Bölüm:56

9.9K 301 12
                                    



Evliliğimin bu kadar ani olacağını daha önce tahmin etmiştim ama tahminlerimde bugün yoktu. Sabah uyanıp bir anda kendimi nikah masasında bulmuştum. İşin en tuhaf yanı izleyicilerimizin hepsi en az 1.80 boyunda, yapılı, siyah takım elbiseli erkeklerdi. Doğa ve Güneş dışında. Pars dar takım smokini içinde kıvranıyor Kahraman ve Melih de onun bu halini gülerek izliyordu.

Sanki dün gibiydi Pars'ın bir sokak arasında görüp mafya olduğunu anladığım gün. Doğa'nın gelip beni kurtarmaya çalışırken bu batağa ve aynı zamanda aşkı düşüşü. Hem aşka hem batağa düşmüştük bu doğruydu. Aşk bizi yukarı çekse de sonuçta bataklıktayız. Aşk bizi yukarı çıkarmaya yetecek miydi?

Pars gözlerimin içine bakıp '' EVET '' dediğinde gözlerine baktım. Uzun zaman sonra ilk defa gözleri böyle parlıyordu.

Sıra bana geldiğinde Pars'a döndüm yüzümü bu devlete, insanlara veya başkasına değil Pars'a verdiğim sözdü. Ölüm bizi ayırıncaya dek...

Nikah bitip cüzdanı elime aldığımda o kadar tuhaf bir duyguydu ki. Artık evli bir kadındım. Artık bir sevgilim değil bir eşim, kocam vardı. Kahraman ile konuşan Pars'a dönüp '' Tapun bende artık. '' dedim gülerek.

Pars aynı şekilde cevap verirken Kahraman başını salladı kötü anlamda.

'' O cüzdan karşılıklı '' dedi ardından.

Gülümseyip Doğa'yı gösterdim.

'' Emin misin? ''

Kahraman işaret parmağını dudağına götürüp ''şşşt'' yaptı.

Pars'ın kahkahası üzerine odada ki herkes ona döndü. Kahraman dirsek atıp sessiz olması için bir uyarı verdi ve koltuklardan birine oturdu.

'' Kızlar siz hazırlanın birazdan yola çıkacağız. ''

'' Nereye '' diye sordum şaşkınca.

'' Kampa. ''

Pars içtenlikle gülümsüyordu. Geç kalmamak için elinden geleni yapıyordu. Bu konuda hepimiz ona yardım etmekte gönüllüydük.

***


Üç araba arka arkaya yola çıktığımızda saat 4'ü geçiyordu. Pars her şeyi düşünmüştü. Çadırlar, yemekler, kıyafetler gerekli olan her şey gece çoktan arabalara yerleştirilmişti. Biz sadece yola çıktık. Hazırlanmış sandviçlerden birini alıp Pars'a uzattım ısırması için. Koca bir ısırık alınca meyve suyunu da uzatıp içirdikten sonra gülümsedim.

'' Çok güzel olacak. Ateş yakar, şarkı söyleriz. Oyunlar oynarız. ''

Pars birkaç saniye gözlerini bana çevirip yola döndü.

'' Bakma öyle heyecandan hepsi. '' dedim utanarak.

Çocuk gibi hızlı hızlı söyleyince heyecanlandığım belli olmuştu.

'' Bende heyecanlıyım karıcım. ''

Yutmak üzere olduğum sandviç bu sözler üzerine boğazımda takılı kalıp öksürme krizine girmeme sebep olmuştu. Pars sırtıma hafif hafif vururken;

'' Karıcım iyi misin? '' dedi. Güldüğünü anlayabiliyordum.

Biraz meyve suyu içip kendime geldiğimde elimi dizinden yavaş yavaş yukarı doğru çıkardım.

'' İyiyim kocacım. Sen nasılsın? ''

Bacağını yukarı doğru hafifçe okşarken Pars'ın bundan etkilendiğini görebiliyordum.

'' Ceren yapma şunu arabayı yol kenarına çekeceğim şimdi. '' dedi zar zor.

Gülerek tekrar arkama yaslanıp '' Sabret '' dedim ve ardından göz kırptım.

MAFYAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin