona da bir göz atabilirseniz çok mutlu olurum.


MAFYAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin