Bölüm:12

32.1K 1K 96
                                    

DÜZENLENDİ

-


Eve geldiğimizde uyumak için can atıyordum. Doğa'nın gelmesini beklemeden odama çıktım. Üstümde ki elbiseyi çıkartıp olduğu gibi bıraktım. Yarın pişman olacağımı bile bile makyajımı silmeden yatağa uzandım. Yorgunluğumun ve hafif sarhoşluğumun da etkisiyle çok geçmeden uykuya kucak açtım.

**

Duyduğum büyük gürültüyle uykumdan sıçrayarak uyandım. Aynı anda yastığa gömdüm başımı. Odama kurşun yağıyordu ve hareket etmeyi geçtim gözlerimi dahi açamıyordum. Yatağımda korkuyla titrerken yaşadığım şoktan herhangi bir şey yapamıyordum.

Kısacık bir an kesilen sesle yatakta yuvarlanarak kendimi yere bıraktım. Emekleyerek kapıya uzanıp açtıktan sonra yine dizlerimin üzerinde koridora çıktım. Nihayet ayağa kalkabildiğimde derin derin nefes alarak kendimi sakinleştirmeye çalışıyordum. Aynı anda üstüme bakmakla yaşadığım ikinci şok ile elim odamın kapısına gitti.
İç çamaşırımla hayatım boyunca yalnızca bir defa uyumuştum oda bu geceydi ve şimdi koridorda iç çamaşırımla bekliyordum. Üstelik kedi desenli ve pembe! Kapının kolunu bırakıp koridorda yürümeye başladım. Ne yapacağımı bilmez koridorda beklerken Pars merdivenlerden koşarak çıkıyordu. Sadece bir an bana baktıktan sonra yanıma gelip '' Yaralandın mı? '' diye sordu.

'' Hayır. '' dediğimde hızlı bir şekilde üstünde ki gömleği çıkartıp bana giydirdi. İlk defa Pars'ı bu halde görüyordum. Telaşlıydı, endişeliydi.
Biz bu haldeyken evde gürültü bir an olsun kesilmiyordu. Biz koridordaydık ve her yanımız kapalı olduğu için bir nevi güvenli noktadaydık.

Pars omuzlarımdan sıkı sıkı tutarken '' Korkutmak değil amaçları öldürmek. O yüzden bu koridordan asla çıkma, bir yere gitme. Bittiğinde ben gelip seni alacağım. '' dedi.

Ben sadece başımla onayladım. Korkuyordum ve utanıyordum bu yüzden hiçbir şey söylemek gelmiyordu içimden. Üstelik söyleyecek bir şeyimde yoktu.

Pars bir iki merdiven indikten sonra hızla geri dönüp koşarak yanıma geldi. Bu kez omuzlarımı daha sıkı tutuyordu.

Etrafta kimse olmamasına rağmen kulağıma eğilip:
'' Savaşmayın sevişin sözünü şuan uygulamamak için kendimi zor tutuyorum. '' dedi.

Yaşadığım duygu karmaşası üstüne birde bu eklenmişti. Dudağımın kenarına ufak bir öpücük bırakıp tekrar aşağı indi. Ben o an patlayan bütün silahları, etraftaki gözü dönmüş adamları unutmuştum. İstediğim tek bir şey vardı. Pars'ın yanında yakınında olmak. Görebilmek hatta dokunabilmek.

Eğer o göze alıp yanıma geldiyse bende gidebilirdim. Koridorun görünmeyen kısmını hızla geçip merdivenlerden indim. Tehlikeli bölgeye yani salona geldiğimde bir an duraksadım. Etrafta kimsenin sesi gelmiyordu kimse görünmüyordu. Tek duyduğum silah sesleri ve kırılan eşyaların sesleriydi. Ara ara susuyor silahlar sonra aynı şekilde devam ediyordu.

Salonda kim varsa karambole gidiyordum yanına. Derin bir nefes alıp salona girdim. Kurşun sesleri kulağımı sağır edecek derecede yakınımdaydı. Pars gözleri kapalı elinde ki silahıyla pencerenin yanında bekliyordu, ateş etmiyordu. Bir an gözünü açıp beni gördüğünde şaşkınlıkla gözleri açıldı. Aynı anda hızla yanıma gelip önüme durdu. Daha doğrusu siper oldu.
Boşta olan eliyle kolumdan sıkıca kavrayıp sarsılmama sebep oluyordu fakat farkında bile değildi.

'' Sana gelme dedim! ''

'' Senin yanında olmalıyım. ''

Etrafta göz gezdirdikten sonra kendi durduğu pencerenin kenarına beni götürdü. Vücudumu yasladıktan sonra yüzünde bir gülümseme belirdi.

MAFYAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin