Bölüm:58

8.9K 296 10
                                    

Pars:

Ceren:

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Ceren:

Doğa yerde beklerken hiç beklenmedik ve ani bir hareket yaptı

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Doğa yerde beklerken hiç beklenmedik ve ani bir hareket yaptı. Tam karşısında duran ve Doğa'ya tokat adan adama yerde çelme takıp düştüğü anda silahı eline aldı. O kadar kısa sürede olmuştu ki her şey ne biz ne de çevremizi sarmış o silahlı ordu herhangi bir şey yapamamıştı.

Doğa elinde ki silahı patronlarına yöneltince kimse bir şey yapmaya cesaret edemeden bekliyordu sadece.

'' Adamlarına söyle silahlarını indirsinler. Yoksa beynini dağıtırım. ''

Adam alaycı bir gülümseme takınıp Doğa'nın dediklerini ciddiye almadığı belli bir şekilde sadece bakmakla yetindi. Yine de Doğa çok kararlıydı ki bunda en büyük pay Kahraman'ındı. Evde sürekli çalıştıklarını biliyordum ama Doğa sanki yıllardır bu anı beklemiş gibi öylesine adapte ve kontrollüydü ki ben bile şaşırmadan edemiyordum.

Güneş sessiz sessiz ağlarken Doğa '' Son uyarım bu. '' dedi ve ekledi '' Silahlarını indirmezlerse beynin yerlere dökülecek. ''

Adam ellerini kaldırıp devam etmesini işaret etti. Doğa bana yandan bir bakış atıp bir şeyler ima etti ama ben fark edene kadar eylemi gerçekleştirmişti zaten. Birkaç saniye içinde silahlı ordudan birini omzundan vurup silahı saniyeler içinde tekrar patronlarına yöneltti. Beklenen etkiyi bu yaratmıştı işte.

Öncelikle Doğa silah kullanmayı biliyordu ve oldukça hızlıydı. Ayrıca birini öldürebilecek kadar da gözü karaydı. Patron da bunu anlamış olacak ki '' İndirin silahları '' dedi utanır bir şekilde.

Doğa dikkatini dağıtmadan patrona odaklı bir şekilde '' Silahları toplayın. '' dedi

Güneş oldukça korktuğu için bu iş bana düşüyordu. Herkesten tek tek silahlarını alıp Doğa'nın yanına getirdim dikkatli bir şekilde. Uzaktan ve tehlikeye girmeden. Patronlarına sadakatlerinden dolayı başka bir şey yapmaya cesaret edemeseler bile hepsi aynı sadakati taşımıyor olabilirdi sonuçta.

Silahlar hepsinden uzak bir nokta da bizim yanımızda toplandığında Doğa hala patrona doğrulttuğu silah ile birlikte öylece bekliyordu.

'' Şimdi ne yapacaksınız güzelim. ''

Patron aynı alaycı tavrı takındığında Doğa daha da kendinden emin bir şekilde '' Sadece adamınızı yaralamadım silah sesi ormanda yayıldı farkında mısın budala? '' dedi gülerek.

'' Ormanda avlanmak yasak Doğa. '' Birkaç yüz metre uzaktan gelen ses Kahraman'a aitti. Melih koşarak gelip Güneş'e sarıldığı anda Kahraman belinden çıkardığı silahı patrona doğrulttu. Doğa'nın rahatladığını ve kontrolü bıraktığını vücudunun rahatlamasından anlayabiliyordum. Kahraman Doğa'nın yüzünü okşayıp göz kırptı. Bu anı görünce ilk tanıştıkları gün ile şimdiki halleri arasında fark göze o kadar çarpıyordu ki.

' Gürültü yapma ' dan başka bir şey söylemeyen Kahraman uzun cümleler kurar olmuştu Doğa için.

İkisinin ilişkisini hayranlıkla izlerken belime dolanan kollar ile Pars'ın kokusu burnuma geldi. Bizde en az onlar kadar zorlu dönemleri atlatmış ve hiç ayrılmadan bugün bir olabilmiştik. Başını omzuma yaslayan Pars'a yanağımı sürüp sakallarını okşadım. Pars boynumdan öpüp ardından sardığı kolları çözdü ve bir adım önüme geçti.

Yüksek sesle orduya seslendi Pars'' Bize ihanet eden kimseyi affetmeyiz. Cezasını bir kişi çekecek. Kalanlarla yeni anlaşma yapacağız. ''

Kahraman '' Benim olana dokunmasaydın nefes almak için biraz daha zamanın olabilirdi. '' dedi ve geçen birkaç saniyenin ardına Doğa'nın söylediklerini yerine getirmişti.

'' Bundan sonra beraber iş yapacağız. Yerde yatmak isteyen varsa patronunu takip etsin. ''

Kimseden ses çıkmayınca Pars devam etti.

'' Birkaç gün içinde İstanbul da yeni bir gurup kurulacak. Bu guruba dahil olan herkes işlerimizde bizimle beraber olacak. Size de davetiye göndereceğiz. O zamana kadar yeni bir patron seçip bizi bekleyin. ''

Kimseden ses çıkmayınca Pars gitmeleri için işaret yaptı. Silahlarını alıp ormanda gözden birer birer kaybolduklarında kalan sadece yeni bir cesetti.

Pars yanıma gelince gözlerine bakıp '' Bu hep böyle devam edecek değil mi? Hiç aydınlığa çıkamayacağız. '' diye sordum. Bir umut farklı bir cevap vermesini bekliyordum ama mümkün değildi. Pars ilk gün söylemişti. Ölümden başka çıkış yolu yok. Ölümden başka kurtuluş yok.

'' Bu hep böyle devam edecek Ceren. Hiç Aydınlığa çıkmayacağız. Karanlıkta beraber olmak da yeterli değil mi? Karanlıkta.. beraber. ''


Not: Merhaba arkadaşlar. Size de içinde bulunduğumuz durumu sordum ve herkes ile aynı kararda olduğumuzu fark ettim. Hikayeme yakın bir zaman da son vereceğim. Bu da demek oluyor son birkaç bölüm yayımlanacak sadece.

Şimdiden bir hüzün kapladı içimi ama gerekli olan bu olduğu için ve uzun süredir beraber güzel şeyler paylaştığımız içinde mutluyum açıkçası. :)

Diğer 2 hikayem daha bizimle uzun süre devam edecek. Özleyenler ile o hikayelerimde görüşürüz artık :)

Aklıma gelmişken söyleyeyim baya eleştiri almıştı; Ceren karakteri için seçtiğim kişinin çirkin fotoğraflarını kullandığım söylenmişti. Şimdi fark ettim aramaya farklı şeyler yazınca gerçekten güzel fotoğraflar çıkıyormuş :D

MAFYAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin