Bölüm:46

11.6K 351 41
                                    

Bölüm sonunda biraz +18 var. Minik okuyucularım o kısmı es geçsin lütfen :)

Güneş'ten:

Kahraman ve Doğa için yapılacak hazırlıkları dışarıdan bir şirket hazır şekilde getiriyordu. Bir saat içinde ev süslenmiş, masa tamamen yemeklerle donatılmış, içecekler ve dahası yerini almıştı. Bir süre başlarında durduktan sonra yerimi Poyraz'a bırakıp hazırlanmaya çıktım. Ali sadece çok yakınların olacağını ve benimde katılmamı istediklerini söylemişti. 

Odama çıkıp sade ama şık siyah bir elbise seçtim. Saçlarımı salaş bir şekilde örüp dekoltemi açığa çıkardıktan sonra hafif toprak tonlarında bir makyaj yaptım. Ardından siyah kalın bantlı topuklu ayakkabımı giydim ve aşağı indim. Birazdan herkes burada olurdu.

Salona inip son kontrolleri bitirdiğimde Kahraman Doğa  ardından Ali ve Melih bahçeye girdiler. Kapıya çıkıp gelenleri karşıladım.

Doğa görür görmez boynuma atlayınca bende sarılıp '' Tebrikler '' dedim en içten halimle. Ardından Kahraman'a dönüp '' Tebrik ederim. '' diye yineledim.

Kahraman her zamanki soğukluğuyla '' Teşekkür ederim '' deyip içeri geçti. Hep beraber salonda koltuğa oturup Pars ve Ceren'in gelmesini bekliyorduk. 

Parslar gelene kadar evlilik hakkında türlü muhabbetler dönüyordu ortamda. 

Hem çok fazla ilgim ve bilgim olmadığı için hem de şuan bana bu muhabbet çok uzak olduğu için mutfakta kalanları getirmeye geçtim. Buzdolabından içeceklerin bir kısmını çıkarırken Melih içeri girdi.

'' Yakışmış ''

Neyin kime yakıştığını söylemediği için sadece bakmakla yetindim. İltifat ediyorsa düzgünce etmeliydi.

Dolabın kapağını kapatıp arkamı döndüğüm anda Melih ellerini iki yanımda birleştirmiş yüzünü yüzüme değecek kadar yaklaştırmıştı. 

'' Sürekli kaçamazsın ''

'' Bir yere kaçtığım yok '' dedim gözlerimi gözlerinden çekip. Bu mesafe nefes almamı bile zorlaştırıyordu. 

'' Bana bak o zaman ''

Tekrar gözlerimi çevirdiğimde bakışları kalbimi eritebilirdi. Midem de oluşan kelebekleri hissedebiliyordum. 

Kapıdan gelen ayak seslerini duyunca Melih'in kolunu indirip geçmeye çalışsam da nafileydi. Milim kıpırdamıyordu. Geleni görmek için kafamı çevirdiğimde Ali'nin kapıda ne yapacağını şaşırmış bir halde beklediğini gördüm.

Melih çok sık tekrar etmeyen ciddi haline bürünmüş bir şekilde hala bana bakmaya devam ediyordu.

'' Sonra gel Ali '' dediğinde Ali beklemeden dışarı çıktı. Gözlerimi üçüncü kez Melih'e çevirdiğim de '' Bugün kollarımın arasından tek şekilde kurtulabilirsin Güneş. '' dedi.

Gözlerimi ayırmadan bundan sonra gelecek cümleyi bekliyordum merakla. 

'' Şimdi seni öpeceğim. Kollarımın arasından kurtulmak için 5 saniyen var. Eğer 5 saniye içinde çıkmazsan bir daha hiç bırakmayacağım. ''

Gözlerimi gözlerinden ayırmadan o birkaç saniyeyi düşünmeye verdim. Melih'ten hoşlanıyordum ciddi anlamda. Şuan sırf bundan sonra olabilecekler için Melih'i reddedersem biliyordum ki Melih bir daha asla böyle bir girişim de bulunmayacaktı. Bu iki sebep şuan hala gözlerine bakıyor olmam için yeterliydi. 

Melih yumuşak dudaklarını dudaklarıma değdirdiğinde midemde ki kelebekler hareketlenmişti. Dudağımı nazikçe ama tutkuyla dudaklarının arasına alıyor, öpüyordu.

MAFYAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin